Sosyolog-yazar Eyyüp Altun’un Yeni Romanı ‘Kızıl Topraklar’ Piyasaya Çıktı
Van’ın Erciş ilçesinde ikamet eden Sosyolog-Yazar Eyyüp Altun son kitabı ‘Kızıl topraklar’ isimli romanının piyasaya çıktığını belirterek, 1915’te Ermenilerin tarihin cevaz vermediği bir çözümü zorlad...
Van’ın Erciş ilçesinde ikamet eden Sosyolog-Yazar Eyyüp Altun son kitabı ‘Kızıl topraklar’ isimli romanının piyasaya çıktığını belirterek, 1915’te Ermenilerin tarihin cevaz vermediği bir çözümü zorladığını ve tarihin böyle bir yanlışı affetmediğini söyledi. Altun, yeni çıkan romanı ‘Kızıl Topraklar’ ile eski yazmış olduğu ‘Sona’ isimli romanında da Ermeni asıllı anneannesinin hayatını konu edindiğini bildirdi.
Sosyolog-Yazar Altun, yeni romanının 1915 Ermeni meselesinin konu edildiğini belirterek, Taşnak Partisi’nin, Ermenileri bir uçurumun kenarına getirdiğini, onlara atla talimatını verdiğini, uçurumun çok büyük olması yüzden Ermenilerin atladığını ancak, karşı tarafa geçemeden düşüp paramparça olduklarını söyledi. Daha önce de ‘Sona’ adlı bir romanı daha yayınlanan Sosyolog-Yazar Altun, her iki romanı da Ermeni asıllı anneannesinin hayatı çerçevesinde konuların ele aldığını bildirdi. Roman çalışmaları yanında Ermeni ve Kürt tarihi üzerine de yoğunlaşan Altun, şu ifadelerde bulundu; “İslamiyetin kabul etmesiyle belli bir üstünlük yakalayan Kürtlerin, verimli topraklara sahip Ermeni bölgesine dönük ilgisi tarih boyunca etnik-dini çatışmaların sürmesini tetiklemiştir. Farklı kültürlere sahip bu iki halkın yaşadığı coğrafyayı egemenlik altında tutan Müslüman devletler, (Araplar, Farslar, Türkler) İslamiyeti kabul etmiş Kürt’ü Ermeni’ye tercih ederek bu etnik topluluğa özel bir önem vermiştir. Kürtler zor durumda kalırlar. Fakat bölge son bin yılda Müslüman Türk devletlerinin denetiminde olduğu için bu Müslüman tebaa korunur ve kollanır; ne de olsa dindaştırlar. Bilindiği üzere eyalet sistemiyle yönetilen Osmanlı, Ermenilerin de büyük bir çoğunluk olarak yaşadığı bölgenin adını Ermenistan değil Kürdistan koyar. Rumların da büyük oranda yaşadığı Karadeniz bölgesi de Hıristiyan Rumlarla değil, Müslüman Lazlarla anılır. Bu durum Osmanlının Müslümanlara özel bir önem verdiğinin göstergesidir. Selçuklu ve Osmanlı Kürdü önemsemektedir. Çünkü bölgeye yayılım Müslüman Kürtler üzerinden olacaktır. Eğer Kürtler İslamiyet’i değil de başka bir inanç sistemini benimsemiş olsaydı, kuşkusuz Müslüman devletlerin ilgisini çekmeyecek ve tarihi süreç içinde diğer gayrimüslim topluluklar gibi yok olup gidecekti. Nitekim Keldaniler, Asurîler, Süryaniler ve Ermeniler Müslüman olmadıkları için bölgede tutunamadılar. Kuşkusuz bunun nedeni bölgenin yaklaşık bin beş yüz yıl Müslüman devletler tarafından yönetilmesidir” dedi.
Kızıl Topraklar adlı çalışmasında 1915 ile 1922 yılları arasındaki çalkantılı dönemi romanlaştırdığını da anlatan Altun, “Bugün Kürt siyasal çevreleri ile Ermenistan arasında da görünmez bir çelişki yaşanmaktadır. Şöyle ki, Kars ile Bitlis-Muş arasındaki bölgeyi diaspora ve Ermenistan ‘Batı Ermenistan’ olarak tanımlarken, Kürt siyasal çevreleri aynı bölgeyi ‘Kuzey Kürdistan’ olarak adlandırmaktadır. Ancak var olan bu çelişkiyi her iki taraf da büyük bir özenle tartışma konusu yapmamaktadır. Bölgenin istikrarsızlaşması durumunda bu çelişki daha da gün yüzüne çıkacaktır. Şöyle ki; bölgenin Suriye gibi istikrarsızlaşması ve Türk ordusunun alandan çekilmesi durumunda toprak talebi daha yakıcı bir şekilde gündeme getirilecektir. Ermeniler, soykırım tezini bu çevrelerin savunduğunu bilmektedir. Buna dayanarak yüz yıldır kullanılan (ekilip-biçilen) topraklarının artık geri verilmesini ısrarla isteyecektir. Kuşkusuz böylesi bir durumda bölgeyi kontrol altında tutan Kürt örgütleri bu talebi reddedeceklerdir. Bu durumda da bir Kürt-Ermeni savaşı çıkacaktır. Böylesi bir savaşta Hıristiyan Rusya, Hıristiyan Avrupa ve Hıristiyan ABD Hıristiyan Ermeni’yi bırakıp Müslüman Kürt’ü desteklemeyecektir. Ve Kürtler dimyata pirince giderken, evdeki bulgurdan da olacaktır. Bu bir temenni değildir; nesnel durum tahlili yapan herkes bu sonuca ulaşacaktır. 1915 Ermeni sorunuyla 2015 Kürt sorunu birbirine çok benzemektedir. 1915 Ermeni sorununu doğru okuyamayanlar, 2015 Kürt sorununu çözemezler.”
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.