TEBLİĞ VE RAMAZAN
Şu anda her TV kanalı bir tebliğ memuru edasıyla, olağan üstü bir gayret sarf ederek Ramazan’ı eda ediyor.
Ya da öyle zannediyoruz.
11 ay boyunca sisteme hizmeti amaç edinen TV kanallarını, ayakta durmak için sahibinin sesi konumundan sanki bu ayda çıkıyor zannediyoruz. Oysa ki onlar asla sahibinin sesinden başka ses çıkaramazlar ki!
Millet, o kanalın paralı din adamından, öbür kanalın paralı din adamına, programları zaplayıp duruyorlar. Dikkat ederseniz ipe sapa gelmez basit sorularla milletin o güzel ruh halini sömürüye devam ediyorlar.
Başlıkta tebliğ vardı ya hani;
İşte o tebliğ işi aslında tüm Müslüman insanların görevi iken bu işi Diyanet İşleri Başkanlığı’na yüklemiş sistem!
Her vatandaşımız da, kendi adına dini tebliği yapan, Diyanet yetkililerinin sırtına atmış yükü, rahatlığını yaşıyorlar.
O Diyanet İşleri Başkanlığı ki, saltanatı bozulmasın diye, Allah’ın kitabını her vatandaşına vermeyi bile akıl edemiyor olsa gerek, parayla satıyor.
Oysaki başka inanışın sahibi şahıslar vakıflar ve kurumlar ülkemde cirit oynuyorlar. Dağıttıkları her kitabın içine birer ikişer adet, 100 dolarlıklarda koyarak dağıtıklarını öğreniyoruz.
Vatandaşlarımız ise, cemaatlerin zarflarına koyduğu parayla, tebliğ işini aklına bile getirmiyorlar?
O para verdiği, kuzu, koyun, keçi bağışladıkları cemaatler, onun adına bu işi yapıyor zannediyorlar.
Muhakkak o cemaatlerin içinde bu işi, yani tebliğ işini çok iyi yapanlarda var. Ama anlatmak istediğim olay, kendi yapacağımız görevleri, başkalarına ücret ödeyerek yaptırma alışkanlığımızın olması. Neredeyse tüm ibadetlerimizi para karşılığında birilerine yaptıracağız.
Düşününüz tebliğ işini Diyanet’e yükleyen sistem, hiçbir dairede hiçbir iş yerinde olmayan rahatlığı o kardeşlerimize vermiş. Devletin herhangi bir kurumunda çalışan vatandaşımızın, memurumuzun, işçimizin başka iş yapması mümkün mü?
Hayır.
Peki o iş yerlerindeki elemanlar tam gün çalışıyorlarken, neden bu tebliğ işini üstlenen kardeşlerimiz başka işler yapabiliyorlar?
Yok öyle bir şey!
Kendi üzerlerine işyeri açamıyorlar diyorsunuz.
Doğrudur ama benim onların ikinci işini yapmalarını istememem gibi bir lüksüm de yok. Benim anlatmak istediğim sadece tebliğ işini üstlenen namaz kıldırma memurları bu kadar neden lakayt çalışabiliyorlar?
Neden tebliğ işini 8 saatlik çalışma süresi boyunca yapmıyorlar?
Yapmayanlar neden takip edilmiyorlar biliyor musunuz?
Cevabını vereyim mi?
Dini iyi öğrenen, kitabından öğrenen, kurandan öğrenen, bir toplum, din simsarları tarafından kullanılamaz. Sömürülemez, aldatılamaz ve ibadetlerinin sonucunda temiz bir toplum haline gelir de ondan.
NOT: TEBLİĞ İŞİNİ HAYATININ HER ALANINDA ÜSTLENMİŞ DİN GÖREVLİLERİMİZİ TENZİH EDİYORUM. SÖZÜM DİĞERLERİNEDİR.