NAZİLLİ NASIL KURTULUR? (2)
Basireti bağlanmış, üzerine ölü toprağı serilmiş, bir şehirde yaşıyorum.
Üzüntüm kendime dairse, Allah'ın laneti üzerime olsun.
Korkum, üzüntüm, üretimin duracak noktaya kadar yavaşlaması, şehrin iş günlerini tatil günü sakinliğinde yaşaması, gençlerin gelecekleri konusunda karamsarlığa kapılması, negatif enerjinin tüm şehrin üzerine yayılması beni korkutuyor, çok üzüyor.
Ne olmalıda bu kâbusun altından sıyrılmalı?
Yepyeni bir heyecan yaşamalı bu koca ölü şehir?
İktidar partisinin vekillerinin, yereldeki yöneticileri ile uyumsuz çalışmaları birbirlerinin yüzlerine gülüp, arkalarından kuyularını kazmaları;
Hepsinin ayrı imparator olma hastalığı;
Demokratik kuralları çiğnemeleri yetmiyormuş gibi, geçmişte ilçe başkanına şiddete varacak eylemlere kadar görmezlikten gelmeleri;
Nazilli'de seçimi kaybetmesine sebep olduğundan, şu anda Nazilli, Aydın ili ile uyumsuz!
Anakarayla uyumsuz! durumda, çıkmazlarda görünüyor.
Nazilli'ye Devlet Hastanesi'nden başka hiçbir yatırımın gelmeyişi, çivinin dahi çakılmayışı, bundan sonra da çivinin çakılmayacağı söylentileri de Nazilli'de moral bozukluğuna sebep oluyor.
Gönderilen paraların yeterli olmadığı eskisinin yarısında olduğu söylentileri cabası...
Aydın Büyükşehir Belediyesi'nde çalışanlardan daha çok çalışanın olması Nazilliye gelen paraların işçi ücretlerini bile karşılamadığı söylentileri, tamamen negatif yönde halkımızı etkiliyor olmalı...
Bazı hizmetlerin Büyükşehir Belediyesi'ne geçmesinin belediye çalışanlarının rahat at koşturmalarını ve yapmaları gereken işleri yapmayıp, “O işi Büyükşehir Belediyesi öyle istedi” gibi sözlerle kendi olumsuzluklarını da, Büyükşehir Belediyesi'nin üzerine attıklarını öğreniyoruz.
Şehir halkı rahatsız, mutsuz ve ölüm öncesi rehavet içinde...
Nazilli bu durumdan nasıl kurtulur?
7'inci ayda yazdığım bir yazımda;
“Bakanın sözlerini davet sayıp, MHP'li Belediye Meclis Üyeleri ikna edilerek, AK Parti'ye geçmeleri sağlanmalı...
Nazilli'den doğuda kalan ilçeler le birlikte Nazilli yeni bir yasayla, 'İL' yapılmalıdır” demiştim.
Bazılarınız “Geçti Bor'un pazarı sür eşeğini Niğde’ye” dediniz biliyorum.
“Bu şehre iyi bir şeyler vermek için, iş yapmak için, seçilmiş, Belediye Başkanı ve Belediye Meclisi üyesi arkadaşlarımız bu gidişata dur demeden edemezler, etmemeliler” demiştim.
“Vaatlerini bu güne kadar tuttuğunu söyleyen, Belediye başkanı ve ekibi eğer tarihe, son olarak, yapamadıkları ile geçmek istemiyorlarsa, bu duruma el koymalılar ve Nazilli'ye yeni bir heyecan kazandırmalılar. Ben öyle zannediyorum ki bu iş Nazilli Belediye Başkanı Haluk Alıcık ve ekibin de bulunan arkadaşları ile, Nazilli AK Parti yönetimi ve vekillerimizin elindedir” diye devam etmiştim.
"Göreceksiniz hem Nazilli kurtulacak hem Aydın ilinin doğu bölgesindeki ilçeleri... Bir bakmışsınız Denizli ile Nazilli'nin tam orta yerine hava alanı bile yapılmış olabilir” diye sözümü bitirmiştim.
Şimdi, Nazilli'nin 'il' olması hayal olarak bir çoğumuzun yüreğinde düğümlendi kaldı.
Kardeşim Şenol Babacan’ın son köşe yazısında belirttiği gibi;
“Nazilli Sümerbank, Nazilli'nin il olmasının, sanayi şehri olmasının anahtarıydı. Ne yazık ki 'il' olamadı"
Çünkü Sümerbank, Yüksel Yalova ve ekibi tarafından kapatıldı. Gariptir Yüksel Yalova’nın adı kapatılan fabrikanın park alanına verildi.
Ne yazık ki sanayi şehri olamadı.
Yabancı yatırımcılara verilecek sanayi arsaları yok. Gelecek olan yatırımcıya arsa bedelleri, sayfiye yerlerinden daha pahalıya sunuluyor.
Ne yazık ki eğitim şehri olamadı.
Çünkü, üç fakültesi olmadığı için, üniversitesi bile yok.
Ne yazık ki tarım şehri de olamadı.
Çünkü onlarca tarım arazisi satılık. Tarımla uğraşan köylümüz çiftçimiz para kazanamıyor. Mahsulleri para etmiyor.
Bir tek ümidim kaldı. O da Nazilli'ye yakın bir yerde hava alanı yapılmasıdır.
Bu havaalanı Nazilli'yi, Aydın ilinin doğusundaki ilçeleri, Denizli'nin batısındaki ilçeleri, Manisa’nın güneyindeki ilçeleri harekete geçirecektir, kalkındıracaktır.
Umarım seçim öncesinde iktidar yetkilileri ve ilgilileri bu fikrimizi dikkate alırlar.