Başkanlık, iktidar mıdır? istikrar mı, intihar mıdır?
Tomris Katun'un kaleminden...
Ya başkanlık ya kaos!
Seçim sonrasında yayınlanan gazetelerden akıllarda kalan bu manşet ile yeniden gündeme oturan başkanlık sistemi dayatmasından bu yana çok fazla geçmedi.
Malum cümlenin adrese teslim bir ‘tehdit’ mi, ‘uyarı’ mı, yoksa ‘bir koşulu’ mu ifade ettiği gerçi henüz açıklık kazanmadı.
Ancak2016 yılını tek kelime ile şöyle tanımlamak mümkündür:
‘Kaos’.
Uzun süredir, devam edegelen‘kaosun’üzerine incir ağacı dikmek için fırsat kollayan iktidarın imdadına bir kez daha ‘koltuk değneği’ yetişti.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin yine‘ne söylediği’ pek anlaşılmayan malum Salı konuşmasının içerisinden ‘kendi lehlerine’ kullanabilecekleri kelimeleri cımbızla çıkararak alan iktidar sahipleri, “Bahçeli’nin talebi doğrultusunda başkanlık sistemi için gerekli adımları en kısa süre içerisinde atacaklarını” açıkladılar.
Şimdi yardımcıları, “Aslında genel başkanımız başkanlık sistemine destek vermedi. Sözlerini çarpıtıyorlar” diye dövünmeye başlasalar ne fayda.
Atı alan Üsküdar’a doğru yola koyuldu.
Kurban edilmeden önce kurbanlıklarınboynu okşanır.
Dün var olmayan ‘küslük’ için ‘barış’ ilan edenler,var olmayan ‘sorun’ üzerine türlü süslü kelimeler ile davul zurna öttürenler, ‘çözüm süreci’ adı altında PKK ile ‘pazarlık masasına’ oturup bölgenin ‘cephanelik’ haline getirilmesine göz yumanlar,şimdi de‘başkanlık sistemi’ ileörgüte son 30 yılın ‘en ağır darbesini’vuracaklarını iddia ediyorlar.
Çözüm sürecinden ‘daha büyük bir darbe’ ile karşı karşıya gelme endişesine kapılmadan edemiyor insan.
Herne hikmetse aynı gün doğu da birçok aşiret artık PKK’ya destek vermeyeceğini,“Marksist Leninist” olan bu örgütününkürtleritemsil edecek bir yapıya sahip olmadığını ifade ediyorlar.
Anlaşılan o ki PKK operasyonundaki görevinidevir teslim ediyor.
Ve evet işte görüntüdeki “Başkanlık geldi, kaos sona erdi”trajedisi de böylece başlamış oluyor.
Peki bu ‘sözde’kaosun bitimi ne ile başlayacak?
Tabii ki ‘eyalet’ sistemi.
Peki bu sistem, yıllarca bunun için kan döken, can yakan, ocak söndüren,terör örgütünün ulaşmak istediği ‘nihai amaç’ değil midir?
Özerlik, yahut eyalet‘Türkiye Kürdistanı’ hedefinin sadece bir basamağı ve meşrulaştırma yolu mudur?
Bu durumda başkanlık sistemi ‘sonuçları’henüz tahmin edilmeyen ‘daha büyükbir hedefin’ sadece basamağı mıdır?
+ + +
Bizlere önce ‘korkmayı’, sonra ise ‘susup kenara çekilmeyi’ öğrettiler.
Bir sonraki hedef ise olup bitenleri asla‘sorgulamayan’ ve ‘sorgulatmayan’ bir yapının önünü açacak olan Başkanlık sistemi.
Başkanlık sisteminde‘devlet başkanları’ kendilerini seçenlerin isteği doğrultusunda politikalar uygulamazsa öyle kolay kolay yönetimden alınamazlar.
Başkanlık sisteminin uygulandığı kimi ülkelerde ‘yolsuzluk’, ‘otoriterlik’, ‘adam kayırma’ ve ‘diktatörce’ uygulamalar eleştirilerin ana odağı olmaktadır.
İşte bu noktada‘başkanlık’ tartışmalarının yeniden gündeme gelmesinin fitilini ateşleyen çok muhterem ‘koltuk değneğine’ sormak gerekir:
Bugün dağda, şehirde ve mecliste teröristlerin yer konuşlanmasına imkan tanıyan malum ‘çözülme sürecinden’ sorumlu olan, henüz ‘dünü’ ile‘bugünü’ arasında bir istikrar sağlayamayan ve sürekli ‘başkaları tarafından’kandırılan iktidar sahiplerine başkanlık sistemini ‘altın tepsi’ içerisinde sunmak neye, nasıl çözüm olacaktır?
İçinde bulunduğumuz kaos ortamına‘çözüm’ olarak dayatılan Başkanlık iktidarmıdır, istikrar mıdır, yoksa intiharmıdır?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.