DEĞİŞTİRİN KOLTUKLARIN RENGİNİ...
Sayın Milletvekilleri...
DEĞİŞTİRİN KOLTUKLARIN RENGİNİ…
* * *
Yalanların en alçağı halka ve çocuklara söylenenlerdir. Her ikisi de çabuk inanırlar. ( Sabahattin Eyüboğlu )
* * *
Geçtiğimiz hafta ülke gündeminde iki önemli konu vardı.
Birisi Özgecan kardeşimizin vahşice katledilmesi...
Bir diğeri de, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu'nda milletvekillerinin kavga etmesiydi.
İki üzücü olayın ilki hakkında bir yazı yazmıştım. Allah ülkemize böyle kötü olaylar yaşatmasın derken, Ege Üniversitesi’nden Fırat kardeşimizin Şahadet haberiyle tekrardan yıkıldı güzel yurdumun güzel insanları.
Yazık ki, ne yazık…
Gelelim bizim sözcülerimize...
Bu milleti layıkıyla temsil etmeleri için seçtiklerimize...
Kimi zaman geçtiğiniz yollara kırmızı halılar serilen, toprağa basar basmaz uğrunuza kurbanlar kesilen mebuslarımıza...
Yani biz MİLLET’in seçtiği, siz saygıdeğer ve pek kıymetli VEKİLLERE...
Kanun teklifleri sunmaktan yasa çıkarmaya, reddetmekten kabul etmeye kadar birçok görevleri olan ve biz milleti temsil eden örnek kişiler...
Hanımefendiler...
Beyefendiler...
Cici-cici takım elbiseler giyip, kırmızı kravatlar takıp alkışlarla gönderdiğimiz Cumhuriyet başkenti Ankara’nın gülleri...
Sizler için yıllar önce TBMM koltukları, ceylan derisinden ve turuncu renkte yapıldı.
Turuncu tonundaki renkler genel olarak mutluluk verici ve iç açıcı bir renktir.
Bizler de millet olarak meclisimizde kavgalar, gürültüler olmayacak...
Yalnızca, fikirler ve demokrasi konuşacak diye çok umutlanmıştık.
Maalesef yanılmışız!
Mecliste her kavga oluşunda ben bir vatandaş olarak utanıyorum ve çocuklarım izlemesin diye gözlerini kapatıyorum.
* * *
Sayın vekillerim...
Ülke sorunları için kimi zaman dayanamadığınızı söylüyorsunuz...
"Sinirleniyorum, hazmedemedim, ne yapayım" diyorsunuz...
Ama bizler, sizi oraya sorun varsa çözün diye gönderdik, kavga edin diye değil!
Eğer siz değerli vekillerimiz, siz o koltukları turuncu yerine kırmızı görüyorsanız ve o koltukların rengi sizi bir boğa gibi sinirlendiriyorsa değiştirin o koltukların rengini!
Dinsin artık siz temsilcilerimizin şiddeti...
Kalemin kılıçtan keskin olduğunu siz anlatın çocuklarımıza...
Bu millet zaten gerilmiş yıllardır.
Barış tohumları ekin yurdun dört bir yanına...
Masada çözün işsizliği, terörü...
Özgecan’ları, Fırat’ları yasa ile koruyun.
Hapisler korkutmuyor artık bu vicdansızları...
* * *
Ülkemizde televizyon izleme oranı o kadar yüksek ki, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın yaptığı bir araştırmaya göre Türkiye’nin %92'si her gün televizyon izlerken maalesef siz liderlerimiz, herhangi bir TV programında projelerinizi millete anlatmak yerine meydanlara hitap etmeyi seçiyorsunuz.
Sizin tercihinizdir.
Bu millet, kışın yağmur çamurla, yazın da sıcakların çilesiyle mücadele edip, çoğu zaman alanlara geç gelmenize rağmen sizleri bağrına basıyor. Böyle bir toplumla ne kadar övünseniz azdır.
* * *
Önümüzde zorlu bir seçim süreci var.
Aday adayları yağmurlu havalardan sonra güneş açtığında, kırda biten mantarlar gibi çoğalıyor.
Elbette aday olma şartlarını yerine getiren herkes aday adayı olabilir.
Tüm siyasi partiler, teşkilatlarınca gerek kamuoyu yoklamaları, gerekse üye veya delege bazında temayül yoklamalarıyla 25. Dönem Milletvekili adaylarını belirleyecekler.
Gelin bu bir milat olsun.
Kavganın ve öfkenin olmadığı bir meclis olsun.
Dedim ya birbirini dinleyen...
Laf atmalar yerine çözümler ve büyük projeler üreten bir meclis olsun...
Bizler vatandaş olarak boks milli takımına sporcu seçer gibi milletvekili seçmek istemiyoruz...
Bizler birbirine hakaret eden milletvekillerimiz olsun istemiyoruz.
En sabredilemeyen anda bile 'Ya Sabır' diyebilecek...
Fikirlerinde cesur, araştırmacı ve ülkeyi daha da ileriye götürebilecek meclisin vekillerini seçmek istiyoruz.
Çocuklarımız için...
Saygılarımla…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.