Osmanlı Padişahlarının Kokuları Gün Yüzüne Çıktı
Osmanlı Padişahlarının kokuları, Koku Kültürü Derneği’nin çalışmalarıyla gün yüzüne çıktı. Koku Kültürü Derneği Başkanı Bihter Türkan Ergün, kokunun insan psikolojisinde etkili olduğunu ve Osmanlı’nın...
Osmanlı Padişahlarının kokuları, Koku Kültürü Derneği’nin çalışmalarıyla gün yüzüne çıktı. Koku Kültürü Derneği Başkanı Bihter Türkan Ergün, kokunun insan psikolojisinde etkili olduğunu ve Osmanlı’nın bunu kullandığını belirterek, "Örneğin Hürrem Sultan’ın kokusu çok iddialı bir koku. ’Buradan Hürrem Sultan geçti’ dedirtiyor. Ama aynı zamanda çok zarif bir koku. Kanuni Sultan Süleyman’ın kokusu ise daha romantik ama kararlı ve iddialı bir konu” dedi.
25 Haziran Dünya Parfüm Günü’nde Ihlamur Kasrı’nda düzenlenen etkinlikte ’Osmanlı’da koku kültürü’ ele alındı.
Toplantıya Sultan İkinci Abdulhamid Han’ın 3. Kuşak Torunu ve Türkiye’de yaşayan şehzadelerin en kıdemlisi Harun Osmanoğlu, Sultan İkinci Abdulhamid Han’ın 4. Kuşak torunu Nurhan Osmanoğlu, Koku Kültürü Derneği Başkanı Bihter Türkan Ergün ve çok sayıda davetli katıldı.
Koku Kültürü Derneği Başkanı Bihter Türkan Ergün, Dünya Parfüm Günü’nü ilan ettiklerini belirterek, "Amacımız Osmanlıdaki güzel koku kültürünü dünyaya yaymak. Osmanlı arşivlerinden elde edindiğimiz bilgilerle gün ışığını çıkardığımız Padişah ve sultan kokularının patentleyerek devam ediyoruz hayatımıza. Osmanlı’da koku kültürü hem devlet politikasında hem gündelik hayatta büyük öneme sahip" diye konuştu.
Kokunun insan psikolojisinde çok geniş bir etkisi olduğunu ve Osmanlı’nın da bunu iyi kullandığını anlatan Ergün, "Şimdiye kadar Hürrem Sultan, Kösem Sultan, Yavuz Sultan Selim Han, Fatih Sultan Mehmet, Mimar Sinan ve aslında en çok üstünde durduğumuz ve satışı yapmadığımız manevi kokumuz İkinci Abdulhamid Han’ın Cuma selamlığı kokusudur. Abdulhamid Han’ın Cuma selamlığı kokusu, avuç içerisinde Kelime-i Şehadetle sürerek, cumaya gittiği, namazını eda ederken de elinde bulunan kokudur. Bunun neredeyse birebir aynısı olduğu için patentledik. Çünkü hanedan ailesine atfettik" ifadelerini kullandı.
Hürrem Sultan’ın kullandığı kokuyu da anlatan Bihter Türkan Ergün, “Çok iddialı bir koku. ’Buradan Hürrem Sultan geçti’ dedirtiyor. Ama aynı zamanda çok zarif bir koku. Rahatsız edici değil. Küstahlık yok kokuda. Bir zarafet ve asillik söz konusu. Kararlılık ve otoritenin içerisinde bulunduğu bir koku. Kanuni Sultan Süleyman’ın kokusu daha romantik ama kararlı ve iddialı bir konu” şeklinde konuştu.
İkinci Abdulhamid Han’ın dördüncü kuşak torunu Nurhan Osmanoğlu ise Osmanlı’da kokunun bir devlet politikası olduğuna dikkat çekerek, "Özellikle Sultan Abdulhamid Han’ın Cuma Selamlığı kokusunun da günümüze gelmesi çok önemli. Dedenize ait bir kokunun olması çok harika bir duygu. Çok özel bir çalışma Cuma selamlığı kokusu” dedi.
Osmanlı’daki koku kültürünün arşivlendiğini söyleyen Osmanoğlu “Fransızlar bu arşivi kullanarak, parfüm oluşturmuşlar. Biz millet olarak biraz kötü, değişik ve tuhaf kokuyoruz. Özür diliyorum. İnşallah kimse yanlış anlamaz. Kötü kokanlar iyi niyet kalmaz ve herkes birbirine kötü davranır. Ama Osmanlı kokuları çok önemli. Bir Fatih Sultan Mehmet’in döneminin, bir Kanuni Sultan Süleyman’ın dönemine ait kokusu, bir Abdulhamid Han’ın kokusu vardır. Zamanımıza kadar gelmesi ve zamanımızda bilinmesi çok önemli. Neden bir koku günümüz olmasın? Osmanlı kültürüyle bezenmiş“ şeklinde konuştu.
Toplantı sonrası Koku Kültürü Derneği Başkanı Bihter Türkan Ergün, Toplantıya Sultan İkinci Abdulhamid Han’ın 3. Kuşak Torunu ve Türkiye’de yaşayan şehzadelerin en kıdemlisi Harun Osmanoğlu’na bir parfüm hediye etti.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.