Nazilli’de 1 Mayıs Coşkusu: Emekçiler tek yürek oldu
Nazilli’de 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla etkinlik düzenlendi.
Belediye İş Sendikası üyeleri tarafından 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla etkinlik düzenlendi. Etkinliğe Nazilli Belediye Başkanı Kürşat Engin Özcan, CHP Nazilli İlçe Başkanı Serdar Alptekin, İYİ Parti Nazilli İlçe Başkanı Ali Gökbaraz, belediye iş, eğitim iş, disk emekli derneği, CHP ve İYİ Parti teşkilat üyeleri ve işçi komisyonları katılım sağladı.
1 dakikalık saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Nazilli Belediye İş Sendikası Baş Temsilcisi Öner Balcı, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Demokrasi ve adalet olmadan emeğin hakları olmaz, hayat pahalılığına, emek sömürüsüne ve zamlara karşı alanlardayız” diyerek sözlerine başlayan Balcı, “Bugün 1 Mayıs, bugün dünyanın en kalabalık, en renkli, en canlı kutlaması, işçi sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü.1 Mayıs'a, bölgesel çatışmaların, katliamların, emeğe ve emekçilere yönelik saldırıların yoğunlaştığı, iktidarın acımasız zamlarıyla emekçilerin inim inim inlediği, sadece yoksullaşma değil, hayatını devam ettirebilme sorunu ile karşı karşıya kalındığı bir dönemde giriyoruz. Emperyalist rekabetin yeni bir görüntüsü olan bölgemizde yaşanan savaş ve çatışmalar, laik, demokratik Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün "Yurtta Sulh, cihanda sulh" ilkesinin ne kadar anlamlı olduğunu siyasi miyoplara bir kez daha göstermiştir.” dedi.
“İnsanca bir düzen istiyoruz”
Emekçiler olarak özgürlükçü, adil ve barış içinde bir dünya, bir ülke istediklerini ifade eden Balcı, “Biz emekçiler, insanların gündüz sömürülmediği, gece aç yatmadığı, özgür ve demokratik bir ülke istiyoruz. Biz emekçiler, ne sömürülen ne sömüren insanca bir düzen istiyoruz.” diye konuştu.
“Emekçilerin önemli bir bölümü asgari ücretle yaşamaya mahkum edilmiştir”
Ülkenin tarihte görülmemiş düzeyde derin bir yoksulluk yaşadığını zengin ile yoksul arasındaki gelir eşitsizliğinin daha da arttığına dikkat çeken Balcı, “İktidarın yıllardır uyguladığı, üretime, istihdama dayanmayan, işçiyi, köylüyü, emekçileri yok sayan, ithalata, inşaata dayalı rant politikaları sonucu Türk lirası sürekli değersizleşmektedir. Enflasyondaki yükseliş emekçilerin alım gücünü düşürmekte, halkımız en temel ihtiyaçlarını bile gidermekte zorluk çekmektedir. Barınma, ısınma, elektrik ve gıda gibi temel harcama kalemlerindeki fiyat artışları çok ciddi seviyelere ulaşmıştır. Bugün halkımızın büyük çoğunluğu sadece yoksullaşma süreci değil, hayatını devam ettirebilme sorunu ile karşı karşıyadır. Fiyatlara, faturalara yansıyan gerçek enflasyon, çarşıda, pazarda, mutfakta yaşanan hayat pahalılığı emekçi halkın ağır bir borç ve geçim krizi yaşamasına neden olmaktadır. Emekçilerin önemli bir bölümü asgari ücretle yaşamaya mahkum edilmiştir. Açıklandığında "çok önemli artış" olarak nitelendirilen ve 2022 yılı için geçerli olacak asgari ücret artışı daha işçinin cebine girmeden yılın ilk ayından itibaren hızla erimiştir.” sözlerini kaydetti.
“Emekçilerin ricası değil, iktidara talimatıdır”
Emekçilerin enflasyona karşısında zor durumda kaldığını belirten Balcı, “Sendikalı işyerlerinde toplu sözleşmelerle elde edilen ücret kazanımları da, ücretler işçinin cebine girmeden, TÜİK'in çakma enflasyonunun yüzde 61'i aşması, gerçek enflasyonun yüzde 120'leri bulması yüzünden erimiştir. İktidar enflasyon için gerçekçi adımlar atmadığı ve fiyat artışları görülmemiş düzeye ulaştığı için asgari ücret başta olmak üzere tüm ücretlerin ve emekli aylıklarını insanca yaşayacak seviyeye çıkartmak zorundadır. Bu emekçilerin ricası değil, iktidara talimatıdır.” ifadelerine yer verdi.
“Laik demokratik bir hukuk devleti istiyoruz “
“Hukukun temel ilkelerinin ayaklar altına alındığı, üretimin yok sayıldığı, emeğin kazanılmış haklarına yönelik saldırıların, işsizliğin, yoksulluğun arttığı, sendikal hak ihlallerinin, düşünce ve ifade özgürlüğünü yok etmeye yönelik girişimlerin arttığı bir dönemde, tüm emekçilerin öncelikli görevi; demokrasiye, hukuka, laik demokratik cumhuriyete sahip çıkmaktır” diyen Balcı, “Bağımsız, tarafsız, adil, etkin bir yargı düzenin olmadığı, bireysel ve toplumsal hakların güvence altına alınmadığı bir sistem, parya sistemidir. Bizler "her şeyin en iyisini bildiğini iddia eden" yöneticiler değil, iktidar gücünün keyfi davranışlarının sınırlandırıldığı, hukukun üstünlüğünün egemen olduğu laik demokratik bir hukuk devleti istiyoruz.” dedi.
Balcı konuşmasının devamında şunları kaydetti:
Bizler, ülkemizin kaynaklarını beşli, onlu çetelere, bir avuç yerli-yabancı sermayeye peşkeş çekenlerle aynı gemide değiliz! Bizler, talancılarla, yolsuzluk yapanlarla, hırsızlara göz yumanlarla, işçinin ekmeğiyle oynayanlarla aynı gemide değiliz! Bizler, bu ülkenin işçileriyiz! Biz, bu ülkenin emekçileriyiz! Biz, bu ülkenin emeklileriyiz! Biz, bu ülkenin işsizleriyiz!
Talanın, yolsuzlukların, yoksunlukların, adaletsizliklerin olmadığı bir ülkede, insana yakışır koşullarda üretmek, çalışmak ve yaşamak istiyoruz.
Belediye şirket işçilerinin, belediyenin asıl işçisi olmasını, yıllardır hukuk dışı şekilde ellerinden alınan 52 günlük ilave tediye ödenmesini istiyoruz.
Bizler; zamlara, yoksulluğa ve savaşa karşı mücadele ediyoruz.
Bizler; kadınların toplum yaşamına eşit bireyler olarak katılmalarının sağlandığı, güçsüzü güçlüye, azınlığı çoğunluğa karşı koruyan bir düzende yaşamak istiyoruz.”
Öte yandan emekçilik, özgürlük ve adalet konularında slogan atan emekçiler, müzik eşliğinde halay çektiler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.