HASTALIĞIN ADI: PLAYSTATİON
GEÇTİĞİMİZ yıl mücadele ettiği 3. Lig’de şampiyon olan ve 2. Lig’e yükselme başarını gösteren Nazilli Belediyespor, 2. Lig’de ki ilk yılında şampiyonluğu sonuna kadar kovalamış, ‘Play-Off’ Çeyrek Final karşılaşmasında Konya’da, Bayrampaşa’ya yenilerek 2012-2013 sezonunu tamamlamıştır.
Nazilli Belediyespor başarılı bir sezon geçirdi.
Benim şahsi görüşüm budur.
Esat Ergüler Tesisleri’nde veya kafeterya köşelerinde yaşananlara gelince..
Camia, vitrinde başarılı bir sezon geçirmesine rağmen, işin mutfağında oldukça sancılı dönemler yaşadı.
1 sezonda 3 teknik direktör değişikliği bunun kanıtı..
Mustafa Ceviz ile başlayan yeni sezon, Cüneyt Biçer ile devam etti, Nazillili Akif Kaya sezonu Konya’da, Bayrampaşa maçında ilk yarıda kulübede, 2. yarıda saha kenarında ‘bayrak direği’ olarak tamamladı.
Mustafa Ceviz’in ayrılış sebebini araştırmadım, sadece helalleşmekle yetindim.
Cüneyt Biçer ile 2 kez muhabbetim oldu. Birincisi özel röportajımda, ikincisi istifasının ardından düzenlediği basın toplantısında..
Her ne kadar ayrılış aşamasında alan da, satan da susmayı tercih etse de, Biçer’in işine müdahale edildiği için ayrılma noktasına geldiğini cümle-alem biliyor.
Akif Kaya’ya gelince..
Göreve gelişinin 3. haftasında..
Nazilli Belediyesi Hizmet Binası’nın 5. katında..
Akif Hoca’yla girdiğim dialoğ aslında bir hastalığın teşhisi gibiydi.
Hastalığın adı: PLAYSTATİON
Oyun konsolu olarak adlandırılan ‘PLAYSTATİON’ Nazilli’de önlenemeyen bir hastalık haline geldi, şimdilik 2, muhtemelen 3 Teknik Direktörün başını yedi.
Manzara şudur:
Karşılaşmadan önde ‘konsol’ vasıtasıyla ilk önce 18, ardından 11 kişilik kadro belirlenir. Teknik Direktör takımın başında sahaya çıkar. Tribünde oturan birileri, ‘konsol’ vasıtasıyla Teknik Direktörü, dolayısıyla takımı idare eder.
Konya’da..
Belki de sezonun en önemli karşılaşmasında..
Bayrampaşa maçında basın tribününden gördüğüm manzara da aynen böyleydi.
İlk yarıda Akif Kaya kulübeden kafasını dahi uzatmadı. İkinci yarıda, iki kolunu bağlayarak, çizgi kenarında ‘bayrak direği’ gibi vakit geçirdi.
Elinde konsol olan kişi/kişiler oyuna müdahale ederek, oyuncu değişikliği tercihlerini gerçekleştirdiler.
Hastalık ‘iyi’ huylu mu?
Başka kulüplerde de yaşanıyor mu?
Artık futbol organizasyonlarında Teknik Direktörler, ‘konu mankeni’ olarak mı yer alıyor?
Bu soruların cevaplarını düşüne duralım;
Benim Belediye ve Belediyespor Onursal Başkanı Haluk Alıcık’a bir teklifim olacak.
BAŞKAN ALICIK’A BİR TEKLİFİM VAR
Nazilli Belediyespor Futbol Takımı, 1 sezonda 2,5 ila 3 milyon TL civarında bütçeyle idare ediliyor. Takımın maçlarını içeride en fazla 2 bin, deplasmanda ise 20 kişi takip ediyor.
Nazilli Belediyespor ne benim, ne de birilerinin tapulu malı değil. Bu amblem altında ne kadar çok sporcu terlerse, o kadar çok alkışlayanı olacaktır.
Nazilli Belediyespor Futbol Şubesi’nin 2013-1014 sezonu bütçesinin sadece %10’unu, amatör spor branşlarına, voleybola, basketbola, hentbola kaydırın.
Nazilli Belediyespor’un başarılarını sadece futbolla değil, salon sporları ile tüm Türkiye duymasına vesile olun.
Voleybola, basketbola, hentbola ayıracağınız 300 bin TL ile Nazilli’de salon sporları 2.nci, hatta 1.nci liglerde mücadele edebilir, bu armaya sadece 2 bin kişi değil, çok daha fazla Nazillili gönül verebilir.
Örnek mi?
Mersin İdman Yurdu’nun bu konudaki çalışmalarına bir göz atmanız yeterli diye düşünüyorum.
* * *
ALKIŞLAR AKHİSAR’A
Aşağıdaki cümleler, sosyal paylaşım sitelerinden alınmıştır.
AKHİSARSPOR’UN BAŞARISININ TEMELİ BU CÜMLELERİN İÇİNDE SAKLIDIR.
Akhisar Belediyespor Teknik Direktörü Hamza Hamzaoğlu katıldığı futbol programında, Akhisar’ın başarısını ortaya koyan muhteşem bir anekdot anlatıyor.
Hamza Hamzaoğlu’nun cümleleri şöyle;
“Şampiyonluk kutlamaları sırasında, üstü açık bir aracın önünde halkı selamlıyoruz. Ben tabi kendimi geriye attım. Önümüzde Kulüp Başkanı, Belediye Başkanı ve Kaymakamımız var. Halkı selamlarken, Sayın Kaymakamımız Kamil Köte, ‘Hocam sen öne geç, biz burada rol çalmayalım, bu başarı en fazla sizi hakkınız’ dedi. Başkanım da buna destek verdi. Onlar beni öne ittiler, kendileri de arkada durdular. Bazen arkada durmayı bilmek, önde olmaktan çok daha önemlidir. Bence Akhisar’ın başarısının temelinde bu yatıyor. Kompleksleri yok. Öne çıkma çabaları yok. Futboldan kazanç elde etme düşünceleri yok. Her şeyi aşmışlar”