Uluslararası İş Sağlığı Ve Güvenliği Eğitimi Kongresi
Atatürk Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin organize ettiği, Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Birliği tarafından finanse edilen, Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimi Kongresi’nin açılışı, Atatürk Ün...
Atatürk Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin organize ettiği, Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Birliği tarafından finanse edilen, Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimi Kongresi’nin açılışı, Atatürk Üniversitesi Nene Hatun Kültür Merkezi’nde gerçekleşti.
Yurtiçi ve yurtdışından çok sayıda bilim adamının katıldığı ve iki gün sürecek kongrede, 20’ye yakın bildiri sunulacak.
Kongrenin açılış konuşmasını yapan Atatürk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı ve Proje Koordinatörü Prof. Dr. Fahrettin Korkmaz, projenin hedeflerinden ve amaçlarından bahsetti.
Korkmaz, 23 Nisan 2015 tarihinde resmi gazetede yayınlanan, 6645 sayılı yasayla İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda ve kanun hükmünde kararnamelerde önemli değişikliklerin olduğunu belirterek, Mesleki Yeterlilik Kanunu’na göre tehlikeli işlerde çalışanların, Mesleki Yeterlilik Belgesi’ne sahip olmalarının zorunlu kılındığını söyledi.
Korkmaz: “Çimento fabrikalarında bakım, kontrol ve bu gibi birimlerde çalışan kişilerin yeterlilik belgesi alması zorunlu değilken, üretim birimlerinde çalışanların bu belgeyi almaları zorunlu hale getirilmiştir. Yapılan mevzuat değişiklikleri kapsamında, kurumsal yapıya sahip işverenler gerekli çalışmaları yapmaktayken, kurumsallıktan uzak bir yaklaşım sergileyen işverenlerin mevzuatın çok gerisinde kaldıkları görülmektedir. Bu durum ise haksız rekabet durumunu oluşturmakta, adeta hukuka uygun davranışın cezalandırılması gibi bir sonuca da götürmektedir. Avrupa Birliği ülkelerinde bile yapılan düzenlemelere rağmen, iş kazası ve meslek hastalıklarından korunmak için alınan önlemlerin yerleştirilmesi uzun yıllar almıştır. Son on yıldan bu yana Avrupa Birliği ülkelerinde iş kazası ve meslek hastalıklarında görülen tedrici azalma, alınan önlemlerin ve verilen eğitimlerin etkinliği bakımından önem arz etmektedir” dedi.
“İnsanın dünyaya bir kere geldiği ancak iki tane hayatı olduğu söylenir. İkinci hayatı, dünyada sadece bir hayatı olduğunu anladığı andan başlarmış” sözüne değinen Atatürk Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Takkac ise hayatımızdan bir dakika kaybetmek yerine, bir dakikada hayatımızı kaybetme tehlikesi olduğunu söyledi. Takkac; “Ayrıntılı uluslararası bilgi paylaşımının sağlanacağı, aileleri, insanları, hayatları ve bütün çevreyi ilgilendiren sağlık konusunu değerlendireceğimiz bu toplantıda, uluslararası düzeyde etkili ve geçerli güncel bilgileri paylaşacağımız için mutluyum. Üniversitemizin böyle bir toplantıya ev sahipliği yapması özellikle gurur verici bir durum. Projenin gerçekleşmesinde emek harcayan herkese teşekkürlerimi iletmek istiyorum” şeklinde konuştu.
Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu’da, sağlıklı ve güvenilir bir iş yeri oluşturmanın çalışma hayatında vazgeçilmez bir parça olduğunu söyleyerek, bu durumu toplumdaki tüm paydaşların da yapması gereken bir zorunluluk olduğunu belirtti.
Taşkesenlioğlu: “Uluslararası Çalışma Örgütü’nün verilerine göre yaklaşık 3 milyar insan çalışma hayatının içerisinde. İş sağlığı ve iş güvenliğine uyulmadığı içinde yaklaşık dünya genelindeki Gayri Safi Milli Hasıla’nın da yaklaşık yüzde 4’ü heba olup gitmekte. Ülkemizde de son 10 yıl içerisinde birtakım düzenlemeler ve değerlendirmeler yapılmaktadır. Özellikle ülke ekonomisini dünyanın ilk 20 ekonomisi arasına sokma çalışmalarımız devam ederken, aynı zamanda bizim hareketimizin mihenk taşı olan insan “ insanı yaşat ki devlet yaşasın” felsefesinden hareketle, 2012 yılında çıkarmış olduğumuz kanun ve düzenlemelerle de aslında insanı yaşatmanın ne kadar önemli olduğunu vurguladık.
Dünya genelindeki verilerde maliyetlerin trilyonlarca dolar olduğu ifade ediliyor. Ülkemizde de 2012 rakamlarına göre iş kazalarından kaynaklanan 50 milyar dolarlık bir maliyet kaybından söz ediyoruz. Bu maliyet kaybını gidermek çok kolay. Peki, kaybettiğimiz insanı ve motivasyonu geri getirebiliyor muyuz? Bu yüzden bundan önce yaptığımız gibi bundan sonra da devletin insanını ele alıp, bu insanın çalışma hayatında karşılaştığı her zorluğun önüne geçebilmek, onun verimliliğini, etkinliğini ve motivasyonunu sağlayacak nitelikte tüm düzenlemeleri yapmak, kanun koyucu olarak bizim görevimizdir” dedi.
Kongre, açılış konuşmalarının ardından, Yaşar Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ünal Narmanlıoğlu’nun oturum başkanlığında, Uğur Sur ve Lütfi İnciroğlu’nun konuşmalarıyla devam etti.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.