Erzurumlu Bir İbrahim Aydemir
AK Parti Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir, ‘Erzurumlu Erzurum’a da Erzurumluya da sahip çıkmalı. Sonra da seçtiğine. Erzurum ufkuna doğru, dadaşça bir gönül birlikteliği için herkes ama herkes ruh...
AK Parti Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir, ‘Erzurumlu Erzurum’a da Erzurumluya da sahip çıkmalı. Sonra da seçtiğine. Erzurum ufkuna doğru, dadaşça bir gönül birlikteliği için herkes ama herkes ruhunu, aklını dayanışma kültürü içinde buluşturmalı. Önce Erzurum demeliyiz..Sonra yine Erzurum. İnadına Erzurum.” dedi.
ERZURUM’DAN DAHA MÜKEMMEL ADRES Mİ VAR?
AK Parti Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir, seçim sürecini paylaştı. Verdiği mülakatta, Erzurum eksenli siyasi ve ekonomik görüşlerini aktaran Aydemir, ‘Ankara’ya gittiğinizde Erzurum’u unutmayacağınızın garantisini verebilir misiniz?” şeklindeki soruya verdiği cevapta, ‘Allah aşkına bizim Erzurumluktan öte gururumuz, övüncümüz ve kimliğimiz mi var ki, bu şehri ötekileştirelim. Unutmayız ki, hatırlayalım. Altını çizerek kaydedeyim, bu şehirden ikametini göçürenler, Erzurum’dan seçilip başka şehirlere gidenler mesutlar mı sanıyorsunuz? Erzurum’un sevdasından daha güzel ne var? Erzurum’dan daha iyi hangi adres bulunuyor? ‘ karşılığını verdi.
ÖNEMLİ OLAN ERZURUMLULUĞU YAŞAMAK
Önemli olanın Erzurum’da yaşamak değil, Erzurum’u ve Erzurumluluğu yaşamak olduğunu söyleyen Aydemir, kendisindeki Erzurum’u, ‘Ova’nın türküleriyle beslendi dimağımız. Uzun havalarda ağladık, mayalarda iç çektik, hüznü paylaştık.. Dehlenklerle güldük.. Bar için uzatılan elleri tutuk. Nene hatunun yetiştiği ve yaşadığı semtlerin havasında filizlendi ömrümüz. Biraz berimizde yer alan Aziziye’nin ışıklarıyla aydınlandık. Hülasa Erzurum’u yaşadık.. Erzurumluluğu yaşadık.” ifadeleriyle anlattı.
YALANI DA YALANCIYI DA SEVMEYİZ..
‘Erzurum için vaatleriniz nedir’ başlıklı soruyu cevaplandıran Aydemir, ‘ Bizim vaadimiz Erzurum’un tüm sosyal ve ekonomik olgularda olduğu gibi kendi tarz ve üslubunu ortaya koyması gerektiğidır. Erzurum üzerinden siyaset değil, siyasette Erzurum meşrep ve farkındalığını ön plana çıkarmaktır.
Hüseyin Avni Ulaş, Rıfkı Salim Burçak gibi siyasi değerlerimizin açtığı çığırda ilerlemek, Erzurum’a özgün bu siyasi üslubu yaşatmak ve siyasette bir Erzurum duruşunun temsilcisi olmaktır. ‘dedi.
DEĞERLER VURGUSU
İllerin ekonomik güçlerinden çok beşeri değerleriyle öne çıktığı ve tarihin de o illeri beşeri değerleriyle kaydettiğine dikkat çeken Aydemir, Erzurum’un Türk Siyasetindeki damgasını diri tutmak ve korumak önceliğimizdir. Biz, Erzurum’u temsil eden her siyasinin aynı zamanda ilin ruh ve değerlerini ifade ettiğine, gerek TBMM ve gerekse diğer mahfelerde siyaset edenlerin, aynı zamanda Erzurum’un kanaat önderlerinin kaydettiği ufuk ve dikkat topladığı terbiyenin temsilcisi olmak zorunda olduğuna inanıyoruz.” kaydını düştü.
ERZURUM, DEĞER, TERBİYE VE DİKKATLERİ
‘İli temsil edenler Erzurum değer, terbiye ve dikkatlerinden bağımsız değildir’ diyen Aydemir, ‘Hepimiz faniyiz. Kalacak olan ilimiz ve değerlerimizdir. Amacı hizmet olan siyasette de bu iki kıymetimizi özenli tarz ve dikkatte korumak, geçmişte Erzurum’u temsil eden büyüklerimizin üslubunu yaşatmak boynumuzun borcudur ve seçmenimize verdiğimiz sözdür.. “ kaydını düştü.
Aydemir, ‘Erzurum önce beşeri değerleriyle ön plandadır. Bu, siyasette üzerine titreyeceğimiz ve dikkatli yürüyeceğimiz bir yol haritasıdır’ diye konuştu.
Aydemir,’ Tabi bir de bizim meşrebimiz var.. Yalana kapalıyız. Yapamayacağım hiçbir şeyi söylememek ölçümdür. Yalanı da yalancıyı da sevmem. İnsanları kandırmayı ve aldatmayı en büyük suç kabul ederim.Ancak..Söylediğimiz ve vurguladığımız, ölümüne sadık kalacağımız bir sözümüz var..Siyasette dadaşça duruş..” vurgusunu yaptı.
SEÇİM DÖNEMİ VE YAKLAŞIMLAR
Seçim sürecinde sosyal medyadaki yansımaları nasıl değerlendiriyorsunuz, şeklindeki soruya karşılık veren Aydemir, şöyle dedi: ‘Siyasi demeçler konusunu kast ediyorsanız, gerek siyasi parti yöneticileri ve gerekse adaylar sanal ve gerçek ortamlarda düşüncelerini paylaşıyorlar. Bir yerde herkes eteğindekini döküyor. Ya da düşünce çapını, ufkunu ve amacını ortaya koyuyor. Verilen her mesajın satır aralarında mutlaka vurgular var. Medyada bizatihi verilmiş mesaj veya demeçler böyle ele alınmalı.
İşin bir diğer tarafı da var tabi. Temsil ettiğiniz parti ya da sizinle nefsi hesabı olanlar özellikle sanal ortamı kullanıyorlar. Seçim onlar için iyi bir bahane oluyor. Nasıl olsa tekzibi mümkün değil anlayışıyla karalamalara, bühtanlara, iftiralara tanık oluyorsunuz. Her hangi bir siyasi düşüncenin ya da partinin tetikçisi konumunda olanlar fırsat bu fırsattır diyerek izam yağdırabiliyor. “
SOSYAL MEDYA
Sosyal medyada verilen mesajların siyasetçinin arka planı çerçevesinde ilgi bulup değerlendirildiğine işaret eden Aydemir, ‘Ne ki Erzurum gibi hemen herkesin birbirini iyi tanıdığı bir şehirde sosyal medyada verilen mesajlar, sizin duruşunuz, geçmişiniz, arka planınız çerçevesinde ilgi buluyor, dikkat topluyor. Eğer endişeleriniz, topluma yönelik ise hayat tarzınız, insanlara yaklaşımınız bir ölçü içindeyse ve şahsiyetinizi yaşantınızla, eserinizle, işinizle ifade etmişseniz, o vakit okur sosyal medyadaki mesajı bu çerçevede değerlendiriyor. Her ne kadar karşı bir algı oluşturulmaya çalışılsa da, okur yani seçmen mesajınızı Erzurum’daki geçmişinizle değerlendiriyor. Kriter bu. “ dedi.
SEÇİM DÖNEMİ VE SONRASI
Seçim dönemiyle seçim sonrası döneminde sosyal medya yaklaşımını ele alan AK Parti Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir, ‘İşin tabi bir diğer tarafı da dikkatlerden kaçıyor. O da adayların seçim öncesi söylemleri..Beyanatları, mülakatları. Bizde seçimler bittikten sonra bunlar unutuluyor. Sosyal medya seçim dönemlerindeki atılganlığını terk ediyor ve sorgulamıyor. Dün bunu demiştiniz, şimdi bunu yapıyorsunuz, gibi bir yaklaşım yok. Haliyle bu her şeyi söyleme, her kesime sınırsız bir vaad etme durumunu doğuruyor ortam. Eğer kul hakkından korkmuyorsanız, eğer ‘şehrin eyvahlarından’ çekinmiyorsanız, eğer doğduğunuz, yetiştiğiniz ve itibar gördüğünüz kesime, insana saygınız yoksa bol keseden dağıtabiliyorsunuz. Mesele şu, eğer ‘kırmızı çizginiz yoksa’ sosyal medya her şeyi söyleme imkanı getiriyor..Varsa, yani ölçünüz, hesap vereceğiniz bir hak divanı imanı varsa o vakit söylediğiniz her şeyi tartarak, yarın seçildiğimde bu sözün arkasındayım imanı taşıyarak sarf ediyorsunuz.
Ama bizde medya sanalı ve reeliyle seçimlerde söylediklerinizi hiç sorgulamıyor.
Bu da hizmet ufku olanlara bir haksızlık esasında. Bir farkındalık oluşmuyor.
Yahya Kemal’in bir meşhur rübaisi var bu konuya ilişkin:
‘İkbale çıkınca hayli taraftan övülür/idbare düşence hayli taraftan sövülür/ahir öven, övülen, söven birlikte-hep aynı değirmende karışıp dövülür.’ diyor şair.
Bu işlerin akibeti bu. Ancak sosyal medya, gerek seçim ve gerekse seçim dönemi sonrasında sorgulamayı terk ediyor, seçim döneminde başka bir yaklaşım, seçim sonrasında ise farklı bir tutum gösteriyor. “ görüşlerine yer verdi.
NEDEN İBRAHİM AYDEMİR?
‘Seçmenlerin "neden İbrahim Aydemir sorusunu cevaplandıran Aydemir, yetiştiği Tosya Mahallesi’ni ve bu semtin sosyal ve ekonomik ambiyansını aktararak şunları kaydetti; ‘ Bu suali hep sordum kendime. Yani seçmen gibi durdum ve kendime niçin oy vereceğim diye hesaba çektim kendimi.
Ben nefsimi diğer insanlardan üstün tutan ve ötekileştiren biri olmadım hiç. İyi bir Erzurumlu vasatında kalmak için gayret sarf ettim. Tosya gibi yoksul, sıradan, iddiasız insanların yaşadığı, at arabacıdan kamu yöneticisine kadar toplumun her katmanından insanın yaşadığı bir yerdi semtimiz. Biz yağ halinde hamallık yapanlardan da, her sabah atını arabasına koşarak rızkının peşinden gidenlerden de, kurum amiri olanlardan da birer ders aldık orada. Sabah akşam yalnız patates, ya da soğan ekmek tüketen insanlar da vardı, evinden et kokusu süzülen de. Ne ki, bu iki kutuptaki insanların dertleri, tasaları, hayalleri ve umutları hep aynıydı. Erzurum’u sevmek, Erzurumlulukla övünmek ve tabi önce iyi bir Erzurumlu olmaktı özlemler. Komşuluğun en yüksek frekansta yaşandığı, paylaşma, dayanışmanın en üst perdeden sahnelendiği bir semtti. İnanın komşuda pişen her eve düşerdi. Aynı acılara ağlar, aynı güzelliklerle gülerdik. Tosya mektebinde hayatı okudum. Tahsilim budur. ‘
BİZ HAYATTIN ISISINI DA GÖRDÜK, SOĞUĞUNU DA
Gençlik dönemlerinde her Erzurumlu dadaşın olduğu gibi, tüm dikkat ve hassasiyetlerinin milli ve manevi değerlere yoğunlaşmayla geçtiğinin altını çizen Aydemir;
‘Gençlik dönemlerimizde dava sahibi olmaktı hedefimiz. Şükür öyle de oldu. Aynı mukaddesleri paylaştıklarımızla aynı mana adreslerinde buluştuk. Aynı kutsalların ardından gittik. Bu aile ve mektep tahsilimiz üstüne yaptığımız bir dava terbiyesi masteridir.
Sonra bir şehir aktüalitesine girme dönemimiz var. Şehir efkarına yön verenler, şehir ekonomisini yönetenler, siyaset edenlerle geçirdiğimiz ikinci bir dönem. Hayata atılma, hayatı içinde yaşayarak algılama çağı.
Özeti şudur, biz hayattın ısısını da gördük, soğuğunu da. Soğuğunda yüreğimiz hep sıcak olsa da Erzurum’un burnu üşüyenlerdeniz. Tosya’dan üniversiteye yaya gidip gelmiş, hayatın hakikatlerini o yollarda görerek, yaşayarak öğrenmişlerdeniz. “ vurgusunu yaptı.
UZUN HAVALARDA AĞLADIK, MAYALARDA İÇ ÇEKTİK
‘Yarım ekmeğe bir bağ yemliğin satıldığı, godu beş kuruşa olan patlamış mısır kokularının akşam ayazlarında baskın olduğu, kuzine sobalarından çıkan dumanların islerinden başka hiçbir yüz karasının yaşanmadığı ortamlarda nefsimizi geçirip bu günlere geldik.’ diyen Aydemir,
‘Ova’nın türküleriyle beslendi dimağımız. Uzun havalarda ağladık, mayalarda iç çektik, hüznü paylaştık.. Dehlenklerle güldük.. Bar için uzatılan elleri tutuk. Nene Hatun’un yetiştiği ve yaşadığı semtlerin havasında filizlendi ömrümüz. Biraz berimizde yer alan Aziziye’nin ışıklarıyla aydınlandık.
Hülasa Erzurum’u yaşadık.. Erzurumluluğu yaşadık.. Bir komşu büyüğünün kaşlarını çatmasından ders çıkardık, tedip olduk..Bir hasta iniltisi duyduğumuzda ona yardıma koşan büyüklerimizin endişesini yüreklerimizde hissettik. Cuma salalarında mahallelerden yükselen dualara, aminlere ses kattık..
Erzurum’un ruhunu yaşadık..” kaydını düştü.
AK PARTİ KURUCULUĞU
Şehir aktüalitesine giriş ve iş hayatına atılma dönemiyle ilgili bilgiler veren Aydemir, ‘İşadamlığımız, mali müşavirlik dönemimiz var. Şehrin ekonomik nabzını tutanlarla birlikte olduğumuz dönem. Bir tüp satıcısından, bir şirket sahibine kadar şehir ekonomisine yöne verenlerin frekanslarında buluşma dönemimiz.Ve ardından siyaset..Ahi terbiyesine eş yüksek değer öğretilerinin esas olduğu dava mekteplerinden aldığımız terbiye ile siyasete giriş. Ve AK Partinin temsil ve ifade ettiği dava ile kurucu olarak buluşma.”dedi.
VE SEVDAMIZ: ERZURUMLULUĞUMUZ
Aydemir, ‘Kendimizi anlatmamız biraz dadaş edebine ters düşer.. Ne ki, ne isek o işimizde, eserlerimizdedir.Duruşumuzda, yaşantımızdadır.Abdullah Hocaların, Veli hocaların duasını almış olmak gibi bazı ayrıcalıklarımız var tabi.Ve bizi ölümüne seven dostlarımız ve yol arkadaşlarımız..
Ve tartışılamayacak tek yurdumuz ve coğrafyamız. Ve Sevdamız: Erzurumluluğumuz..
Ve kendimizi tarifimiz: ‘Erzurumlu Bir İbrahim Aydemir’.. O kadar.. Yetmez mi..” dedi.
ÖNCE VEFA VE RIZA
8 Haziran sonrası önceliklerinin ne olacağı şeklindeki soruyu cevaplandıran AK Parti Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir şunları söyledi: “Yüce Rabbimin Kuranı azimüşan’da bize bir uyarısı var:
‘Sevdiğiniz şeyler vardır hakkınızda hayırsızdır, sevmediğiniz şeyler vardır, hakkınızda hayırlıdır’ buyuruyor. Biz O’ndan geldik, ona döneceğiz.. Ve biz ona teslimiz. Hakkımızdaki tecelliye rıza ile, ilk işimiz hamd etmek . Sonra vefa.. Nisan ayından 8 Hazirana kadar yüreğini bize adayanlara, bizim için, temsil ettiğimiz hizmet davası için gayret sarf edip, destek verenlere, oylarını bizim için kullananlara.
Dualarını eksik etmeyenlere vefa.. İlk işimiz budur: Rıza ve Vefa.. İkinci işimiz, gerçi hiç yapmadık şükürler olsun ama-eğer kalp kırdıysak, eğer edep dışı bir söz sarf ettiysek tevbe..tevbe ve tevbe..
Ardından Bir Türbe ziyareti.. Dahasında duasını aldığımız kanaat önderlerine ziyaret.. Sonra ilçe ilçe seçmene teşekkür.. Yol arkadaşlarımıza minnet ve şükran sunma.”
VAAT YOK, İCRAAT VE KARARLILIK VAR
Erzurum için vaatlerinin neler olduğu sualini değerlendiren AK Parti Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir, ‘Kalbi olarak vurguluyorum, 24 saat Şehri Mübarek Erzurum ve Erzurumlunun emrindeyiz. Erzurum’un sevincine, tasasına, gamına, derdine ortak olmak adına mesai ve zaman sınırı yok. Erzurum’da irtibat büromuz da var. Tabi Teşkilatlarımız da. Bize iletilecek her konuda üstümüze düşeni ve elimizden geleni yapacağız. Bizim meşrebimiz var.. Yalana kapalıyız. Yapamayacağım hiçbir şeyi söylememek ölçümdür. Yalanı da yalancıyı da sevmem. İnsanları kandırmayı ve aldatmayı en büyük suç kabul ederim. Söylediğimiz ve vurguladığımız, ölümüne sadık kalacağımız bir sözümüz var.. Siyasette dadaşça duruş.. Erzurum’un onur, haysiyet, vakar ve azametine yaraşan bir siyasi duruş.. Alvarlı Efece bir üslup.. Her adımımızda Erzurum terbiyesini ifade eden bir yaklaşım. Bunun sözünü verdik.. Erzurum’un siyasette markalaşmış tarzına halel getirmemek..
Dadaşça eylem ve dadaşça söylem. “ dedi.
TARIMSAL SANAYİ
Reel plandaki öngörü ve düşüncelerini aktaran Aydemir, ‘Fiziki planda elbette projelerimiz, elbette planlarımız var.Mesela Erzurum’u Tarımsal Sanayide cazibe merkezi yapmak.İlçelerimizin tarımsal değer ve potansiyellerini katma değer boyuta taşıma..Emek yoğun ekonomik odaklanmayla istihdam sorununa çözüm..Göç olgusunu durduracak, çiftçiyi toprağıyla barışık tutacak bir proje bu. Ve yerinde istihdam..Erzurum’un tarımsal değerini hammadde halinde değil, işlenmiş hale getirerek pazara sunma..Tarımda sanayi yaklaşımı ile markalaşma. Organize Tarım Sanayi merkezi..”dedi.
TANITIM VE MARKALAŞMA
Erzurum’un sosyal ve ekonomik değerlerini ülke ve uluslar arası boyuta taşıması yolunda markalaşma ve tanıtım çalışmalarının ihmal edilmemesi gerektiğine değinen AK Parti Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir şöyle dedi: “Mesela,her ilçemizde ortak aklın öngöreceği bir alanda markalaşma.. İlçelerimizin kalkınmada sektörel önceliklerini belirleme. İlçelerimizin sosyo ekonomik performansını yükseltmek adına önemli adım.. Tarım, turizm değerlerimizi ilçelerle ifade etmek.. Ekonomik ve sosyal bağlamda dikkatleri ilçelerimiz üzerine çekmek. İzmit’in Karamürsel’i, Balıkesir’in Bandırma’sı, Çorum’un Alaca’sı, Antalya’nın Manavgat’ı gibi bir açılım..”
KIŞ TURİZMİ
Erzurum’un dünya çapındaki kış spor ve turizmi değerlerine de atıfta bulunan, bu varlıkların katma değer üretecek boyuta taşınması için yeni bir atılım dönemi yaşanması gerektiğine işaret eden Aydemir şunları kaydetti, “Mesela.. Kurucu Genel Başkanımız ve liderimizin bu şehre kazandırdığı bir unvan var. Dünyanın 10 kış turizmi merkezlerinden biri olduk. Bunu korumak ve ilk üçe girmek durumundayız. Aynı zamanda bu konumumuzdan istihdam oluşturmalıyız. Bu hedefe yönelik olarak acil bir platform oluşturmak ve yol haritası çizmek önceliğimiz olacak.”
YALANDAN YILANDAN KAÇAR GİBİ KAÇARIM
‘Tabi önce şunu ifade edeyim. Beni tanıyanlar bilir, yalandan yılandan kaçar gibi kaçan, hayatına sokmayan biriyim.” vurgusunu yapan AK Parti Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir, ‘ Temel yaklaşımımız şudur: Erzurum tarihiyle, insanıyla yüksek bir şehir. Bu şehrin ufku da hedefi de büyük olmalı. Öyle makarna, cips fabrikaları kurmak gibi küçük, çapsız şeylerle bu şehrin adını yan yana koymayız, koydurtmayız. Büyük ufuk, büyük hedef.. Dadaşça amaçlar.. Geçmişte bir cami kubbesine sac getirmekle övünenlerden değiliz biz. Bu şehrin insanın rüyası da, hayali de hedefi de büyük olma zorunda.. Zira adı Erzurum..” dedi.
ALLAH AŞKINA BİZİM ERZURUMLUKTAN ÖTE ÖVÜNCÜMÜZ MÜ VAR?
‘Ankara’ya gittiğinizde Erzurum’u unutmayacağınızın garantisini verebilir misiniz?’ sorusuna karşılık veren AK Parti Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir, ‘ Ben siyasete girdiğim ilk günden beri hep şunu söylerim, milletvekilliği meslek değildir. Mebus olan esas işinden ve adresinden kopmamalı.
Mebusluğu bir gelir kapısı, bir iş gibi görmemeli.. Ben ekonomistim. Mesleğim bu.İş ve ikamet adresim Erzurum.. Bizim şahsiyetimiz ve kimliğimiz Erzurumluluğumuz.. Farkımız dadaşlığımız diye söyledik bunu hep. Evim, işim hep burada olacak. Mebusluk bir temsil görevi. Erzurum’da partimin öngörüleri içinde irtibat bürosu oluşturacağız.
Unutmaya gelince..
Allah aşkına bizim Erzurumluktan öte gururumuz, övüncümüz ve kimliğimiz mi var ki, bu şehri ötekileştirelim. Unutmayız ki, hatırlayalım. Altını çizerek kaydedeyim, bu şehirden ikametini göçürenler, Erzurum’dan seçilip başka şehirlere gidenler mesutlar mı sanıyorsunuz? Erzurum’un sevdasından daha güzel ne var?
Erzurum’dan daha iyi hangi adres bulunuyor?
Örnek aldığımız Alvarlı Efe’ye edepsizlik olmaz mı Erzurum’dan ayrı düşmek?
Ya da dualarıyla büyüdüğüm Veli hocama, Abdullah hocama..
Ya da kanaat önderlerine..
Ya da Tosya’ya, Leblebici yokuşuna, Hacı Cuma’ya..
Dostlarımıza..
Edepsizlik olmaz mı Erzurum’dan ikametgahı ayrı tutmak, Erzurum’a yad olmak?
Erzurum Ovası beddua etmez mi sanıyorsunuz?
Bizim bedeni kimliğimiz gibi ruh kimliğimizde de doğduğumuz yer Erzurum..
Bu nimetimizdir, bu şükrümüzdür, bu övüncümüzdür.
Erzurumlu olmaktan daha engin sermayemiz yoktur..
Varımızdır Erzurum, ruhumuzdur Erzurum..
Ve ebedi adresimiz..” dedi.
ISSIYI, SOĞUĞU BİLMEDEN HAYATI OKUMAK MÜMKÜN DEĞİL.
‘Erzurumlu gençlere bir mesaj verseniz, nelere vurgu yaparsınız’, şeklindeki soruyu cevaplandıran Aydemir, ‘ Beylik laflar edip, nasihat çekmeyi sevmem.. Yaşa ömrüm yaşa, yaşadıkça et temaşa diye bir halk sözü vardır. Issıyı, soğuğu bilmeden hayatı okumak mümkün değil.
Eğer gençten kasdınız Erzurumlu genç ise, önce bu şehri yürekten ama yürekten sevmesi lazım..
Karını, soğuğunu, Veyisefendi’sini Çırçır’ını, Hınıs’ını, Aşkale’sini yürekten benimseyecek, özümseyecek ve sevecek. Sevecek ki bu şehirde başarılı olsun.. Sonra,önce kendisine saygı duyacak..
Adına, ailesine ve şehrine.. Dürüst ve ilkeli olacak. Dürüstlük temel şart. Ne aldanan ne de aldatan olmayacak. Üçüncü şart, amacına ulaşmaya tevessül ederken tam bir tevekkül halinde bulunacak. Her şeyi Allah’tan bilecek ve iman edecek. Bu imanın gereği zaten çalışmak, kimseye yük olmamak, haramdan kaçmaktır.” ifadelerine yer verdi.
ÖNCE ERZURUM DEMELİYİZ.. SONRA YİNE ERZURUM
Mülakatın son bölümünde Erzurum’a dair mesajlar veren Aydemir şöyle dedi: ‘
Benim sıkça tekrar ettiğim bir arap atasözü vardır: ‘Sahibüd dari edra bima fih’ Türkçesi, ‘Ev sahibi evindekini daha iyi bilir.’ Erzurumlu Erzurum’a da Erzurumluya da sahip çıkmalı..
Sonra da seçtiğine.. Erzurum ufkuna doğru, dadaşça bir gönül birlikteliği için herkes ama herkes ruhunu, aklını dayanışma kültürü içinde buluşturmalı. Önce Erzurum demeliyiz.. Sonra yine Erzurum..
İnadına Erzurum.. Seçim yaparken bugünü değil, bugünü borçlu olduğumuz değerlerimizin, medarı iftiharlarımızın hassasiyetini göstermeli Erzurumlu.. Alvarlı Efe’nin, Nene Hatun’nun muvafık göreceği tercihi olmalı.. Aslında Erzurumluluk zaten bir irfandır, vicdandır, izandır.. Erzurumluluk bir ekoldur, Erzurum bir okuldur.. Ders almasını bilmeliyiz.. Ve hakikat.. Yüreğimiz birbirimiz için atsın..Dualarımız birbirimiz için olsun.. Ve selamımız tüm Erzurumlulara ve Erzurumlu ecdadımızın ervahına.. Selam ve dua..” dedi.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.