4. Türk Patent Ödülleri Töreni
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, “Zamanın ruhuna uygun tasarımlar yapacak meslek elemanları yetiştirmeyi tarihin bize yüklediği bir sorumluluk olarak görüyoruz. Bizler bu ülkenin tasarımc...
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, “Zamanın ruhuna uygun tasarımlar yapacak meslek elemanları yetiştirmeyi tarihin bize yüklediği bir sorumluluk olarak görüyoruz. Bizler bu ülkenin tasarımcılarına inanıyor ve güveniyoruz. Sanayimizin dinamizmini tasarımcılarımızın farklılaştırıcı yetenekleri ve vizyoner yaklaşımlarıyla birleştirmek istiyoruz” dedi.
4. Türk Patent Ödülleri, Ankara Sheraton Oteli’nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı törenle sahiplerini buldu.
Törende konuşan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, 2014 yılında sınai mülkiyet alanında ortaya koydukları başarılarla ödül alan ve örnek olan firmaları, üniversiteleri, buluş sahiplerini ve araştırmacıları tebrik ettiğini söyledi.
Bakan Işık, Patent, marka, endüstriyel tasarım ve coğrafi işaret alanlarında ödül alanların çalışmalarıyla ekosistemin ve sanayinin rekabet gücünün gelişmesine katkı sağladığını belirtti.
Sanayi politikasının temel amacının yerli, yenilikçi ve yeşil üretimle ekonominin rekabet gücünü geliştirmek ve bilgi tabanlı, yüksek katma değerli ekonomiye geçişi hızlandırmak olduğunu vurgulayan Bakan Işık, “Sanayi stratejimizde, Ar-Ge ve yenilikçilik politikalarımızda sınai mülkiyet haklarının çok önemli bir rolü bulunuyor. Günümüzde ekonomilerin derinliğini yenilikler, buluşlar, markalar ve özgün tasarımlar içeren sınai mülkiyet hakları oluşturuyor. Bu nedenle, küresel rekabet ortamında bir adım öne çıkmak, özgün tasarımlarla, güçlü markalarla ve ekonomik değeri yüksek patentlerle ancak mümkündür” dedi.
“ÜLKENİN YÜRÜYÜŞÜNÜ KOŞUYA DÖNÜŞTÜRECEKTİR”
Bakan Işık, Türkiye’nin dünya pazarlarında kalıcı bir yer edinebilmesinin, ürün kalitesi ve çeşitliliğiyle tercih edilir bir ülke olabilmesi, üretimde kalite artışına, marka ve tasarıma bağlı olduğunun altını çizdi.
Böylesi bir nitelik artışının ülke olarak yürüyüşü koşuya dönüştürecek ve hedefleri gerçekleştirmede büyük katkı sağlayacağına dikkat çeken Bakan Işık, “Uluslararası alanda ileri bir demokrasi, temel hak ve özgürlükler yanında gelişmiş, nitelikli bir ekonomi bizim temel gücümüz olmaya devam edecektir. Marka, patent, tasarım, faydalı model gibi yenilikçi alanlarda son on iki yılda gösterdiğimiz başarıları daha ileriye götürmek ve sınai mülkiyet sistemini güçlü bir ekonominin en önemli bileşeni yapmak arzusundayız” diye konuştu.
“SINAİ MÜLKİYET SİSTEMİNİ BAŞARILI BİR ŞEKİLDE İŞLETİYORUZ”
“Derinlikli, büyük bir ekonomiye sahip olan Türkiye uluslararası ticaretin olmazsa olmazlarından biri olan sınai mülkiyet sistemini bünyesinde tesis etmiştir” diye konuşan Bakan Işık, konuşmasına şöyle devam etti:
“140 yıldan fazla bir zamandır yürürlükte olan sınai mülkiyet sisteminin yasal ve kurumsal altyapısında, son yirmi yılda önemli değişiklikler yaşandı. Bu süreçte, hak tesisi ve icrası ile görevli idari kurumlar kuruldu, mevzuat yenilendi ve ihtisaslaşmış bir yargı sistemi oluşturuldu. Bugün birçok kurum ve kuruluşumuzun görev ve sorumlulukları çerçevesinde katkı sağladığı sınai mülkiyet sistemini başarılı bir şekilde işletiyoruz. Bu arada Patent Yasası’nın günün koşullarına uyarlanması noktasında 23. ve 24. dönemde hazırlıkları yapılan Genel Kurul düzeyine inen yeni yasamızın inşallah yeni dönemde oluşacak Meclis’te süratle ele alınacağına inanıyorum ve çağdaş bir daha güncel gelişmeleri içinde barındıran bir yasayı da en hızlı şekilde haya geçirmenin gayreti içinde olacağız.”
“PATENT BORSASI İLE İLGİLİ ÇALIŞMALARIMIZI SÜRDÜRÜYORUZ”
2015 yılı başında hizmetlerin etkinliğini artırmak için Bakanlık birimlerinde olduğu gibi Türk Patent Enstitüsü bünyesinde de bürokrasiyi azaltma çalışmalarını başlattıklarına dikkat çeken Bakan Işık, bu çerçevede, mevzuatın sadeleştirilmesi, elektronik ortama aktarılabilecek hizmetlerin belirlenmesi ve vatandaş odaklı bir yaklaşımın geliştirilmesi konusunda önemli gelişmeler kaydettiklerini söyledi.
Yürütülen bu çalışmalar sonucunda, vatandaşların beyanına güveni esas alacak ve güçlü bir oto kontrol sistemleriyle işlemlerle ilgili evrak talebini azaltacaklarını ifade eden Bakan Işık, “Öte yandan, Türk Patent Enstitüsü’nün uzman kapasitesini son 4 yılda 2.5 kat artırarak, tescil faaliyetlerinin daha etkin ve hızlı bir şekilde yürütülmesini sağladık. Yeni kadro talebimize hükümetimizden olumlu yanıt geldi inşallah önümüzdeki süreçte Türk Patent Enstitüsü kadrosunu çok daha güçlendireceğiz. Yurt dışına yaptırmak durumunda kaldığımız pek çok hizmeti de kendi imkanlarımızla yapmaya başlayacağız. Sınai mülkiyet haklarının küresel rekabette artan önemine paralel olarak patentlerin kullanım alanlarında da önemli değişiklikler meydana gelmiştir. Bu minvalde, Bakanlık olarak patentlerin daha kolay bir şekilde nakde dönüştürülmelerini, ticari bir meta olarak alınıp satılabilmelerini ve bankalar nezdinde teminat olarak gösterilmelerini sağlayacak olan Patent Borsası ile ilgili çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu sayede işletmelerimizin kullanabilecekleri kredi hacminde önemli bir artış meydana gelecek ve patentlerin stratejik değerleri artacaktır” şeklinde konuştu.
Patentlerin ticarileşerek sanayiye kazanımlarının teşvik edilmesi ve buna ilişkin kolaylaştırıcı ve hızlandırıcı mekanizmaların oluşturulmasının önem arz ettiğini vurgulayan Bakan Işık, 2011 yılında Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu’nda alınan karar kapsamında geçen yıl Şubat ayında TBMM’nin önemli bir yasayı kabul ettiğini kaydetti.
Bakan Işık, bu düzenlemeyle birlikte, patentlerin lisanslanması, devri veya satışından ya da patentli buluşun üretim ve pazarlama yoluyla elde edilen kazançtan yüzde 50 oranında kurumlar vergisi veya gelir vergisi alınmayacağını dile getirdi.
“BİZLER BU ÜLKENİN TASARIMCILARINA İNANIYOR VE GÜVENİYORUZ”
Lisans ve devir işlemleri de Katma Değer Vergisi’nden istisna tutulacağını belirten Bakan Işık, şunları söyledi:
“Yine 2006 yılından bu yana uyguladığımız TÜBİTAK patent başvuru teşvik programını geçtiğimiz yılın başında revize ederek uygulamaya koyduk. Yine KOSGEB aracılığıyla, KOBİ’lerimize yönelik sınai mülkiyet teşviklerimizi çeşitlendirmeye ve desteklerin kapsamını genişletmeye devam ediyoruz. Sanayimizin rekabet gücü açısından tasarımların da en az Ar-Ge kadar önemli olduğunu biliyoruz. Ürünün katma değerini artıran tasarım uluslararası rekabetin ve ihracatın da anahtarı durumundadır. Tasarım, ihracatımızdaki kilogram başına fiyatı 1.7 dolardan 3 dolarlara çıkarılabilecek kilit rol üstlenmektedir. Bakanlığımız bünyesindeki Girişimci Bilgi Sistemi’nin verilerine göre de tasarım, Ar-Ge ve ihracat yapan firmaların karlılığı çok fazla artmaktadır. Tasarımları, bu ülkenin sahip olduğu tarihi ve kültürel birikimin en iyi biçimde inkişaf edeceği bir alan olarak değerlendiriyoruz. Bu nedenle zamanın ruhuna uygun tasarımlar yapacak meslek elemanları yetiştirmeyi tarihin bize yüklediği bir sorumluluk olarak görüyoruz. Bizler bu ülkenin tasarımcılarına inanıyor ve güveniyoruz. Sanayimizin dinamizmini tasarımcılarımızın farklılaştırıcı yetenekleri ve vizyoner yaklaşımlarıyla birleştirmek istiyoruz. Tasarımcı-işletme ilişkisini geliştirecek teşvikler ve mekanizmalar üzerinde çalışıyoruz. Türk Tasarım Konseyi bünyesinde hazırladığımız Tasarım Strateji Belgesi ve Eylem Planı kapsamında 34 eylemi eş zamanlı olarak uyguluyoruz. Sayın Başbakanımız tarafından açıklanan 11 maddelik İstihdam, Yatırım ve Üretimi Destekleme Paketi’nde de ifade edildiği gibi tasarım ofislerini Ar-Ge merkezleri gibi destekleyeceğiz. En az 10 tasarımcı çalıştıran ki bu sayısı Bakanlar Kurulumuz 5’e indirmeye veya 20’ye çıkarmaya yetkili olacak Tasarım Merkezi vereceğiz ve bu firmalarımızı desteklerden yararlandıracağız. Bunun yanında tasarım ofislerinden alınacak tasarım hizmetlerini de desteklemek suretiyle, tasarım transferini özellikle yaygınlaştıracağız.
“MÜLKİYET SİSTEMİNİN VE TEŞVİK EDECİ MEKANİZMALARIN VARLIĞININ SON DERECE ÖNEMLİ”
Türk Patent Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Habip Asan ise törende yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türk Patent Ödül Töreni’ne katılımıyla devletin sınai mülkiyet sistemine nedenli önem verdiğini ortaya koyduğunu dile getirdi.
Asan, ülke olarak Cumhuriyetin 100. kuruluş yılı olan 2023 ile ilgili çok önemli hedeflerini ortaya koyulduğunu belirtti.
Bu hedeflere ulaşabilmek için iyi işleyen bir sınai mülkiyet sisteminin ve teşvik edeci mekanizmaların varlığının son derece önemli olduğunu kaydeden Asan, “İnovasyon döngüsünün en önemli halkalarından birisi hiç kuşkusuz ülke gerçekleriyle uyumlu uluslararası normlardan bir sınai mülkiyet sistemidir. Bugün buluşlarıyla, tasarımlarıyla, markalarıyla Türk sanayi ve ekonomisine katma değer sağlayan bilgi üreten kişi, kurum ve kuruluşları ödüllendirmek amacıyla burada toplandık. Yeniliklerin ödüllendirilmesi ve teşvik edilmesi amacına hizmet edecek bu etkinliğin bilgi toplumuna erişim sürecinde çok değerli buluyoruz” dedi.
“YÖNELİK HEZARFEN PROJESİ’Nİ GELİŞTİRDİK VE YAKLAŞIK 8 YILDIR UYGULUYORUZ”
Türk sanayi ve teknolojisini küresel rekabette öne çıkarmak, dünyada sınai mülkiyet haklarının gelişimi için örnek ve model kurumu olma vizyonuyla Türk Patent Enstitüsü’nü Türkiye’nin 2023 hedeflerine uyumlu bir şekilde çalışmalarını sürdürdüklerini vurgulayan Asan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bu doğrultuda fikri mülkiyet sistemini oluşturan bütün aktörlerin stratejik hedeflere uygun projeler üretmesini amaçlayarak 2007 yılında Başkanlık Genelgesi’yle Fikri ve Sınai Haklar Koordinasyon Kurulu oluşturuldu. Yine ülkemizin tasarım stratejilerini belirlemek ve Türk tasarımı imajının yerleştirilmesine yönelik kararlar almak üzere 2008 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla Türk Danışma Konseyi kuruldu. Ayrıca 2023 hedeflerine ulaşmak, katma değeri yüksek bir üretim yapısına geçmek için fikri mülkiyet hakları konusunda ülkesel yol haritamızı ortaya koyan Ulusal Fikri Hakları Strateji Belgesi, Ulusal Coğrafi İşaret Strateji Belgesi ve Tasarım Strateji belgelerini hazırladık. Türk Patent Enstitüsü olarak üretilen bilginin ticarileştirilmesine katkı sağlıyoruz. Ülke çapında tanıtım ve farkındalık çalışmalarına yoğun bir şekilde devam ediyoruz. KOBİ’lerimizin inovasyon ve kapasitelerinin attırılmasına yönelik Hezarfen Projesi’ni geliştirdik ve yaklaşık 8 yıldır uyguluyoruz. Bilgi ve doküman birimlerimizin sayısını çoğunluğu üniversitelerimizde olmak üzere 84’e çıkardık. Üniversite ve sanayi işbirliğini attırıcı projelere yer almaya devam ediyoruz. Uluslararası alanda 20’nin üzerinde ülke ile işbirliği imzalayarak ve aktif işbirliği projeleri geliştirerek ülkemizin dış politika vizyonuna paralel çalışmalar yürütmekteyiz.”
Asan, Türkiye’nin son yıllarda başvuru sayılarında elde ettiği başarıların, sınai haklar alanında ortaya koyduğu yüksek performans ve uluslararası alanda elde ettiği seçkin yerin devamlılığının büyük önem arz ettiğine dikkat çekti.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.