* * *
‘Dünyayı değiştirecek fikirler ilk olarak Müsvedde'ye yazılır’
* * *
İsabeyli’deki ÜNİVERSİTELİ MÜSVEDDERLER
* * *
Ah gençlik, insan yalnız bir zaman sahip olur ona, ömrünün gerisinde de onu hep çağırıp durur.
Andre Gide
* * *
Değerli okurlarım...
Bu yazımdaki amaç, üniversiteli öğrencileri küçük görmek ya da yaptıkları yanlış davranışlar yüzünden onları eleştirip, alçaltmak değildir.
Aksine, 'üniversite gençliği işte böyle olmalıdır diyebileceğim bir gönüllü topluluğunu sizlere yansıtmaktır.
ADÜ İktisadi Bilimler Fakültesi’nde eğitim gören bir gurup sosyal ve aktif gencin kendilerine taktığı bir isim, bir lakap, bir markadır MÜSVEDDE…
Neden ‘Müsvedde’ diye sorduğumda ışıldayan gözlerle bakıyorlar.
Tek tek cümleler süzülüyor dillerinden...
Mütevazı kişiliklerinin ön planda olmasını istediklerinden bu ismi seçmişler.
Bizler büyük hedefleri olan gençleriz. Şu anda bizler birer öğrenciyiz. Öğrenciliğimizin bir dakikasını bile boşa harcamak istemiyoruz diyorlar.
Dostluk köprüleri oluşturmanın yolu aktif birer birey olmaktır diyorlar.
Sadece ilim öğrenmek bizlere gelecekte yeterli olmaz.
Bizler aynı zamanda sosyal ve kültürel aktiviteler sayesinde kendimizin ve çevremizin gelişimine de katkı sağlamalıyız diyorlar.
Var oluş gayelerinin de bu olduğunu söylüyorlar.
Asosyalliğin, tembellerin uydurdukları bir bahane olduğunu söyleyebilecek kadar da cesur bu gençler.
Hem üniversitede okuyorlar, hem de hayatın da içindeler…
Hani kilişeleşmiş bir düşünce vardır ya;
‘Ben okumadım ama Hayat Üniversitesi'nden mezun oldum’
Yok öyle bir dünya, yok öyle bir üniversite...
Okumamışlığın, tembelliğin yolu o...
Bazen bir kaçış, bazen kendini tecrübeli göstermenin cümlesidir.
Bilmeden biliyorum demek, bildiğini sanmanın tehlikesi çok çok büyüktür.
Mesela bir genç, daha lise çağında, facebook profiline yazmış:
Hayat Üniversitesi’nden mezun oldum.
Hadi ya…
Kaç yılda bitirdin sen bu okulu?
Evde mi kaldın yurtta mı?
Evin sobalımıydı, kaloriferli miydi?
Okulunda hangi sistem uygulanıyordu?
İki vize bir final?
Çan eğrisi?
Sen de vizelerden sonra okulu asıp memlekete kaçıyor muydun?
Kısa yoldan bir üniversiteye kapağı atmış bizim oğlan…
Hatta bitirmiş bile…
Birkaç yıla emekli de olur.
Yaşadığımız hayatı bir üniversiteye benzetecek olursak eğer, oradan mezun olmak öyle kolay değil.
O üniversitenin mezuniyet diplomasını ancak Azrail veriyor.
* * *
Tekrar bizim müsveddelere dönelim…
Bu gençlerin yaptıklarını ve hedeflerini duyunca çok heyecanlandım.
Geleceğe bir başka baktım sayelerinde...
ADÜ'de şimdiye kadar yapılmamış kültür-sanat ve fikir içerikli bir duvar gazetesi çıkarıyorlar.
Bu sayede, tüm öğrencilerin sosyal, kültürel paylaşım yapabileceği bir platform sağlanmış oluyor.
İlk etapta Ege Bölgesi, sonrasında tüm Türkiye genelinde öğrenciden öğrenciye kar amacı gütmeksizin medya ve medya ağı kurmayı hedefliyorlar.
Adnan Menderes Üniversitesi’ndeki tüm kampüslere haftalık çıkardıkları Müsvedde Gazetesi ücretsiz dağıtılıyor.
Bunun yanında 7/24 yayın yapan bir okul radyosu kurmuşlar.
Ellerine kamerayı ve mikrofonu alıp, öğrenci ropörtajları yapıyorlar, bazen kısa filmler çekip sosyal medya üzerinden kendilerini de iyi tanıtabiliyorlar.
Daha önce İsabeyli ve Sümer Kampüsleri'nde şenlikler düzenlemişler.
Şu an gündemlerinde kültürel,sosyal ve sanatsal konsepte uygun büyük çapta bir etkinlik planları var.
Bu etkinlikleri sokak sokak ayırmışlar...
90'lar Sokağı...
Kariyer Sokağı...
Sosyal sorumluluk ve sanat sokaklarının yer aldığı 68 tane atölye ve eğitim standları kurmayı planlıyorlar.
Yurt kalkınmasında geleceğimiz olan gençlerin bu tür etkinliklerle okul arkadaşlarının gerek sosyal gerekse kültürel gelişimlerine katkı sağlamalar ne kadar güzel, ne kadar anlamlı...
Bravo gençler!
Bu grubun öz güveni nereden geliyor diye sorduğumda her biri;
‘Dünyayı değiştirecek fikirler ilk olarak Müsvedde'ye yazılır’ dediler.
Meğer, Müsvedde Gazetesi’nin sloganı buymuş...
Gençlerin gözlerindeki ışık, gözlerimin yaşarmasına yetti…
Adeta bir ajans gibi çalışıyorlar, arkalarında onları destekleyen binlerce öğrenci var.
Müsvedde gençliği o kitleye önderlik ediyor…
Bu gençlerin iyi işlere imza attıkları çıplak gözle görülebiliyor.
En sonunda duyduklarıma inanamadım.
Bu gençler yaptıkları bunca şeyi, annelerinin ve babalarının gönderdiği harçlıklarla, kendi aralarındaki topladıkları üç beş kuruşla yapıyorlar. (gazetenin basımı dahil)
Hiçbir maddi beklentileri yok.
Destekçileri ve sponsorları da yok.
Biraz buruklar ama mutlular…
Buruklukları, daha da iyi işlere kalkışamadıklarından beklide ama mutlulukları, iyi yaptıkları işlerden pozitif dönüt almalarından…
Helal olsun sizlere…
Helal olsun…
* * *
Değerli okurlarım;
Derslerinde de çok başarılı olan bu gençleri gördükçe, geleceğe umutla bakmamak mümkün mü?
Gününü boşa harcayan, yanlış işler yaparak, çevresine ve kendine zarar veren diğer okul arkadaşlarının aksine, ne güzel işler yapıyorlar değil mi?
Bu gençlere sahip çıkılmalıdır.
Her biri bizim geleceğimiz, yavrularımız, göz nurlarımız.
Çürük yumurtalarla bu kahramanları aynı kefeye koymamalıyız.
Bu gençlik, tüm dünyaya örnek olan ANADOLU KÜLTÜRÜ’nü korumayı ve yaygınlaştırmayı da hedefliyorlar.
Aynı zamanda modern, bilinçli ve çağdaşlar.
Büyük konserler düzenlemeyi ve gençlik festivallerini hayal ediyorlar…
Bu gençler o kadar yoğun çalışıyorlar ki, ne olur bu sefer onların size gelmesini beklemeyin…
Bu sefer siz gidin onları bulun…
Unutmayın bu gençlerin daha çok, ama çok parlak başka fikirleri de var.
Aydın Büyükşehir Belediyesi...
Nazilli Belediyesi...
İşyeri Sahipleri...
Halk...
Millet...
Vatandaş...
Sen...
Ben…
Hadi onlara ve fikirlerine değer verelim…
Bu ÜNİVERSİTELİ MÜSVEDDELER'e musveddegazetesi@gmail.com'dan veya (0533) 294 29 42'den ulaşabilirsiniz.
Saygılarımla…