Aydın ve Nazilli’ye sadece 60 km, İzmir’e ise 125 km mesafede öyle bir köye gideceğiz ki çok zengin. Ama bu parasal bir zenginlik değil. Tarihsel, doğal, kültürel ve sanatsal zenginlik. Yakınındaki Birgi’nin gölgesinde kalmış gizli bir hazine. Bu yazımda elimden geldiğince bu zenginlikleri anlatmaya ve göstermeye çalışacağım.
Önce Aydın dağlarını aşmamız gerekiyor. Yükseklere çıkıyor ve dağ manzaralarını izliyoruz. Karşıda sisten sadece zirveleri gözüken sağda Madran dağı, solda Karıncalı dağı.
Sonra da sonbahar yolculuğu ile Aydın dağlarını aşıyoruz.
Sonbahar’da Aydın dağları doğal bir stüdyo gibi..
Yol üzerinden Beyköy
Bademli köyü
Bademli çok iyi bir konumda harika bir doğaya sahip. Fidancılığı ve kirazı ile de ünlü. Köyün tam ortasından bir dere geçiyor kaynağı Aydın dağları olan. Bademli adının “ırmak yurdu” anlamındaki “Potamia”dan kaynaklandığına ilişkin görüşler, bir tarlada bulunan ve üzerinde “Potamia” yazısının bulunduğu toprak bir tablete dayanıyor. Potamia adı zaman içinde “Bodamya”, “Badomya” gibi değişiklikle Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde “Bademye” şekline gelmiş. “Bademye” ismi, 1965 yılında “Bademli” olarak değiştirilmiş. Potamia döneminden kalma kale kalıntıları köyün biraz dışında yol kenarında görülebilir.
Tarihi Bademli evleri
Birgi, Şirince, Cumalıkızık gibi bilinen yerlerin dışında onları aratmayacak bir tarihi dokuya sahip Bademli. Her sokağından tarih akıyor. Restore olmuş ve olmamış yüzlerce tarihi eve sahip. Bademli sokaklarında gezerken bu tarihi evleri en doğal hali ile görebiliyorsunuz. Cumalıkızık örneğinde olduğu gibi reklam afişleri, tabelalar, evlerin yarısını kaplamış hediyelik eşyacılar olmadan, satıcıların yolları kaplamadığı bir doğallıkta gezebiliyorsunuz. Her şey satılsın, bölge halkı para kazansın ancak tarihi dokuyu bozmadan.
Her sokağında eski Türk mimarisinin güzellikleri mevcut
Bademli’nin hem kültürel hem sanatsal zenginliği : Keçecilik
Artık yok olmak üzere olan keçecilik Bademli’de 150 yılı aşkın konaklarda hala devam ediyor. Kültürel ve sanatsal değerimiz olan keçecilik artık çok fazla kalmamış. Sadece burası gibi tarihi beldeler olan Ödemiş ve Tire gibi birkaç yerde keçecilik sanatı devam ediyor. Keçe giyim eşyaları kışın soğuğu, yazın sıcağı içindekine hissettirmeyen özelliğe sahip. Çobanlar için kepenek veya bir süs eşyası olarak rağbet görüyor.
Bu değerlerimizi görmek, yaşadığını bilmek sevindirici. O yüzden bu sokaklarda çok farklı duygularla geziyoruz.
Kılcı Mehmet Ağa camii
Anadolu’nun en güzel kalem işlemeli camiilerinden biri Bademli köyünde bulunmakta. Aşıklaroba mahallesindeki Kılcı Mehmet Ağa Camii, 1810 yılına tarihleniyor. 1747 doğumlu, zamanında Ödemiş Voyvodalığı görevinde bulunan Kılcızade Seyyit Mehmed Ağa’nın onarım ve genişletmelerle son şeklini vermesinden dolayı, cami onun adıyla anılıyor. Ahşap kirişli düz tavanlı bir yapıya sahip Kılcı Mehmet Ağa Camii, ön cephesindeki kalem işleriyle hemen dikkat çekiyor. Giriş kapısı üzerindeki kitabenin çevresi asma ve üzüm freskleriyle süslenmiş. Ödemiş’ten Bademli’ye doğru pamuk tarlalarının çok uzak olmayan bir geçmişte üzüm bağlarıyla dolu olduğunu duyduğumuzda, bu motiflerin kaynağını daha iyi anlıyoruz.
Son cemaat yerini örten ahşap tavan, renkli boyalarla bir hareketlilik kazanmış. Tavanı, ahşap üzerine alçı kaplamalı revaklar süslüyor. Ancak dış cephenin en önemli özelliği giriş kapısının yanında yer alan minyatür tarzındaki iki resim. Sağ tarafta Kâbe (Mekke), sol tarafta Hz. Muhammed’in Medine’deki kabri (Ravza-i Mutahhara) son derece güzel biçimde resmedilmiş. İç mekân, artık örneklerine çok az rastladığımız bir süslemeye tanıklık ediyor. İç duvarların hemen her tarafı ağaçlar, kuşlar ve çiçeklerle bezenmiş. Yemyeşil, gür ağaçlar, kırmızı kuşlar, rengârenk çiçeklerle belli ki müminlerin üzerinde bir cennet havası yaratılması amaçlanmış.
Hayrettin Efendi Cami ( Korga Camii )
Halk arasındaki söylenceye göre, Beydağ'ın 'Korga' yöresinden Bademli'ye "Arapbaş" adında bir oymak gelir. Oymağın beldeye yerleştiği yere günümüzde Akçalı Mahallesi adı verilir. Arapbaş oymağı önderlerinin torunlarından Hacı Haliloğlu Hayrettin Efendi tarafından çarşının içine yaptırılan bu cami günümüzde tüm heybetiyle ayaktadır ve vakıf kayıtlarında kendi adıyla anılsa da halk arasında “Korga Camii '' olan bu yapı bir 17.yy eseridir.
Bademli harika bir coğrafi konumda bulunmakta. Aydın dağlarının en yüksek zirvelerine sırtını dayamış. Hacetdede zirvesi 1825 metre ve Mumkaya zirvesi 1650 metre. Köy ise 370 metre rakımda. Karşısında ise büyük, yüksek ve soğuk Bozdağ var. Bozdağ ve Aydın dağları arasında ise bereketli Küçük Menderes ovası var. İşte çevresi de böyle zengin.
Dolu dolu bir köyden artık dönme vakti. Tarihte yolculuğa çıktık 150 yıl öncesinde bir gün geçirdik. Dönüş yolunda yükseklere çıkıyoruz. Gün batarken rengarenk bahçelerin üzerinde parlayan ay bize yağlı boya tablo misali eşsiz bir görüntü sunuyor. Ve güne güzel bir nokta koyuyor.