BÜYÜLEYİCİ AMA HÜZÜNLÜ : LATMOS’UN TERKEDİLMİŞ KÖYLERİ

MURAT ABALI

Hemen yanı başımızda tüm gizemiyle ve görkemiyle, gören gözleri bekleyen Beşparmak Dağları antik adıyla Latmos, Bafa Gölü’nün doğusunda, Aydın ve Muğla sınırları içerisinde, Batı Menteşe Dağları sisteminde yer almaktadır. Doğal ve kültürel kaynak değerleri bakımından çok zengin olan bu coğrafyada, biz yakın dönemdeki yaşanmışlıkların izini süreceğiz.

Anadolu köyleri

Bir zamanların yaşam dolu köyleri şimdinin hayalet köyleri oldular. Tüm yaşanmışlıkların artık sadece anılardan ibaret olduğu köyler. Günümüz popüler yaşantısından uzak sadece tarım ve hayvancılıkla geçinen bence çok şanslı insanlardı. Bir zamanlar tüm acıların ve sevinçlerin paylaşıldığı, sokaklarda çocuk seslerinin yankılandığı, yaşlıların kapı veya pencere önlerinde oturduğu bu köyler, şimdilerde hatıralara gömülmüş bir şekilde yalnızlığa bürünmüş.

Rotamız Aydın ili Koçarlı ilçesi Çallı köyü

Latmos dağında onlarca terk edilmiş köy bulunmakta. Bir kısmında okul da bulunmaktaydı. Biz bu yazımızda Çallı köyü civarından iki tanesini ziyaret edeceğiz.

Çallı köyünün yakınındaki birinci köy

İlk köy şimdiki Çallı köyünden Çallı deresi boyunca ilerledikten sonra karşımıza çıkıyor. Yamaçta kurulmuş ve bir kısmı sağlam kalmış evleri ile Kayaköy’ü andırıyor. Aslında Latmos dağının her yeri Kayaköy. Ancak mübadele dönemi köylerinin aksine bu köylerin neredeyse hiç ziyaretçisi yok.

Pencereden bir an, nene çıkıverecekmiş hoş geldiniz diyecekmiş gibi geliyor 

Eski bir zeytin işliği

Çallı deresi güzergahının güzellikleri

İkinci köye doğru giderken Çallı deresi güzergahının doğa güzellikleri ve sürpriz şelale bize nasıl bir coğrafyada olduğumuzu tekrar hatırlatıyor.

 

Sarıçay vadisindeki ikinci köy

Bu köye ulaşım zor. Ancak çok güzel bir yerde.  Vadide ve altından Sarıçay akıyor. Her yer zeytinlik. Kayaların içinden çıkmış asırlık zeytin ağaçları var. Evlerin bir kısmı tamamen sağlam durumda. Tipik Latmos evleri.

Zeytin sayesinde dönüş

Artık sadece zeytin sezonunda birkaç aile kalıyor bu köylerde ya da zeytinler toplanıyor geri dönülüyor. Açık hava müzesi niteliğindeki bu bölgeden aslında turizm yönüyle de bir kazanım sağlanabilir.

Latmos Coğrafyası ile doğanın bütünleşmesi

Etkileyici ve hüzünlü

Boş köyler hüzünlü bir etkileyiciliğe sahip. İnsan ister istemez duygulanıyor. İnsanın alıştığı coğrafyadan, evinden, yurdundan ayrılması çok çok zor. Halbuki ıssızlığın içindeki evler ve çevresindeki doğa çok güzel. Evler yöresel taşlar kullanılarak inşa edilmiş. Her yer zeytin ağacı. İnsan buralarda yaşlanmak ister ama herkes aynı düşünceye sahip değil.

Neden terk ediliyor?

Bunun bir çok sebebi mevcut aslında. En önemlisi ise ekonomik neden. Geçim derdi ve işsizlik köyden kente göçün asıl nedeni. Tabi bunun yanında eğitim ve sağlık hizmetlerinden tam yararlanamama da nedenlerden biri. Bu köylere olan ulaşım zorluğu bir çok hizmetin gelmesini engelliyor. Bu nedenlerden halk yakın çevredeki il ve ilçelere göç etmiş. Özellikle son yıllarda artan göç arkasında geçmişin izlerini hala yaşatan terk edilmiş köyler bırakıyor. Yaşanmışlıkların sadece anılardan ibaret olduğu köyler. Maalesef ki terk edilen sadece köy olmuyor tarım ve hayvancılıkta terk ediliyor L

Terk edemeyeceklerimiz!

İstanbul’un nüfusunun 20 milyona doğru ilerlediği günümüz de, bir yandan insanlar şehir hayatından bunalıp kendilerini köy hayatını özlerken buluyorlar. Tamamen kendi seçimimiz olan bu karmaşa hayattan kurtulmak istiyoruz. Ancak bende dahil kaçımız bu özlemle hareket ederek gittiğimiz köylerde 2-3 günden fazla kalabiliriz. Teknoloji, hazır tüketim ve lüks yaşam içimize işlemiş durumda. Peki bunları terk edebilir miyiz? Zor!