Nazilli’de soğuk kış günleri adım adım yaklaşıyor. İlçemizin gözde doktorlarından Uzman Çocuk Doktoru Sabiha İlke Genç’i ziyaret ederek, çocuklarımızın sağlığı için annelerin en çok merak ettiği soruları sorduk.
Koronavirüs günlerimize, mevsimsel hastalıklar da eklenirse ne yaparız? Hangi önlemleri almalıyız? Uzman Doktor İlke Genç’ten çok özel ve hayati bilgileri sizler için kaleme aldık.
1)Hocam, hepimiz hastalıklardan korunmak için bağışıklık sisteminin güçlü olması gerektiğini bilir, duyarız. Bağışıklığı en çok destekleyen besin ve gıda tavsiyelerinden bahsedebilir misiniz?
-Son günlerde, Covid-19 salgınının da yayılmasıyla, hemen hemen herkeste bağışıklık artırıcı gıda, takviye edici madde arayışı var. Aslında iyi bir bağışıklık için çeşit çeşit takviye kullanmaya gerek yok ve bu takviyeler özellikle çocuklarımız için zararlı etkiler doğurabilir.
İyi bir bağışıklık sistemi için üç temel şartımız var; sağlıklı, dengeli beslenme, yeterli, kaliteli uyku ve düzenli fiziksel egzersiz. Bu üçlüye ben sağlıklı yaşam ve enfeksiyonlardan korunmanın saç ayağı diyorum. En önemli bileşeni de tabii ki dengeli beslenme. Günümüzde tüm dünyanın örnek aldığı ve en sağlıklı beslenme şekli, çok şanslıyız ki Akdeniz tipi beslenme- geleneksel Türk tipi beslenmedir. Coğrafyamız, bağışıklık sistemimizin sağlığı için bize eşsiz ürünler sunuyor.
Bağışıklığımızı doğal yoldan ve zararsız şekilde en çok destekleyen gıdalar, yoğurt, ayran, peynir, kefir, ev tarhanası, ev turşuları, ekşi maya ekmek gibi probiyotikten zengin ev yapımı gıdalardır. Ayrıca soğan, sarımsak, turp, kereviz, lahana gibi sebzeler prebiyotik liflerden zengin, adeta doğal antibiyotik diyebileceğimiz çok faydalı besinlerdir. Yine kış boyunca mandalin, portakal, elma, limon gibi taze meyveleri bol bol tüketelim. Önemle vurgulayacağım bir başka madde ise hayvansal proteinlerin tüketimi. Çocuklarımız ve bizler her gün mutlaka yumurta yemeliyiz. Ayrıca haftada iki gün, sardalya, hamsi gibi omega-3 yağ asitlerinden zengin balıkları mutlaka tüketmeliyiz. Bol bol tarhana çorbası yiyelim, hastalarıma da espri ile karışık, her gün tarhana çorbası yiyen ölmez derim hatta.
Burada önemle vurgulamak istediğim bir nokta daha var. Halk arasında takviye gıda kullanımına çok özenildiğini görüyorum. Çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı olarak, hekime danışılmadan, propolis, kara mürver, ekinezya, beta glukan ya da çeşitli bitki özütlerinin bağışıklık arttırıcı adı altında alınıp tüketilmesi, kaş yaparken göz çıkarmaya sebep olabilir, çeşitli doku, organ hasarlarına yol açabilir. Lütfen bilinçsizce tüketmeyelim derim.
2)Hocam, biz anneler çocuğumuzun davranış ve hallerinden hastalanacağını anlarız ve özellikle antibiyotik kullanımı azaltmak için kendimizce önlemler almaya çalışırız. Bu anlamda ivedilikle yapmamızı önerdiğiniz uygulamalar nelerdir?
-Gereksiz antibiyotik kullanımı sağlığımıza gerçekten çok zarar veren bir durum. Fakat gerektiği hallerde de hayat kurtarıcı ilaçlar. Antibiyotik kullanacak duruma gelmemeleri için çocuklarımızı mutlaka dikkatle takip etmeli, en ufak şikayetlerini ciddiye almalı ve hekimimize danışmalıyız. Benim kendi hayatımda da uyguladığım önlemler, çocuğumda ufak tefek şikayetler bile olsa, hemen istirahate almak, bol sıvı vermek, burun tıkanıklığına mahal vermemek. Öksüren, burunu akan bir çocuğun, günlük fiziksel eforunu kısıtlamak ve yorulmasını engellemek lazım. Uykusuzluk, yorgunluk enfeksiyonların bir anda şiddetlenmesine sebep olur. Yine bol su, ayran, çorba gibi gıdaları almalarını sağlamalıyız, susuz vücut bitkin düşer ve mikroplarla yeterince savaşamaz. Sürekli burun tıkanıklığı da basit bir nezlenin kulak iltihabı, sinüzit gibi enfeksiyonlara ilerlemesine neden olur.
3)Okul döneminde olduğumuz için her türlü hastalığın çok çabuk yayılabileceğini biliyoruz. Tüm dünyayı saran salgın hastalığın çocuklar üzerindeki etkisinin taşıyıcı olmaktan öteye gitmiyor oluşu hepimiz için sevindirici bir durum. Taşıyıcı oldukları durumlarda en sık karın ağrısı ve nezle hali gibi şikayetler olduğunu anlatılmıştı. Bu şikayetlere ek olarak neler söyleyebilirsiniz?
-Evet, Covid-19 enfeksiyonu çocuklarda genelde hafif seyreder ve hatta hiç bulgu vermeden virüsü taşıyıcı şeklinde de yayabilirler ama biliyorsunuz 14 yaşında bir ölüm vakası oldu geçtiğimiz günlerde. O nedenle çok da rahat olmamak lazım. Okulların da kademeli olarak açılmasıyla, çocuklarımız daha çok risk altında diyebiliriz. Dünya çapında çocuk vaka sayılarında önemli bir artış var ve bu çocukların %17’si yoğun bakım yatışına gerek duymuş. Aslında düşük bir oran değil. Çocuklarımızda hastalığa dair en ufak bir bulguyu bile ciddiye almalıyız. İshal, kusma ile teşhis ettiğimiz covid-19 vakalarımız var. Yine öksürük, ateş, boğaz ağrısı, baş ağrısı, yaygın vücut ağrısı, halsizlik, burun tıkanıklığı ve akıntısı çocuklarımızda görebileceğimiz Covid-19 hastalığı bulguları olabilir.