Bu sabahın en güzel karşılaşmalarından biriydi Belediye Başkanız Kürşat Engin Özcan ile yolda karşılaşmak. Bir kaç adım önümde belediye binasına doğru yürüyordu. Önce yaşlı bir teyzeyle konuştu. Kadının ona ne söylediğini duyamadım. Ama kulak verebilmek için eğildiği tane tane de bir şeyler anlattığı belli oluyordu. Teyzeden hemen sonra bir hanım yaklaştı yanına kendisine bazı şeyler danıştı. Bunu fırsat bilip yanından geçip hızlıca önlerine dolaştım. Resmini çektim. Maskesinin kaydığını fark edip hemen düzeltmek istedi. "Açık havadayız Başkanım biraz kaymış olması sorun değil." dedim. Çünkü ben insanların en doğal haliyle çekilmiş resimlerini çok seviyorum. Bunun için tek bir şansı olur insanın. İsteseniz de fark edildikten sonra o doğallığı tekrar yakalayamazsınız.
Hanımefendi ile olan konuşmaları bitince, biraz sohbet ettik, göreve geldiği günden beri makam aracını çok az kullandığını bildiğim için kendisini tebrik ettim. Şehir içi mesafesinde araç kullanmayı doğru bulmadığını, belediyemizin ve doğanın kaynaklarını doğru kullanmak gerektiğini söyledi. Ama biz millet olarak tuvalete bile makam aracıyla gitmeye meraklı başkanlara alışık olduğumuz için bu duyarlı davranışı ayakta alkışlamamak mümkün değildi.
Gündemle ilgili konuştuk, yapılan ve yapılmakta olan hatalardan bahsettik hepsinin altında yatan duyarsızlıkları. İnsan ilişkilerindeki hoyratlığı, yaşama karşı detayları umursamadan, ayrıntıları fark etmeden yaşayıp gidişimizi ve elde etmek için hırs yaptığımız kazanımlar yüzünden hayatın tadına varamayışımızı.
Benim mesaiye onunda makamına yetişmesi gerekiyordu. Başkanımız kendisine kahvaltılık bir şeyler almak için fırına doğru ilerlerken yollarımızı ayırdık. Gazeteciliğin yanında aynı zamanda sağlık çalışanı olduğum için arkamdan uzun uzun dua etmekteydi en son. Gerçekten sevgi dolu, kalbinde hassasiyetleri olan bir başkana sahibiz. Nazilli için büyük bir şans.
Mine Mulcar