İnsan...

Mine Mulcar

Her insanın kendisine has özellikleri ile yetenekleri vardır. Nereden mi biliyorum? Çünkü insanlar; bu koskoca sonsuz evrende, bir nokta tanesi kadar bile olmayan Dünya'da. Küçücük bir toz zerresinden farksız varlıklar olarak hiçliğe yakınken; aklıyla, tutkularıyla, arzularıyla, çabasıyla muazzam bir hayal gücene sahip. Buna sahip olan tek varlıklar biz insanlarken, kendimizi; kendi hayatımızı küçümsemek, mutluluğu sahip olunmamış olanda aramak, kendi yaratılışımıza ihanet değil midir?

***

Sürekli mutlu olmamız gerektiğine inandırıldığımız bir çağda yaşıyoruz. Bunu görev gibi algılamamız başlı başına bir stres kaynağı. Sizce de mutluluk için çabalamak bizi daha mutsuz ediyor olabilir mi?

***

Bu durum hayatı akışına bırakmamıza engel oluyor. Arayış içinde olmamıza sebep olduğu gibi, elimizde olanlarla yetinmemize, elimizdekilerin de büyük bir mutluluk kaynağı olduğunu görmemize engel oluyor? 

*****

Sürekli bir amaç için çabalıyoruz. Bu hayatın sürekliliği ve yaşama amacı için ihtiyacımız olan şey tabi ki bu. Eksik olan, istediğimiz şeyi elde ettiğimizde ona yüklediğimiz değerin düşündüğümüz değerle aynı olmadığını sanmamız. Aslında bu çok da doğru bir bakış açısı değil. Başkalarında var olan ile kendimizde alanı kıyaslıyor ortaya çıkan sonuçtan memnun olmuyoruz. 


****

Herkesin emeğinin içinde kendi öz çabası vardır. Ve kimsenin yaptığı ya da başardığı bir başkasınınkiyle aynı güzellikte olamaz. Kıyası bir kenara bırakıp önümüze bakarsak kendi yaptığımızla mutlu olmanın mümkün olduğunu görebileceğiz. Azımsamak kendimize karşı yaptığımız en büyük saygısızlıktır.

***

Her insanın kendisine has özellikleri ile yetenekleri vardır. Nereden mi biliyorum? Çünkü insanlar; bu koskoca sonsuz evrende, bir nokta tanesi kadar bile olmayan Dünya'da. Küçücük bir toz zerresinden farksız varlıklar olarak hiçliğe yakınken; aklıyla, tutkularıyla, arzularıyla, çabasıyla muazzam bir hayal gücene sahip. Buna sahip olan tek varlıklar biz insanlarken, kendimizi; kendi hayatımızı küçümsemek, mutluluğu sahip olunmamış olanda aramak, kendi yaratılışımıza ihanet değil midir? Adem ile Havva'nın yeryüzüne indikleri Dünya şu an içinde yaşamakta olduğumuz Dünya'nın ta kendisi değil mi? Ne kadar iyi, ne kadar kötü olduğu ayrı bir tartışma konusu olsa da. Dünya üzerinde yaşanan tüm değişiklikleri şu evrende bir toz zerresi kadar olan insan yaptı. Yani sen yaptın! Kendi varlığını küçümsemek yaşamı küçümsemektir. 

***

Tüm bunları anlattım çünkü; güzeller güzeli bir kadın danışanım; asabi, sürekli çevresindekileri ve eşini kıran, hoyrat davranan bir eşe sahip. Kadın boşanmak ister ama erkek izin vermez. Hayatlarına bakınca kavgasız gürültüsüz geçen günleri neredeyse yok. Kadının bu asabi kocadan kaçıp kurtulmaya, yardım istemeye cesareti yok. Hal böyle olunca nelere düzeltebiliriz düşüncesiyle yaptığımız çalışmalar erkeğin içindeki aşağılık kompleksine kadar uzandı. 

Ona yaşamsal destek sağlayan en önemli unsur para, elbette para olmadan hiçbirimiz yaşayamayız. Ama bu beyin paradan anladığı lüks yaşamak. En iyi arabayı kullanmak, en pahalı mekanlarda yemek yemek. Ekonomik hayatı sekteye uğradığı dönemlerinde, her sebepten karısına elini kaldıran bir adamdan bahsediyoruz. Son 3 haftadır çevresindekilere şiddet uygulamıyor. Eşi bunun sebebini o çok istediği arabayı artık almış olmasına bağlıyor. Peki bitecek mi? Çevresindekilerde olup da kendisinde olmayan her şey, her elde edilmemişlik başta eşi ve çocuğu olmak üzere herkese zehir olacak. Ekonomik zorluklar koçluk deneyimlerimizde en çok dinlediğim sıkıntıların başında geliyor olsa da hiç kimsenin ki bu beyin yaptığı kadar iç acıtır türden değil.

***

Başka birinin sahip olduğu şeylere özenmeden önce o insanın ona sahip olmak için ödediği bedeli de bilmek gerekir. Dışarıdan baktığımızda hiçbir bedel ödemeden rahat bir yaşamın içinde olduğunu sandığımız kişiler hakkında yanılırız. Çünkü kimi sevdikleriyle kimi de insanlığıyla bedel ödemek zorunda kalır. Bizim bunu bilmiyor olmamız öyle olmadığı anlamına gelmez. Hele ki sevdikleriyle değil de insanlığıyla bedel ödemek zorunda kalan insansı varlıkların bu hayatı yaşayarak devam ettiren canlı organizmalar olmadıklarına emin olabilirsiniz. 

Çünkü ruhları çoktan teslim olmuş bu insanların bedenlerini ayakta tutabilmelerinin tek yolu, türlü ahlaksızlıklar, yasa ve insanlık dışı bir yaşamın kapılarını aralamakla mümkün oluyor. Yaşadıkları dünyaya ihanet ederek her geçen gün biraz daha insanlıktan uzaklaşıyorlar. Her zaman değil ama çoğu zaman çok istediğiniz şeylerin ödenmesi zor bedelleri olabileceğini bilelim. Hep dediğim gibi "hayat çabada olana cevap verir'

Mine Mulcar / Yaşam Koçu - İlişki Danışmanı

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.