Diyalizle Yaşamak....

Mine Mulcar

Nazilli Devlet Hastanesi Dahiliye hastalıkları Uzmanı Dr. Sibel Yeniocak böbrek yetmezliği hastalığı ile ilgili sorularımızı cevapladı. 

1) Hocam bize kısaca kronik böbrek yetmezliği hastalığını anlatır mısınız? 

-Kronik böbrek yetmezliği: Böbreğin zaman içinde fonksiyonlarını kaybetmesidir. Değişken nedenlerle altta yatan hastalığa bağlı olarak gün geçtikçe ilerleyen böbrek fonksiyon kaybı sonucunda böbrekler tamamen çalışmaz hale gelmektedir. Böbrekler işlevlerini diyaliz veya böbrek nakli olmadan hastanın hayatta kalması mümkün olacak kadar sürdüremez hale gelebilir.

2) Peki bu zor hastalıkla mücadele ederek yaşamak zorunda kalan kişilerin hayatında iyi bir diyaliz hizmeti alabilmenin öneminden bahsedebilir misiniz?

-Sonunda diyalizle yaşamak durumunda kalan hastalarımız için oldukça zor bir süreç başlar. Haftada üç gün dört saat diyalizde kalmak durumundalar. Diyaliz hastalarında normal hayat düzeni bozulmuş olur. Birçok fiziksel ve psikolojik strese maruz kalırlar. En büyük itici nedenlerden biri diyaliz işleminin kendisidir. Bu düzende ilaç ve diyet tedavisi, cinsel fonksiyon bozukluğu, iş kaybı, sık hastalanma ve kronik böbrek yetmezliğine ve dialize bağlı pek çok komplikasyon kazanırlar.

Ayrıca bir hastanın, hastalığına reaksiyonu onun hastalık öncesi kişiliği, aile ve arkadaş desteği ve altta yatan hastalığın seyrine bağlıdır. Bu hastalarda sık karşılaşılan psikolojik sonuçlar depresyon, kaygı, tedaviye uyumsuzluk, uyku bozukluğu, intahar girişimi, psikoz ve reabiltasyondaki zorluklardır. Gördüğünüz gibi diyaliz sadece makinaya bağlı olmak değil, çok yönlü, çok boyutlu bireysel, sosyal, tıbbi her türlü sorunla mücadeleyi gerektirir. Burada diyaliz merkezimizin teknik ve tibbi olarak yeterli ve donanımda olması, diyaliz ekibininde hekim, hemşire, teknisyen, temizlik personeli, sekreter diyetisyen, psikoterapis dahil özverili, uyumlu ve her hasta için bireyselleştirilmiş tedavi ve desteği sağlaması çok önemli. 20 yıldan uzun süredir diyalize giren hastalarımız var. Gerektiğinde ailelerinden bile daha yakın olduğumuz doğrudur. 

3) Biz Nazilli Devlet Hastanesi olarak bu hizmeti dört dörtlük sağlayabiliyor muyuz?

-Nazilli Devlet Hastanesi hem fiziki şartları, teknik ekipman ve donanım olarak hemde personel olarak bu konuda gerçekten çok çok iyi durumda. Hastalarımızı tıbbi, sosyal ve psikolojik yönden çok iyi takip ediyoruz. Her birinin ayrı ayrı öyküleri, kişisel özellikleri bütün tıbbi hastalıkları ailesel ve psikolojik sorunlarını mümkün olan en iyi şekilde yaşayabilmesi için gerekli olan desteği çoğu zaman fazlasıyla yerine getiriyoruz.  Şunu ifade etmeliyim ki başta diyaliz sorumlu hemşiresi Ayla Hanım olmak üzere bütün ekip sadece görevi kadarını değil, çok daha fazlasını büyük bir özveri ve sabırla yerine getirmektedir. 

4) İl Sağlık Müdürümüz Dr. Osman Açıkgöz Bey ve Başhekimimiz Dr. Engin Tetik Bey'in katkılarıyla hastanemize kazandırılan 4 adet yeni diyaliz cihazı siz tedaviyi gerçekleştiren hekimlerimizi ve bu tedaviden faydalanan hastalarımızı çok mutlu ettiğini biliyoruz. Peki diyalizde hedeflenen tedavi sayısına ulaşabilmiş olacak mıyız? 

-Hastanemiz diyaliz ünitesi bildiğim kadarıyla şu an Türkiye'de 6 gün 3 sean full kapasite hizmet veren ve 160 hasta sayısı ile en büyük devlet hastanesi diyaliz ünitesidir. Bağış yapılan 4 adet yeni diyaliz cihazı çok önemli. Çünkü kapasite doluluğu nedeniyle yeni hastaları kabul etmekte zorlanıyorduk. Bu nedenle bağışlanan cihazlarla birlikte yeni hastalarımızıda kabul edebileceğimiz için çok mutluyuz. Hastalarımız ve hastanem adına İl Sağlık Müdürümüz Osman Bey'e teşekkür ediyorum.

5) Hocam son olarak size özel bir soru sormak istiyorum. Nazilli'de kadın doktor dendiğinde hangi branş olduğuna bakılmaksızın akla gelen ilk isimsiniz. Ben hastanede çalışıyorum dediğimde hemen sizi sorarlar Sibel Hanım'ın yanımında mı? Sizce bu ilçede bu kadar insanın sevgisini kazanmanız nasıl gerçekleşti? 

-Öyle olduğunu bilmiyordum şaşırdım gerçekten. Sanırım 10 yıldır Nazilli'de olmamın etkisi vardır. Bir de hastalarımızın kronik olması onlarla sürekli görüşüyor olmamız kurduğumuz içten dialog ve iletişim etkili olmuş olabilir. Sosyal faaliyetler konusunda da aktif olmak tahminimce belki bu durumu perçinleştirmiş olabilir. Teşekkür ederim...

Mine Mulcar.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.