Burnumuzda Maskeye Dahil Mi?

Mine Mulcar

Burnunu dışarıda bırakarak virüsü yenen tek ülke olacağız. Tabi yenersek... Uyulması kişisel gelişmişlik göstergesi olabilecek basit kulları bile yerine getirmekte yetersiziz. Çalışırken yüzümü kapatan maskenin altında konuşmaya çalışıyorum. Ses seviyem haliyle biraz alçak tonlarda olabiliyor. Karşımdaki kişi beni iyi duyamadığını söylerken kendi yüzünde zaten eğreti duran maskeyi çenesinin altına indiriyor bunu yaparken de "Duyamadım" diyor. 
"Beni duymak için kullandığınız organınız kulağınız, ağzınız değil ki, lütfen maskenizi kapatın!" Diyorum. Yüzünde bir aydınlanma ifadesi oluşuyor. Maske yerine geri takılıyor, fakat burun dışarıda. Farkettim ki toplumun büyük bir bölümü akciğer solunumunu yaparken burnunu kullanmıyor. Gerçekten mümkün olsaydı ne muhteşem bir durum olurdu. Ama öyle bir solunum çeşiti ne yazık ki hiçbirimiz için mümkün değil. Mümkün olsaydı hepimizin yüzünün tam orta yerinde bulunan sevimli burnumuzla biz ne yapıyor olabilirdik. Burnumuzdan çektiğimiz havayı vücudumuzun içinde, nereye empoze ediyor olabiliriz. Lütfen durup 3 dakika bunu düşünmek için kendinize zaman ayırır mısınız?

Kısa bir açıklamayla kafası karışık olanlara yardımcı olalım. Hava genelde burundan girer, boğazın üst kısmında yutaktan geçerek soluk borusuna iner ve akciğere ulaşır. Havadaki oksijenin kana geçmesi, kandaki karbondioksitin havayı geri vermesi akciğerde gerçekleşir. Böylece karbodioksit yüklenmiş olan hava aynı yollarla dışarıya atılır. Yani korona virüs taşıyıcısı olan birinde virüsün bulunduğu yerler tam da bu kısımlar olduğu için burnumuz da maskeye dahildir. Burnu dışarıda bırakmakla maskeyi hiç takmamak arasında bir fark maalesef yok. Keşke olsaydı biz sağlık çalışanlarıda sizler gibi burnumuzu dışarıda bırakıp solunum güçlüğü çekmeden, bu zahmete katlanmak zorunda olmadan yaşasaydık. Ancak bunun ne bize ne de diğer insanlara hiçbir faydası olmayacağını sizlerde biliyorsunuz. Medyanın aralıksız uyarıları sürerken, vaka sayısının artış göstermeye başladığı son günlerde insanoğlu hatayı nerede yaptığını düşünmeden günlük yaşamını sürdürmeye devam ediyor.

Asıl ilginç olan şu ki biz toplum olarak burnumuzu bizi alakadar etmeyen işlere sokmakta ustayızdır buna rağmen burnumuzu yüzümüzü kaplayan maskenin içine sokmayı bir türlü beceremedik. Zerre kadar fikrimizin olmadığı konularda profösürüz, hatta bazen profösörlere komplo kuracak kadar kurnaz da olabiliyoruz. Birinin bir hatasını gördüğümüzde günlerce eleştirmekten kendimizi alamıyoruz. Böyle güzel bir akıllara sahip bir millet düşünün ki maskeyi doğru takamasın.

Bunları sadece iştemi yaşıyoruz sokaktaki durum kurum içinden çok daha acı, uzaktan bakıyorum, maskesini takmış hatta eldivenleri bileklerine kadar çekmiş. Tam bir virüs timi halinde gezen insanlar görüyorum. Gördükçe de motive olmuyor değilim. Birileri umursamazken birilerinin bu denli dikkatli oluşu takdire şayan bir tutum. Ama o insanlarında bir kısmı markete girince kendilerini kaybedip ne yaptıklarını bilmez hale geliyor. Malüm alışverişi seven milletiz. Her şeyi kuralına uygun yapanlar bile market çalışanına yaklaşıp bir şey sormak istediklerinde o ana kadar son derece düzgün kullandığı maskeyi üstten tutup aşağıya indiriyor. Peki amaç ne? Zaten o maskenin en temel kullanım amaçlarından biri konuşurken gözle göremediğimiz damlacıkların yayılımı engellemek değil mi? Konuşurken çıkartacaksanız evden çıktığınız andan bu yana takma sebebiniz nedir? Sizin yüzünüzde asılı dururken market görevlisine sabun nerede diyemediğiniz maskenin 6 kat daha kalın olanını kullanarak, 10 saatlik ameliyatlara giren doktorlar, hemşireler, anestezi teknikerleri var. Hatta 24 saat çıkartmayan yoğun bakım çalışanları var. Tüm bunlara rağmen şu küçücük bez parçasını ısrarla doğru kullanmıyoruz. Sokakta yakınızda kimse yoksa çıkartıp çenenizin alt bölümünde tutup kısa süreli solunum rahatlaması yapabilirsiniz. Ya da bir bankta tek başınıza oturuyorsanız kısa aralıklarla çıkarıp rahat nefes alabilirsiniz.

Özellikle sosyal mesafeyi koruyabilmenin güç olduğu marketlerde, pazar alışverişinin yapıldığı alanlarda ve toplu halde bulunmak zorunda olduğumuz kapalı alanlarda maske kullanımı ve doğru şekilde kullanımı zorunludur. İhmalimizin bedelini çok ağır şekilde ödemek üzereyiz. Günde 130-140 kayıp verdiğimiz zamanları çok çabuk unuttuk. Tedbirli davranmak için devletin yaptırım uygulamasına ihtiyaç duymamamız gerekir. Kaldı ki bu tedbirler her orta zekalı insan için çocuk oyuncağı niteliğindeyken. Ucunda ölüm olan bir virüs bile insanları doğru olanı yapmaya itmiyorsa başka neyle ıslah oluruz aklıma daha parlak bir fikir gelmiyor. Acaba camilerden sürekli tedbirli olmamız gerektiği yönünde yapılan uyarılara burnunuzu maskenin içine sokun dense bu durum değişkenlik gösterir mi? Hatta cennet ve cehennemi de bu işe dahil etmeliyiz ki karşılıksız kendine bile iyilik etmeyen bu insanlar cennet vaadi karşılığında kontrolsüzce nefes alarak birbirlerini öldürmekten vazgeçsin.

Mine Mulcar

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.