Basını susturursanız bildiğiniz her şeyi unutursunuz. Basın dediğimiz organ adı daha basın olmadığı dönemlerde bile, dünya üzerinde keşfedilmiş, yaşanmış her ne varsa sözcükleri kullanarak resmetmiştir. Eğer öyle olmasaydı, şu ana kadar geçmişle ilgili bildiğiniz ya da bildiğinizi zannettiğiniz yaşamlardan hangisi hakkında fikriniz olabilirdi.
Sosyal sorumluluk duygusu diğer insanlara göre biraz daha gelişmiş bazı insanların. Belli aralıklarla ortaya çıkıp "Her şeyi çok çabuk unutun bir milletiz." ya da "Ne çabuk unuttunuz bu yaşanmış şeyleri." dediğinde ancak o zaman farkına varırsınız. Dünya gündemini sarmış yaşanmış olayları unuttuğunuzu. Size neyi unuttuğunuzu hatırlatan şeyin adıdır basın.
Bir çocuk çıkar televizyona, insanlar ondan bahsederken 17 Ağustos depreminde hem annesini hem de babasını kaybettiğini söyler. O anda aklınıza gelen ilk şey yetim kalmışlık değil de depremin sarsıntısıyla yıkılmış yüzlerce binadır. Unutmuştunuz bunu değil mi ama basın sayesinde yeniden hatırladınız.
Soma kömür madeniyle alakalı mağdurlardan birinin mahkeme haberini yapar basın. Haber spikeri mahkemeyle ilgili detayları verirken sizin gözünüzün önünde facianın görüntüleri dönmeye başlar. Çok değil daha geçtiğimiz ekim ayında İzmir de yaşanmış depremi hanginiz unutmadınız? Şimdi ben buraya yazınca hatırlıyorsunuz. Ve daha bunun gibi verilebilecek onlarca haber örneği ile, nasıl bir hayat yaşadığınızı, bu hayatı yaşarken dünyanda neler olup bitiğini an be an ve dakika dakika hatırlatan şeyin adıdır basın.
Biz basın mensupları bugün dünya üzerinde yaşanmış her ne varsa geleceğe taşıyoruz. Elbette belki bazen bazıları meslek etiğinin dışına çıkmak zorunda kalabiliyordur. Çünkü onunda herkes gibi canı vardır. Ya da canından çok sevdikleri. Zaafları vardır belki. Çevremizde görmeye alıştığımız bir çok kişi gibi Benjamin Franklin'le aynı fikirdedir.
"Para her şeyi yapar diyen adam, para için her şeyi yapan adamdır."
Çünkü nihayetinde insandır. Herkes kadar hata yapmaya açıktır. Onun da önüne geçemediği bazı insani duyguları vardır. Belki de özgürlüğüdür onun için en büyük zaaf. Canını verebilir, fakat parmaklıklar ardında bir hayat yaşayamayacak kadar aşıktır hür alınmış bir nefese. Bu yüzdendir senin çok da onaylamadığın şeyleri yapışı.
Bugün dünyanın öbür ucunda yaşanmış olayları 5 dakika sonra senin önüne getiren sistemin ta kendisi değil mi basın. Susturursan susturulmasına göz yumarsan. Uyuşturucu tacirleri tarafından dövülürken içten içe sevinirsen, sevinenlere ses çıkartmazsan, senin az ya da çok düşünmeni, akıl yürütmeni, anlamanı, öğrenmeni, ayakta uyutulmamanı sağlayan sistemi öldürürsün. Öldürülürken sessiz kalırsan, düşündükleri suç sayıldığı için göz altına alındığında, kesin hak etmiştir dersen kendi içinde yaşadığın o küçücük dünyaya hapsolur. Yaşam döngüsünden koparsın. Basın susarsa her şey susar, derin bir sessizlik içinde bildiğin her şeyi unutursun.
Mine Mulcar