‘TÜKENMİŞ AKIL’

Mehmet Yaşar ÖZTEKİN

Siyasette yalan söyleyenler ya bütün bir şeyi yoktan var ederler, ya da gerçek bir olguyu maskelerler ve değiştirirler. Eğer maskeliyor ve değiştiriyorlarsa, aynı hikaye ile tekrar-tekrar döndüklerinde şaşırmamaları imkansızdır. Çünkü gerçek olaylar beynimize hemen yerleşirler ve kendilerini bilinç ve bilgi yolu ile benimsettirmiş olduklarından, gerçek olgular kadar sağlam temellere sahip olamayacakları için hemen yanlış ve değiştirilmiş olanlar belli olacaktır.

Yalancı siyasetçiler, eğer tam olarak yeni bir şey uyduruyorlarsa, anlattıkları olayda herhangi bir çelişki olmadığında yeni kurgular ve yalanlarla insanların karşılarına çıkmaktan çekinmeyeceklerdir. Temeli olmayan boş bir şey olarak, bu bile, çok güvenilir olmadığı zaman akıldan kaçıp gitmeye hazır olacaktır. Çünkü anlatılan konu bir daha aynı şekilde aynı şekilde anlatılmayacak,yaşanmış bir temeli olmadığı için akılda ona ait şeylerin bir çoğu anlatıldığı andan itibaren kaybolacaktır.

Kendi çıkarları için ve konuşmakta oldukları büyük adamları hoşnut etmek için konuşmalarını süsleyenlerin, abartanların konuşmalar yaptığına şahit olduğum bir sürü siyasetçi gördüm. Bu konuda, inançlarına ve bilinçlerine bağlı kalmak istedikleri anda mevcut şartlar değişikliklere açıktır, dilleri de zaman-zaman değişir ve böylece bir an bir şeye ak, başka bir zaman aynı şeye kara derler, birisine bir şey söylerler, bir başkasına aynı konuda başka bir şey söylerler. Ama ben bu siyasetçilerden amaçlarına ulaşan hiçbir örneğini görmedim.

Bir hedefi ıskalamanın binlerce yolu vardır, ama bulmanın yalnızca bir yolu vardır. Sağlam irade, inanç ve dürüstlüktür.

Bir siyasetçinin kumanda etmeye hakkı olması için kumanda ettiklerinden daha değerli olması gerekir.

Milletçe sulh ve sükuna ihtiyacımız var…

Lakin gelin görün ki; Devletin üst kademelerini paylaşanlar, bu kademeleri her nasılsa işgal etmiş olanlar birbirleriyle çekişmeyi adet haline getirerek ve gereksiz buhranlar yaratarak, milleti huzursuz etmeye devam etmektedirler. Yalan, yanlış beyanlarla “tek adam olma”  hükümran olma hırsı devam etmektedir.

Politikada istikrarsızlık önlenemediği, koltuk sevdası uğruna ısrarcı olunarak, yanlış kararlarla bozulan memleketi bir kaosa sürüklenmekte olan ekonomik duruma çare bulunamayıp, sosyal patlamaların önüne geçilmediği sürece bir iç savaş ihtimali doğarsa; ve devletin güç ve imkanlarını elinde bulunduranların hak, hukuk, adalet mefhumlarını çiğnemeye devam ederek şahsi ikballeri peşinde, demokrasiyi tehlikeye düşürmelerine TBMM müdahale imkanından mahrum olursa;

Evet…

İşte o zaman Türkiye’de “tükenmiş akıl” ile “denenmemiş akıl” arasında demokratik hesaplaşma elbette kaçınılmazdır.

“Denenmemiş akıl”; “tükenmiş akıl” önünde galebe çalamaz, üstünlük sağlayamaz ise, ötesi yıkım olur…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.