Malum meclis toplantılarını duymayanınız kalmadı. Ortaokul son sınıfa giden kızımın, imar tadilatlarının ne olduğunu, Haluk Amca’sının niye kızdığını anlamaya çalıştığı bir ortamda, biz de yaptığımız haber, yazdığımız köşelerle kamuoyunu aydınlatmaya çalıştık. nazillihavadis.com’a yorum yağdı. Bu yorumların çok az bir kısmını yayınladık. Hakaret içeren yorumlar ise onaylanmadık.
Malum haberde, gerçekleri bulup bozmadan, abartmadan ve hiçbir baskının etkisi altında kalmadan, en kısa zamanda ve edinilebilen tam bilgiyle kamuoyuna ilettiğimizi zannediyordum.
Ancak bazı okurlarımız, yapılan haberleri, yazılan köşeleri, ‘ORTAYA KARIŞIK’ olarak kabul etmiş.
Haberler, köşeler daha vurucu olmalıymış..
Daha şiddetli..
Daha kışkırtıcı..
Kısacası daha ‘kanlı’ yazılar beklenmiş bizlerden..
İyi hoş da;
Yayıncılıkta ki bir kuralı göz ardı edemiyoruz ne yazık ki!
Neydi bu kural?
Saklı kalması kaydıyla verilen bilgiler, kamu yararı ciddi bir biçimde gerektirmedikçe yayımlanamaz.
İmar tadilatlarının tartışıldığı ve kıyametin koptuğu meclis toplantısında konuşulanlar..
Belediye Başkanı’nın açıklamaları..
Belediye Başkanı’nın suçladığı kişilerin cevap olarak yaptığı açıklamalar..
Bunların hepsi haber oldu. Tümünü okudunuz.
Bir de iddiadan öteye geçmeyen konuşmalar, belgeler var. İş bu noktaya geldiğinde ise, “Kamu yararı olmadıkça, gizli kamera kullanmak, gizlice ses kaydı yapmak, özel mülke izinsiz girmek gibi, ilgilinin kişilik haklarına saldırı sayılabilecek yöntemlerle haber üretilemez” kuralına tosluyorsunuz.
Elimizde ses kayıtları var mı?
Belge var mı?
O zaman neden yayınlamıyorsun?
100’den fazla tutuklu gazetecinin olduğu bir ülkede bu soruyu bana sormanızın çok da mantıklı olduğunu düşünmüyorum.
Tarz olarak, ‘ortaya karışık’ yazılar yazmadığımı takip eden okurlarımız bilir.
Eyvallahım yoktur.
Örneğin;
“Belediye Başkanı Haluk ALICIK, Denizbank ve Fransız Kalkınma Ajansı’nın (AFD) ortaklaşa hazırladığı, ‘Katı Atıkları Sınıflandırma, Bertaraf Etme, Arazileri Doldurma’ konulu konferansa katılmak için Paris’e gitti. ALICIK’a Denizbank Nazilli Şube Müdürü Levent ÇALIŞKAN da eşlik etti. Açıkça itiraf edeyim. Belediye Başkanı olsaydım, imar tadilatlarıyla ilgili iddiaların havada uçuştuğu bir ortamda Paris’e gitmek bana da cazip gelirdi” konu içeriği olan bir yazı sadece 15 dakikamı alırdı.
* * *
15 dakikalık bir başka konu içeriği:
“Hiç kimse merak etmesin. İmar tadilatlarının yaşandığı süreç, ‘kuru gürültüden’ öteye gitmez, gidemez. Ne AK Parti, belediye meclis toplantısında kabul edilen imar tadilatlarının iptali için mahkeme kapısına dayanır. Ne de Belediye Başkanı Haluk ALICIK, havada uçuşan iddiaları açıklamak için toplantı düzenler”
* * *
“Yurt dışı sevdası hastalığına tutulmuşuz! Ticaret Odası heyeti yurt dışında! Belediye Başkanı yurt dışında! İddiaları ciddiye alan bir Allah’ın kulu var mı? Bu arsalar kimin? Neden tadilat gereği duyuldu? Kim/kimler neyi paylaşamıyor? Hangi düzenlemeler kişiye yönelik yapılıyor? Mağdur olduğunu iddia eden vatandaşların sorunu çözülecek mi?” sorularını sorduğum bir yazıya ise 10 dakika ayırmam yeterliydi.
Son söz ise muhataplarına:
İnsanlar kendi başlarına gelmedikçe, yaptıkları hataların yarattığı mağduriyetleri anlamazlar.