Son zamanlarda sıkça duyduğumuz ve ülke sınırları içindeki her şeyi ve herkesi tanımlayabilen "Yerli ve Milli" sıfatı aslında tamamen dışarıya bağımlı hale gelmiş bir ülkenin vatandaşları için, sunulan güzel bir hayaldir. . Ekşi sözlüğe göre bir ürünün "yerli ve milli" olması için şu iki şartın birlikte sağlanması gerekir
1-Tasarımını ve hiçbir parçasını siz üretmeseniz dahi ürünün uluslararası fikir hakları (ip)size ait ise o ürün millidir.
2-Uluslararası fikir haklarına sahip olmasanız dahi ürünü yurt içinde üretiyor sanız o ürün yerlidir.
Yerli ve Milli kavramını sporumuz için ele aldığımızda , ülkemizin en popüler ve en önemli Spor organizasyonu olan futbol Süper ligi ile söze başlamamız gerekir.
Türkiye futbol Süper Ligi'nde oynayan yerli futbolcuların oranı Avrupa'nın 5 büyük ligi ile kıyaslandığında son sırada yer almaktadır. Özellikle Türk futbolunun lokomotifi dediğimiz 3 büyüklerin kadrosu yabancı futbolcuların işgali altındadır.
Statü gereği Süper Lig takımları 28 kişiden oluşan A takım kadrolarında 14 yabancı oyuncu bulundurabilmekte ve 11 yabancı oyuncu ile sahada yer alabilmektedir. İnanmayacaksınız ama uygulamanın adı da "Yerli oyuncu teşvik sistemi" bu statüye göre takımlar kadrolarında 14 te yerli oyuncu bulundurmak zorunda.
Süper lig'in ilk haftasında forma giyen 256 futbolcu içinde Türkiye'de yetişmiş yerli oyuncu sayısı 66 da kalmıştır. Bu sayı sahaya çıkan futbolcuların yüzde 26 ' sını oluşturmaktadır . 156 yabancı futbolcunun sahaya çıktığı ilk haftada 30 da gurbetçi futbolcu forma şansı buldu.
Spor Toto 1. Ligde de benzer bir durum var. Toplam da 102 yabancı futbolcu forma giymektedir.
Yazımın bu bölümünde Avrupa'da yer alan en önemli 5 ligdeki yayın gelirleri ile bu liglerde yer alan yabancı oyuncu sayısını kıyaslamak istiyorum.
Avrupa'da yayın geliri olarak en fazla para ödülü dağıtılan ilk 6 ligde sahaya sürülen yerli futbolcuların genele oranı şöyle oldu.
1-İngiltere;. %33.8
2-İspanya. ;. 58.9
3-Italya ; 45.3
4Fransa ; 53.2
5-Almanya ; 45.2
6-Türkiye ; 27.5
Avrupa'nın en değerli liginde forma şansı bulan oyuncu sayıları nın ülkelere göre dağılımı ise şöyle:
Fransa 54 oyuncu
İspanya 33 oyuncu
Almanya 15 oyuncu
İtalya 8 oyuncu
İngiltere 1 oyuncu
Türkiye 2 oyuncu
Bu tablo Türkiye ve İngiltere'de yerli futbolcuların azınlıkta kalması üzerine her iki ülkenin spor kamuoyunda milli takımlarının geleceğini tartışmaya açmıştır.
Öyle ki Fransa ,Almanya ,İtalya ve İspanya gibi yerli oyuncu oranı yüksek olan ülkelerde son dönemlerde önemli başarılara imza atılırken, Türkiye ve İngiltere gibi yabancı oyuncu sayısının fazla olduğu ülkelerde elle tutulur bir başarı bulunmamaktadır.
Diğer branşlarda da benzer bir durum söz konusudur örneğin ,Türkiye voleybol federasyonu lig statüsüne göre takımlar 14 kişilik takım kadrolarında 4 yabancı oyuncu bulundurabilmekte
sahada 3 yabancı oyuncuya yer verebilmektedir. Kısaca sahada oynayan oyuncuların yüzde ellisi yabancı uyruklu olabilmektedir.
Türkiye basketbol federasyonu'nun aldığı karara göre 2018-2019 sezondan itibaren Süper Lig takımları kadrolarında 5 yabancı oyuncu bulundurabilmektedir.
Ülkelerin uluslararası şampiyonalarda ki yüzü atletizm dir
Son Avrupa şampiyonası'nda ülkemizi temsil eden milli takımımızda, Kenya, Jamaika Azerbaycan Ukrayna Etiyopya Güney Afrika gibi ülkelerden 16 sporcu yer almıştır.
İşte Millî Takımımızda yer alan devşirme sporcular;
Emre Zafer Barnes,
Jak Ali Harvey. Jamaika
Ramil guliyev Azerbaycan
Ali Kaya, Aras Kaya Tarık Akdağ, Polat Kemboi Arıkan, Kaan Kigen Özbilen, Meryem Akdağ, Yasemin Can. Kenya
Şeref Osmanoğlu Ukrayna
Meryem Erdoğan, Sultan Haydar, Mert Girmalegse. Etiyopya
Karın Melis Mey Güney Afrika
Yasmani Copello Escobar Küba
Özetle Futbol ligimizi, Afrikalılar, Basketbol Ligimizi Amerikalılar, Hentbol Ligimizi Rusya ve Balkanların veteranları,Voleybol ligimizi de muhtelif ülkelerden gelen yabancılar la oynuyor ve adına "Milli Lig"diyoruz.
"YERLİ VE MİLLİ" sözünü son bir kaç yıldır dilinden düşürmeyen yöneticilerimizin yaklaşık 30 milyon çocuk ve genç nüfusa sahip olan ülkemize reva gördükleri spor anlayışı budur bu durumun bir an önce düzeltilmesi ,kendi gençlerimize ve kendi yetiştirici öğretmenlerimize önem vermemiz gerektiğini bir kez daha gözler önüne seriyor.