Bilindiği gibi 2014 yılı Mart ayında mahalli idareler seçimleri yapılacak. Öncelikle Nazillimizin Belediye Başkan Adayları Sayın Haluk Alıcık’a, Sayın Dr Ferda Çağlar Erkut’a ve Sayın Mustafa Acar’a başarılar dilerim ve Nazillimize bu güne kadar hizmet etmiş tüm Belediye başkanlarımıza teşekkürü bir borç bilirim. Belediye denilince ‘3Ç'nin (çöp, çamur ve çukurun) akla geldiği Türkiye’mizde ülkenin mahalli idarelerdeki yönetim anlayışını değiştirecek birçok uygulamaya gereksinim duyulmaktadır.
Zaman değişmiş, ihtiyaç da değişmiştir. Önümüzdeki yerel seçimler daha iyi kaldırım, daha iyi yol yapan veya daha çok çöp toplayan belediyenin ‘başarılı’ bulunduğu dönemlerin aşıldığı, yerel yönetimlerde yeni trend ve anlayışların egemen olduğu bir zamana isabet etmektedir.
Mahalli İdarelerde birlikte yönetme, yerel kalkınma ve yerel demokrasi gibi bir kısım kavramlar yeni dönemin en can alıcı vurguları olacaktır. Belediye başkanları ne kadar çok yol ve park yaptığı ile değil kentsel kalkınmayı ne oranda gerçekleştirdiği veya mesela yöresindeki işsiz insanlar için ne gibi yeni imkanlar açabildiği ile imtihan edilecektir.
Sağlık, eğitim ve yerel güvenlik gibi bir kısım hizmetlerin yerel yönetimlere devredilmesinin konuşulduğu 21. yüzyıl Türkiye’sinde Belediye Başkanı artık tek adam olamaz. Belediye Meclis Üyeleri ise adlarını yalnızca oy pusulasında okuduğumuz hatır gönülle oraya oturtulan, birilerinin adamı olan, ‘ben bu partiye yıllarımı verdim’ diye eşuralık yapan fakat o yıllar süresince parti lokalinde okey oynayıp, şeytan pabucu dikmekten öteye gidemeyen, ya da arkasındaki 3-5 çapulcuyu oy potansiyelim diye gösteren ama daha sonra esamelerini bile duymadığımız kişiler olamaz.
Yerel Yönetim hizmetlerinin alacağı yön;
Hizmete talip olan adaylar veya seçildikten sonraki makam sahipleri açısından, siyaseten kendilerine yakın olan kendini çok zeki ve akıllı zanneden fakat o şehirde hiçbir geçeri olmayan tiplere değil, doğrudan şehirde yaşayan insanlarla istişare edilerek belirleneceği bir yeni dönem başlamalıdır. Belediye Başkanı veya Meclisi herhangi bir önemli projeyi halkın temayüllerinin aksine ve hatta kimi zaman mahkeme kararlarının da hilafına olarak sürdürememelidir. Bir bölgeye getirilecek hizmet ile ilgili o yöre halkının doğrudan görüşleri alınabilmelidir.
Bu çerçevede yapılması düşünülen önemli hizmetler mesela;
Yeni imar alanlarının biçimi ve içeriği ve büyük projelerle ilgili mimarlarımızın, mühendislerimizin, şehir plancılarımızın görüşleri alınıp, o şehirde yaşayan insanların önüne yeni bir referandum sandığı konulabilmelidir. Halk sağlığı hizmetleri açısından kesinlikle uzman hekimlerimizin fikri alınmalıdır.
Şehrin ekonomik yapısı ve hizmetlerin daha sağlıklı yapılabilmesi açısından iktisatçılarımızın ve ekonomistlerimizin fikrine ihtiyaç duyulmalıdır ve gerekirse akademisyenlerden oluşan bir fikir platformu kurulmalıdır.
Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Netice itibarı ile halkın seçtiklerini ‘geri çağırması’ yani azil edebilmesinin mümkün hale geleceği yeni yönetim anlayışlarının konuşulduğu ülkemizde, yerel demokrasinin genişlemesi için de gerekli yasal ve idari düzenlemeler yapılmalıdır.
Artık yerel yönetimlerde doğrudan halka danışma yöntemlerini geliştirmemiz gerekmektedir.