ARIZA

Gonca YELKOVAN

‘Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın; Her arızalı kadının arkasında da bir erkek vardır…’

Çok sinir olduğumuz kadın tiplerine bir de bu gözlükle bakarsanız, inanın daha sevimli görünürler.

Mesela tahammülsüz bir komşu olarak çıktıysa karşınıza, yalnız ve mutsuz olabilir. Kocasıyla problemi vardır veya kocası yoktur. Ki o da bir problemdir.

(Bu yazıda sevgili, hayat arkadaşı, boyfriend kavramları koca adı altında toplanmıştır)

Hasılı, biz kadınlar için erkeklerin varlığı da yokluğu da derttir.

Bir kadın çarşı, pazar, kalabalık demeden çocuğunu hunharca tokatlayıp sarsıyorsa, kendini ifade edemediği ve öfke duyduğu kocasının sebep olduğu bir ürünü cezalandırıyordur.

(Çocuk babasına çekmiştir kesin!)

Çocuğa ve eve dair ne kadar sorumluluk varsa yüklenmiştir sırtına… Bu şartlarda sakin olup kişisel gelişim kitaplarından fırlamış ideal anne olmasını beklemek aptallık olur.

Genç yaşında bol makyaj yapmış, abartılı kıyafet ve kilosundan fazla topuklu ayakkabı giymiş, kendini kadınsı ve büyük göstermek isteyen bir kız çocuğu olarak çıktıysa, karşına bil ki babası tarafından sevilmediği için veya ilgi görmediği içindir. Arandığı filan yoktur. İlginin veya sevginin her türlüsüne aç zavallı bir çocuktur. Yahut böyle bir kızla arkadaştır.

Ne de olsa ergen!

O yaşlarda özenti hat safhada!

Ona göre yaklaşımda bulunun lütfen!

Ellisine merdiven dayamış adamın nesini sevecek on beş yaşındaki kız?

Yaşıtlarınızla oynayın. Onların kişiliklerinde tahribat yapmayın. Ona verebileceğiniz tek şey paranız ve kotunuza zorla sığdırdığınız göbeğinizdir. Ayrıca evliyseniz karınız yerini herkesin alabileceğini düşünür. Kendini önemsiz ve değersiz hisseder. Bunun hıncını bir yerden mutlaka çıkartır. Sizi çok iyi tanıyan birinin savaş boyalarını sürmesi o dakika kaybettiğinizi gösterir.

Benden uyarması!

Yağmurlu havada bile yüzünün üçte ikisini kapatan güneş gözlüğü takan kadınla nasıl empati kuracaksın peki? Öyle gururlu öyle mağrur, havalı! Özgüvensizliğin ve mutsuzluğun gözbebeklerinden içeri bakınca anlaşılacağından korkuyor olabilir mi? Ya da dünya o boyalı camdan bakınca daha güzel görünüyor olabilir mi? Konuşurken bile çıkarmıyorlar gözlerinden..

İşkillendim şimdi!

Acaba camın arkasından bakınca mı katlanabiliyor bizim suratımıza bu kadınlar?

Nedir? Çözemedim.

Son trend ne ise onu yapan, çabalayan hatun kişi ise kendine ait bir zevki ve tarzı olmadığından veya oyalanacak bir şey bulamadığından yapıyor olabilir.

Lütfen! Biraz karınızla ilgilenin eline kartı tutuşturup salıvermeyin!

Hem kendinize hem de diğer erkeklere zarar.

Biz rekabet ve yarışmayı severiz. Kelebek etkisi yaratıyorsunuz. Ekonominin gidişatını bile siz belirliyorsunuz. Saçmalamıyorum inanın. Dakikada bir AVM açılan bir ülkeden söz ediyoruz.

Arz talep bu yönde demek ki!

Fabrika kurulacak yerler AVM oluyor. Sizce bu kimin suçu?

Sürekli saç rengiyle oynayan kadınlara ne demeli? Kocaları bile bu değişimi yakalayamaz. Aslında kadın erkeğin kendinden bu şekilde sıkılmayacağını umuyor olabilir. Veya gerçekten kadın kendinden sıkılmış olabilir. Psikolojik kısmını bilemeyeceğim şimdi onun için lütfen bir uzmana danışın.

Aşırı titiz kadınlar en çok rahatsızlık verenlerdir ki evinde otururken bile iğne üstündesinizdir. Gözüyle kaşıyla ne kadar pis olduğunuzu ima etmeyi başarır.

Al şu kadını! Açık havaya çıkar be adam!

Tura çıkın birlikte, evden uzak bir yere götür. Yurtdışı en ideali kendine dışarıdan bakabilsin diye. Veya paran yoksa köye götür. Klor ve yapay çiçek kokusundan kurtulsun bari zavallı!

Laboratuar fareleri bile o kadar kimyasala dayanamaz. O kafayı yemesin biz mi yiyelim. (Hem biliyorsunuz oda parfümleri beyin hücrelerini öldürüyor)

Arkadaş çevresinde sürekli iltifat duymak isteyen ve grupta en ideal kişi olmaya çalışan kadının önünü kesmeyin.

Aman! Rekabet jet yakıtı gibi bir şey!

Parlayıcı patlayıcı etki!

Ateşe atmayınız!

Önünden çekiliniz.

İltifat ediveriniz, diliniz aşınmaz.

Zaten bu tipleri kocasının iltifatı da kesmez. İlla ki herkes söyleyecek. Erkek inandırıcı mı değil, yoksa kadının mı kendine inancı yok bilinmez.

Kadınlar tüm bunları kendilerini önemli hissetmek için yapıyor olabilir. Keza, ‘Kendini önemli hissetmek için ne yaptığını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim’ diyor Carnegie..

Bu uyarı da biz kadınlara gelsin.

Herkes kendini sorgulasın. Zaten herkes biricik, herkes dünyada tek, herkes vazgeçilmez, herkes özel ve önemli..

Bunun için bir başkasının OLUR’una ihtiyacımız yok.

Bu konuda yetkili mercii de insanlar değil, ya da erkekler!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.