Kendimizi ifade etmenin en önemli yoludur iletişim.
Pazartesi sabahı mesaiye yetişmeye çalışan kişiler, okula giden öğrenciler, bir yere ulaşmak için metro ya da dolmuş bekleyen biri ve daha birçok sayamadığımız günün telaşına kapılan insanlar; o an ilk karşılaştığınız kişiden hafif bir tebessümle günaydın aldığınızı düşünün. Ne oldu?
Hoşumuza gider, değil mi?
Bir an basit gibi gelebilir belki, ama o sıcak, hafif tebessümün gücünü inanın tahmin etmek zor değil. O gün içimizdeki telaşın, karmaşıklığın tam ortasına günaydınnn… Gülümsüyor… Ve suya susayan çiçeğin bir damla su hissetmesi gibi tatlı, nahif bir his oluştu ve yanaklarımıza yansıdı bile.
İç dünyamızdaki kapının anahtarını aralayarak diğer dünyalara açılmalıyız. Bunu doğru ve etkin iletişimle yapabiliriz ancak. Yaşadığımız hayatın sesini doğru dinleyebilmek, olaylara eleştirel bakabilmek, önyargılardan uzak kalarak, varlığımızı hisseden insanların “iyi ki varsın” diyebilmelerine sebep olmak ve kendimizi akışa bırakmak.
Bazen karşımızdaki insanı mutlu etmek için sevdiğimiz şeylerden vazgeçerek fedakarlık yapar ve karşılığında da aynı özveriyi bekleyebiliriz. Bu karşılıklı yapılan her neyse tartışılır belki ama, insanız, her şey bizler için öyle değil mi?
25 yıl evli olan Ayşe Hanım ve Ahmet Bey birbirlerine gönül bağı ile hayat vermişler. Bir Pazar akşamı aralarında bir münakaşa başlar ve birbirlerine yaptıkları fedakarlıklar üzerine itiraflarda bulunurlar.
Ayşe Hanım: “Sana yıllarca ekmeğin içini verdim, ki ben ekmeğin içini yemeyi çok severim.” der.
Ahmet Bey: “Aaa! Bu duruma çok şaşırdım. Ben ekmeğin içini değil dışını seviyorum, sen kırılma diye, seni mutlu etmek için ekmeğin içini her zamana severek yemeye çalıştım.” der.
Ayşe Hanım: “Seni çok seviyorum Ahmet Bey, benim mutlu olduğum her şeyin seni de mutlu edebileceğini düşünerek yıllarca ekmek konusundaki tavrım bu şekildeydi. “ der.
Ahmet Bey:- “Ben de seni çok seviyorum” der ve birbirlerine bakarak, “Bugünden itibaren birbirimize karşı en ufak bir şeyde bile açık ve samimi konuşarak istediklerimizi, istemediklerimizi doğru ve incitmeden ifade edeceğiz.” diye anlaşırlar.
Hikayede de belirtildiği gibi aslında bizim çok sevdiğimiz herhangi bir şeyi karşımızdaki sevmeyebilir. Biz ne kadar fedakarlık edip sevdiğimiz şeylerden vazgeçerek kendimize mutsuzluk yaratsak da bütün bunlara son vermenin tek yolu ‘sağlıklı iletişim’dir.
İnsanları diğer canlılardan ayıran en önemli özelliklerden biridir iletişim.
Sevgiyle kalın.