İncir (Ficus carica), anavatanı Doğu Akdeniz ve Güneybatı Asya olan, ağaç ya da ağaççık nitelikli bir bitki türü ve bu türün meyvesidir.
İncirin Dünya'daki en büyük üreticisi Türkiye'dir.
Başlıca dış satım ürünümüzdür. Ege Bölgesi’nde tarımda ön planda yer alır. Türkiye'de en fazla Aydın yöresinde yetiştirilir.
Yapraklarındaki süt, "incir sütü" olarak bilinir ve halk arasında siğillere karşı kullanılır. Taze yaprakları ise, lapa halinde yaralara karşı tedavide halk ilacı olarak kullanılagelmiştir.
İNCİR İÇERİĞİ
Lif bakımından zengin olan incir, midede ve bağırsakta kalma süresi uzun dolayısıyla tokluk süresini uzatmaya yardımcı olur ve kabızlığı giderir.
Vitaminler ve mineraller bakımından zengindir. A vitamini, B1 ve B2 vitaminleri, potasyum, magnezyum, demir ve fosfor bakımından zengindir. Yüksek potasyum seviyesi ve düşük sodyum seviyesi, hipertansiyonu olan kişilerde tansiyonu düzenlemede etkindir.
Demir yetersizliği olanların, gebelerin ve çocukların da inciri günlük beslenmelerine ilave etmeleri gerekir. Yüksek oranda demir içeriğinin yanı sıra C vitamini de içeriyor olması, incirdeki demirin emilimini olumlu yönde etkilemektedir. Böylece yüksek emilim oranına sahip bir demir kaynağı olmaktadır.
Ayrıca iyi bir kalsiyum kaynağıdır, mevcut olan yüksek kalsiyum seviyeleri kemik sağlığını arttırır. Hatta süt içemeyen kişilerin incir yemeleri önerilebilir.
Kuru incirin içerdiği omega-3 ve omega-6 yağ asitleri özellikle kalp, beyin ve sinir sisteminin sağlıklı şekilde işlev görmesi açısından vazgeçilmez öneme sahiptirler.
Yüksek oranda pektin enzimi içermesi nedeniyle incir, kolesterolün kana karışmadan atılmasını sağlar. Kolesterolü düşürücü olarak da önem taşıdığı anlaşılmıştır.
Faydaları saymakla son bulmayan incirin yöremizde bu kadar bol bulunması biz Nazilli halkı için büyük bir nimet. O yüzden inciri doğru porsiyon ve tüketim şekilleriyle günlük beslenmemize eklemeliyiz.