Çorum Bulaşıcı Hastalık Kontrol Programları Şube Müdürü Dr. Hüseyin Moray, son günlerde artan mantar zehirlenmelerine karşı vatandaşları uyardı.
Dr. Hüseyin Moray, mahtar zehirlenmelerinin doğal alanlarda yetişen ve yapısında zehirli madde bulunan şapkalı mantarların taze, kurutulmuş veya konserve çiğ veya pişirilerek olarak yenmesi sonucunda gelişen ve ölümle de sonuçlanabilen ciddi bir zehirlenme olduğuna dikat çekti.
Özellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında yağışların bol olduğu mevsimlerde mantar zehirlenmelerinin görüldüğüne dikkat çeken Moray, doğada yetişen on binlerce mantar çeşidinin bulunduğunu, bunların zehirli olup olmadığının, şekline ve rengine bakarak anlamanın mümkün olmadığının altını çizdi.
Mantar zehirlenmeleri ve teşhisi hakkında da açıklama da bulunan Moray, “Zehirlenme belirtileri mantarda bulunan zehrin niteliğine göre değişir. Belirtiler, bazı mantar türlerinin yenmesini takiben 2 saat sonra, bazı mantar türlerinin yenmesini müteakiben de 6 saat sonra ortaya çıkabilir. Mantarın yenmesinin ardından 2 saat gibi kısa bir sürede zehirlenme belirtilerine sebep olan mantarların yenmesi durumunda sersemlik, uykuya meyil, tansiyon düşüklüğü, bulanık görme, yüz ve boyunda kızarma, nabızda artış, ağızda metal tadı, bulantı ve kusma, terleme görülebilir. Mantarda bulunan zehirli maddenin özelliğine göre, yendikten 6 saat sonra gelişebilen zehirlenme belirtileri ise bulantı, kusma, ishal, ateş, nabız artışı, kann ağrısı ile daha sonra karaciğer ve böbrek bozuklukları ile bu organların bozukluklarına bağlı belirtiler şeklindedir. Sonuçta koma ve ölüm de söz konusu olabilmektedir. Hastanın mantar yeme hikâyesi ile zehirlenme bulguları birlikte değerlendirilerek mantar zehirlenmesi olup olmadığına karar verilmeye çalışılır.Yenen mantarın uzman kişilerce incelenmesi de zehirlenmenin teşhisinde yardımcı olmaktadır. Ancak, bu konuda yapılacak en doğru hareket, mantar yiyen bir kişide yukarıda verilen belirtilerin görülmesi hâlinde en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmasıdır.
Zehirlenmelerin önemli bir kısmının basit önlemlerle engellenebilecek nitelikte olduğunu dile getiren Moray, “Bu çerçevede, mantar zehirlenmeleri de çok basit bir şekilde önlenebilecek bir zehirlenme tipi olup zehirlenmenin engellenmesindeki tek çare de doğal alanlarda yetişen mantarların kesinlikle yenmemesi; bunun yerine kültür mantarının tercih edilmesidir. Kültür mantarları bünyelerinde zehirli maddeleri bulundurmadığından bir zehirlenme görülmesi mümkün değildir.Ancak, bu mantarların yetiştiği ortam itibarıyla, bazı mikroorganizmalar mantarların üzerinde bulunabilir. Bu mikroorganizmayla bulaşık mantarların çiğ olarak yenmesi sonucunda çok hafif mide ve bağırsak şikâyetlerinin gelişebileceği de unutulmamalıdır. Bunlara ilaveten, mantar alırken ambalajlı olanlar tercih edilmeli; ayrıca, ambalajda tüketiciyi bilgilendirmeye yönelik bazı bilgilerin yer aldığı etiketlerin olup olmadığına da dikkat edilmelidir” ifadelerini kullandı.
Mantarla ilgili doğru olduğu düşünülen çeşitli konuların bulunduğuna dikkat çekerek bunlarla ilgili bilgi veren Dr. Moray, “Yoğurtla yenen mantar zehirlemez. Pişirilen mantarda zehir yok olur. Sirkeli ve tuzlu suda kaynatmakla mantarın zehri alınır. Kurutulmuş mantarın yenmesiyle zehirlenme olmaz. Çayırlarda yetişen mantarlar zehirli değildir. Mantar koparıldığında rengi değişmezse mantar zehirsizdir; mantarın iç kısmı mavileşirse bu mantar zehirlidir. Ağaçlardaki mantarlar zehirsizdir. Zehirli mantar gümüş kaşıkla pişirilirse kaşık kararır. Salyangozlar zehirli mantarları yemezler gibi mantarlarla alakalı olarak halk arasında, aşağıdaki belirtildiği biçimde ilmî değeri olmayan yaygın inanışlar da vardır” diye konuştu.