Manisa'da 1991 yılında TEKEL'e ait Osmancalı İşletmesinde bir gün arayla devlet işçisi olarak göreve başlayan iki kadın, 2002 yılına kadar görev yaptıkları sırada atılan hatalı imzalardan dolayı 7 yıldır emekli olamıyor.
22 yıllık çalışma hayatı sonrası 2012 yılında emekli başvurusu yapan Coşkun, 2002 yılı öncesinde iş başı cetvelinde ismin arkadaşı Halime ile benzemesinden dolayı kendi ismi yerine arkadaşının ismi yerine atılan imzalardan dolayı emekli olamadığını öğrendi.
Ardından 2012 yılında hatanın düzeltilmesi için Manisa Cumhuriyet Başsavcılığına giden Coşkun, 3 İş Mahkemesine yapmış olduğu başvuru ardından başlayan mahkeme süreci 7 yıldır devam ediyor.
Alime Coşkun, yaptığı açıklamada, hem maddi anlamda hem de manevi anlamda büyük bir çöküş yaşadığını söyledi.
İsim benzerliği olan arkadaşı Halime Coşkun'un da emekliliği hak etmesine rağmen eşinin vefatından dolayı çalışmaya devam ettiğini kaydeden Alime Coşkun, 7 yıldır mahkeme salonlarında çözülemeyen soruna Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın el atmasını isteyerek yardım istedi.
1991 yılında işe başladığını anlatan Coşkun, şöyle konuştu:
"Aynı iş yerinde bir gün arayla işe başlayan Halime Coşkun isimli bir kadın arkadaşımız daha vardı. O ara bizim isim karışıklığımız oldu. Bizi çağırmışlardı 'Sizin isim karışıklığı oldu' diye. Biz gittik, dilekçeler yazdık, zaman zaman yine karışıklıklar oluyordu. Ama yazıcılar onu ayarlıyorlardı. 1991 yılından bugüne gelene kadar çok sıkıntılar yaşadım. Benimle birlikte işe giren arkadaşlarımın günlerine bakarak takip ettim acaba ne zaman emekli olabilirim diye. İsim karışıklığından çok ama çok mağdurum. SGK'ya dilekçe verdik. SGK'dan gelen cevapta 'Hiçbir sıkıntı yok, rahat bir şekilde emekli olabilirsiniz' denildi. Biz de problemin çözüldüğünü düşünerek bir sıkıntı olmadığını düşündük. 2008 yılında bir dilekçe daha verdik yine aynı şekilde bir sıkıntı yok emekli olabilirsiniz denildi. 2012 yılında emekli dilekçemizi verdiğimizde ise 'Senin günler karışık, avukat tutmanız lazım' denildi. 7 yıldır 4 ayrı avukatla çalıştık."
"Emekli olup alacağım birikmiş maaşlarım ile çocuğumun düğününü yapacağım hayali ile yaşadım." diyen Coşkun, şöyle devam etti:
"O kadar çok paraya ihtiyacımız vardı ki, emekliliği o ana ayarladık. Emekli olursam düğünü rahat rahat yaparız diye ama olmadı. Çok zor durumda kaldık. Çok kötü oldum, hastalandım, psikolojim bozuldu, akıl hastanesinde tedavi gördüm. Manisa'da gitmediğim hiçbir hastane kalmadı. Şu an artık dedim ki 'Aman olmazsa olmayayım ya, ölürsem yapacak bir şey yok' dedim. Cumhurbaşkanımdan yardım istiyorum. İşlemlerimde mağdur olan kimse yok. Ayrıca arkadaşım Halime Coşkun'un da aynı sorun var. Bendeki isim benzerliği hatasından dolayı onunda yanlış atılan imzalar yüzünden oda emekli olamıyor."
Üniversite öğrencisi olan oğlu Murat Coşkun ise, annesinin hem çalışma yılı, hem prim sayısı hem de yaşından dolayı 'Emekli olabilirsiniz' denilmesi üzerine 4/C'li olarak çalıştığı Manisa İl Milli Eğitim Müdürlüğünden ayrıldığını ve o günden bugüne maaş alamadığını anlattı.
Annesinin işlemlerindeki hatanın 2002 yılında fark ettiklerini aktaran Coşkun, "Şu an mahkemeden tek beklediğimiz 'Halime Coşkun' karşısına atılan imza annemin ve anemin Alime Coşkun'ın karşısına atılan imza ise Halime'nin olduğu açık bir şekilde belli ama dosyadaki tahribattan dolayı mahkeme dosyayı bilirkişiye gönderdi. Bilirkişi her seferinde bizden imza istiyor ve imza veriyoruz. Ama sonuç çıkmıyor." şeklinde konuştu.
Alime Coşkun'un avukatı Muzaffer Çınar ise, Çalışmış olduğu kurumda Alime Coşkun ve Halime Coşkun birbirine "h" harfi eklenerek, benzer isimler olduğu için ve kurumda çalışan oradaki muhasebeci tarafından yapılan işe giriş bildirgelerinde tahrifat yapıldığından dolayı şu an imza incelemesi yapıldığını söyledi.
Bilirkişiler de bu işin içinden çıkamadığını öne süren avukat Çınar, şunları kaydetti:
"Mahkeme birçok bilirkişi gördü. Ben dosyayı 2016 yılında aldım. Benden önce başka bir avukatla çalıştı. Şu an asıl mesele kurumdaki muhasebecinin yapmış olduğu tahrifatlardan kaynaklanıyor. O şahıs, o tahrifatları yapmamış olsa şu an çoktan bitecekti. Biz tek tek imzalar hakkında bir bilirkişi incelemesi, İzmir Kriminal'e gidecek dosyalar, oradaki bilirkişiler tarafından imzaların incelenmesi yani teknik konularda inceleme yapılacak. Hangi imza kime ait, Alime hanıma mı yoksa Halime hanıma mı ait. O imzalarda teknik inceleme yapılacak. Teknik incelemeden sonra imzalar 'Alime hanıma aittir veya diğer tarafa aittir' diye raporlar gelecek ve o rapor sonrası karar çıkacak diye tahmin ediyoruz."
Öte yandan Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürü Yavuz Kurt ise, aile ile yaptıkları görüşmede konunun adli makamlara intikal edildiğini belirterek, "Adli makamlar tarafından çözüme kavuşturulması halinde ivedilikle yaşanan mağduriyeti gidereceğiz. Ailemizle görüştük. Onların evraklarını inceledik. Şu an için bizim yapabileceğimiz bir şey yok. Mahkemenin karar vermesini bekliyoruz." ifadelerini kullandı.