98-99 şampiyonluğunun mimarlarından olan başarılı orta saha oyuncusu Karakaya sorularımıza içtenlikle cevaplar verirken, siyah beyazlı takımda yaşadığı başarılı günleri gazeteniz Havadis’e anlattı.
Keyifli röportajın konu başlıkları ve cevapları ise şöyle:
1.Futbola nasıl başladınız. Kariyerinizden bahsedebilir misiniz?
Futbola 8 yaşında Avusturya’da başladım. 13 yaşında 1.Lig takımlarından Admira-Wacker kulübünün altyapısına transfer edildim. 1995 yılında yurtdışından Denizlispor’a transfer oldum. 14 yıl profesyonel futbol hayatımda Süper lig, PTT lig, 2.lig ve 3.ligde olmak üzere bütün ligler de oynadım. Şu anda antrenörlük hayatıma Denizlispor altyapısında devam etmekteyim.
2. Nazillispora transfer sürecinizi anlatabilir misiniz?
Nazillispor’a transferim 1997-98 sezonunda başladı. 2 yıl kiralık olarak oynadıktan sonra 2.lige yükselince bonservisimle birlikte toplamda 5 yıl oynadığım kulüptür. Kariyerimde en uzun Nazillispor forması giydim. Nazillispor şampiyon olduğumuz yıl bir önceki yılın kemik kadrosunu da muhafaza ederek nokta transferlerle güzel bir ivme yakaladı. Hedef şampiyonluk değildi aslında ama hedefi o sene bizler yani futbolcular belirledi ve açık ara farkla ligin bitimine 5 hafta kala şampiyonluk geldi.
3. 98-99 şampiyonluğunun önemli parçalarından biriydiniz. O sezondan kısaca bahsedebilir misiniz?
O sene takımda arkadaşlık hem saha içinde hem de saha dışında örnek olacak cinstendi. Nerdeyse takımın tamamı kulüp lojmanında kaldığından hep birlikte hareket ediyorduk. Buda kazanılan Şampiyonlukta önemli bir kriterdi. 2.lige çıktığımız ilk yıl Türkiye kupasında çeyrek final oynadık. 2 Süper lig takımını egale ettik kupadan ve aynı zamanda ligde kalmayı da başardık. Unutamadığım maçlardan bir tanesi benim gol attığım Gençlerbirliği müsabakasıdır. Uzatmalarda sonra penaltılarda eledik akabinde yine süper lig ekiplerinden Erzurumspor galibiyeti.
4. Nazillispor ile Türkiye kupasında önemli işler yaptınız o serüvenden bahsedebilir misiniz?
Futbolda artık küçük takım büyük takım ayrımı yok. Baktığınızda 3.Lig takımı bile Süper lig takımını yenebiliyor. Bizim dönemimizde bu mümkün değildi. Kulübün efsane kadroları hep olmuştur fakat o dönemde ki kadromuzun Türkiye Kupası’nda elde ettiği başarıları kulüp tarihinde bugüne kadar kimse gerçekleştiremedi. Bu yüzden kendimi ve o kadroyu şanslı görüyorum.
5. Takımda size göre en yetenekli arkadaşınız kimdi desek hangi isimi söylerdiniz?
Her mevkii oyuncunun özellikleri farklı oluyor ama golcülük bir meziyettir bana göre. Golcü Şükrü abinin yeri farklıdır bende. Çok farklı özellikleri olan mükemmel bir santrafordu.
6. Nazillisporu takip ediyor musunuz?
Nazillispor’u yakından takip ediyorum. Her yıl şampiyonluk parolasıyla başlayıp hüsranla biten bir takım izliyoruz. Bunun tabi ki nedenleri vardır ama bence en yanlış olan şey bizim ülkemizde nerdeyse bütün takımlarımızın illaki şampiyonluk hedefi ile sezona başlamasıdır. Bu yüzden kulüplerimiz uzun vadede doğru yönetilmiyor. Önce bunları düzeltmemiz lazım. Şampiyonluk düzgün idare edilen kulüplerin kaçınılmaz akıbetidir. Üstüne basa basa söylüyorum.
7. Egenin büyük kulüplerinde oynayan ender oyunculardansınız. Sizce en iyi taraftar kimdeydi?
Ege’de 5 ayrı kulüpte oynadım fakat Karşıyaka taraftarı başkaydı. Başarılı olmak zorundasınız böyle camialarda ve çok şükür gittiğim ilk yıl orda da 2.ligde şampiyonluk yaşadım. Birazda 3 yıl formasını giydiğim Akhisarspor’dan bahsetmek isterim. Bana göre kulüp bazında en iyi mütevazı ve doğru yönetilen tek kulüptür ülkede. Neden derseniz çünkü düzenli bir işleyiş vardır ve hala devam etmektedir. Teknik adamın işine karışılmaz, futbolcuya vaat edilenler zamanında ödenir kimsenin hakkı kalmaz. Oynamayan futbolcu bile değerlidir orada ve netice ortada İlçe takımı olup da 4 yıldır süper ligde oynayan tek kulüptür.
8. Futboldan hala kopmadınız antrenörlük yapıyorsunuz. Peki ilerideki hedefleriniz nelerdir?
Kişisel hedefim antrenörlük tabi ki ama gerçekleştirebilir miyim bu mevcut konjonktür de işte orası soru işareti. Teknik adamların kulüplerde uzun soluklu çalışabilmesi sizin de malumunuz tamamen başarıya endeksli. Eğer bir gün profesyonel bir takımda görev yapma imkanım olursa ki inşallah olur yönetimle birlikte sadece başarıya endeksli değil de kulübü gerçek anlamda öncelikle mali açıdan yönetimsel bazda, alt yapısına değer veren ve sistem olarak düzgün işleyen, ahbap çavuş ilişkisinden uzak bir zihniyetle çalışmak isterim. Başarıda ancak böyle bir ekiple kalıcı olur.
HABER:ENGİN KOCAMAN