Sur Belediyesi’nde Kürtçe Resmi Yazışma Krizi

Diyarbakır Sur Belediyesi, kurum içi ve kurumlar arası yazışmalarda Türkçe'nin yanında Kürtçe'nin de yazılması kararı aldı.

Belediyenin aldığı bu kararın Sur Kaymakamlığı tarafından reddedilmesine tepki gösteren Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş, "Türkçe'yi kabul edip, Kürtçe'yi geri çevirmek, bu dili yok saymaktır. Bu ülkede, İngilizce, Almanca, Fransızca yazılar yazılması neden suç olmuyor da Kürtçe, Ermenice, Süryanice yazılması suç oluyor" dedi. Sur Belediyesi’nce bir çok alanda uygulanan çok dilli belediyecilik hizmetleri kapsamında geçtiğimiz günlerde belediye tarafından, resmi yazışmaların artık çok dilli yapılmasına karar verildi. Belediye Meclis üyeleri, belediyenin hem kurum içi hem de kurumlar arası yazışmalarını Türkçe ile Kürtçe yapılması kararı aldı. Kürtçe resmi yazışmanın Sur Kaymakamlığı tarafından onaylanmamasını değerlendiren Demirbaş, karara tepki gösterdi. Sur Belediyesi bünyesinde bulunan Kadın Destek Merkezi tarafından açılan ‘Kadın Emeği Ev Yemekleri’ dükkanın açılışına katılan Demirbaş, Sur Kaymakamlığı tarafından Kürtçe resmi yazışmaların yapılmasını reddettiğini anlatarak, bu kararı kabul etmediklerini dile getirdi. Demirbaş, "10 yıldır çok dilli belediyecilik çalışmasını yürütüyorduk. Bu konuyla ilgili çeşitli kararlar da aldık. Ama gelinen süreçte, halen yok sayma zihniyetinin var olduğunu görüyoruz. Bilinmelidir ki yok sayın, inkar eden politika başarmamıştır, başaramayacaktır da. Çok dilli belediyeciliğin gereği olarak ve bize göre demokratik özerkliğin tesisi için önemli bir karar almıştık. Sur Belediyesi olarak, yazışmalarımızı çok dilli yazılmasına karar vermişti. Artık devletin kurumları ister kabul etsin, ister etmesin biz hakların yasalardan önce geldiğine inanarak, hem kurum için yazışmaları hem de kurumlar arası yazışmalarımızı çok dilli yapacağız. Buna hiçbir yasa engel olmayacaktır. Demokrasi, barış, çözüm istiyorsanız, yasak olan yasalarınızı, anayasanızı değiştirin. İnsanların inançları, dilleri üzerindeki engelleri kaldırın artık. Bu ülkede insanlar inançları yüzünden hor görülmesin. İnsanlar dillerini artık özgürce kullanmalı. Biz, sizin o yasak yasalarınızı kabul etmiyoruz. Bu haklar bizim insani haklarımızdır, hukukun bir gereğidir. Dilimizi kullanma hakkını kullanacağız. Bundan dolayı, devletin ilgili kurumları bunu bilmelidir. Demokratik Türkiye, ancak demokratik özerlikle olur. Kaymakam bey, yasalara uymak zorunda olduğunu söylüyor. Ama bence Kaymakam bey, ilgili bakanlıklara başvurarak, bu sıkıntıyı nasıl gidereceklerine dair çalışmalar yapmalıdır. Türkiye’de statüko aşılmışsa, o zaman gereği yapılmalıdır. Türkçe'yi kabul edip, Kürtçe'yi geri çevirmek, bu dili yok saymaktır. Bu ülkede, İngilizce, Almanca, Fransızca yazılar yazılması neden suç olmuyor da Kürtçe, Ermenice, Süryanice yazılması suç oluyor? Demek ki bu dilleri yok sayıyorsunuz. Aldığımız kararın önünde yasal bir engel olduğunu görmüyorum, varsa da yasalar değiştirilmeli. Yasal Kur’an-ı Kerim ayetleri değildir ki, değişmesin” dedi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Siyaset Haberleri