Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir 2’nci Bölge Milletvekili adaylığı iptal edilen ve Anayasa Mahkemesi’ne başvuran Atilla Sertel, “Ben ön seçimden 13 bin oy aldım. Bana güvenen oy veren insanları yarı yolda bırakmamak için bu mücadeleyi veriyorum” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir 2’nci Bölge’den milletvekilliği adaylığı Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından ‘Basın İlan Kurumu’ndaki görevinden istifa etmediği’ gerekçesiyle düşürülen ve Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunan Atilla Sertel, verdiği bu mücadelenin milletvekilliği için olmadığını kaydetti. Anayasa Mahkemesinin vereceği kararı umutla bekleyen Sertel, bu mücadelenin kendisine ön seçimde oy veren 13 bin insanın takdirinin yok sayılmaması için verildiğini ifade etti. Bu mücadeleyi sürdürmemin temel nedenini, bir haksızlığa karşı çıkmak, bir hukuksuzluğa karşı çıkmak, adaletsizliğe karşı çıkmak, olduğunu belirten Sertel, “Yaşamım boyunca da bütün hukuksuzluklara, adaletsizliklere duran bir insan olarak, bunun mücadelesini veriyorum. Bir de 13 bin ailenin bende oyu var. Cumhuriyet Halk Partisi’nin saygın üyeleri gittiler sandığa ve beni, Sayın Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, Sayın Balbay’ın ardından 3’üncü sıradan milletvekili adayı olarak çıkardılar. Ben onlara olan saygımdan dolayı, sandığa giden insanların kararlarına sahip çıkmak için Anayasa Mahkemesine başvurdum. Umuyorum en kısa zamanda Anayasa Mahkemesi heyeti toplanır ve bu adaletsizlik bitirilir” dedi.
“BEN ANAYASA MAHKEMESİNDEN UMUTLUYUM”
Anayasa mahkemesinin vereceği karardan umutlu olduğunu aktaran Sertel, Anayasa Mahkemesinin seçimden önce toplanıp kendisi hakkında bir karar vereceğini bildiğini söyledi. Anayasa Mahkemesinin genel kurulunda esastan görüşme kararı aldığını ifade eden Sertel, “Ben Basın İlan Kurumunun da belirttiği ve benim de ısrarla üzerinde durduğum gibi kamu memuru değilim, kamuyla hiçbir ilişiğim yok. Yılda sadece sekiz gün toplantılara katılıyorum. O toplantılar da yaklaşık 3-4 saat süren günlük toplantılardır. Onun dışında genel kurula katılmaktan başka Basın İlan Kurumuyla hiçbir ilişiğim yok. Yani bir özlük hakkım yok, bir maaşım yok, bir emir verdiğim insan yok, emir aldığım insan yok, masam yok, kurumu temsil etme hakkım yok, kurum benim adıma herhangi bir prim ödemiyor, herhangi bir bağış ödemiyor, herhangi bir ikram ödemiyor. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi sanıyorum bunu gördü ve dedi ki Atilla Sertel haklı. Çünkü eğer öyle olmasaydı siz de biliyorsunuz ki Yüksek Seçim Kurulunun kararları Türkiye’de asla tartışılmaz. Daha önce de pek çok başvuru söz konusu oldu YSK kararları ile ilgili, hiç biri kabul görmedi. Ama bizim kararımız kabul gördü ve ben Anayasa Mahkemesi’nden umutluyum. Anayasa Mahkemesi’nin mutlaka bu konuda hukuken ve vicdanen ve adalet açısından lehimize olumlu bir karar vereceğine inanıyorum” diyen Sertel, bu mücadele hukukun üstünlüğü ile aleyhlerinde bir karar ile biteceğini sözlerine ekledi.
“YSK’NIN KARARLARININ TARTIŞILABİLECEĞİ GÖRÜLECEKTİR”
Türkiye’de Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) aldığı haksız ve hukuksuz kararların yargıya taşınabilmesinin yolu açacak bir karar alındığını ifade eden Sertel, “Ben, bunu Anayasa Mahkemesi mutlaka benim lehime karar verecek diye söylemiyorum. Benim aleyhime karar verecek olsa bile YSK’nın kararlarının yargıya taşınılabilir olduğunun da ilk kez yaşandığını göreceğiz” diyerek, YSK’nın verdiği kararların mutlaka doğru olmadığını ve yargıya çıkarılabileceğini göstermiş olduklarını aktardı.