Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Türkiye’nin yakın coğrafyasındaki iç çatışmaları işaret ederek, “Dünyanın büyük güçleri Türkiye’nin çevresindeki istikrarsızlığı ya seyredecek, ya bu istikrarsızlık üzerinden kendilerine bir takım imkanlar elde edecek, ya da bu istikrarsızlık ortamı bitecek ve bu istikrarsızlıktan yeni bir bölge istikrarı çıkacak” dedi.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Hazar Strateji Enstitüsü (HASEN) tarafından Çırağan Sarayı’nda düzenlenen “Türkiye’nin Rekabet Gücü ve TTIP” konulu konferansa katıldı. Moderatörlüğünü Prof. Dr. Kerem Alkın’in yaptığı ve Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Yıldırım Koç ile SOCAR Türkiye Direktörü Kenan Kavuz’un da konuşmacı olarak yer aldığı programda konuşan Kurtulmuş, Türkiye’nin istikrar içinde olan bir ülke olduğunu ifade etti.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, “Dünyanın büyük güçleri, Türkiye’nin çevresindeki istikrarsızlığı ya seyredecek, ya bu istikrarsızlık üzerinden kendilerine bir takım imkanlar elde edecek, ya da bu istikrarsızlık ortamı bitecek ve bu istikrarsızlıktan yeni bir bölge istikrarı çıkacak. Türkiye istikrar içinde olan bir ülkedir. Türkiye siyasi istikrarının yanında çözüm sürecini de başarıyla bitirirse kadim bir tartışmayı, 30 kusur yıl siren silahlı çatışmayı da bitirecek ve gerçekten barışı ortaya koyabilen bir perspektifi bütün bölgesinde ortaya koyacaktır. Türkiye, bazıları tarafından istikrarsızlık üzerinden terbiye edilmeye çalışılıyor” şeklinde konuştu.
“BÖLGESİNDEKİ ÜLKELERİN ÜRETİM DAMARLARINI HAREKETE GEÇİRMİŞ BİR TÜRKİYE OLMALIYIZ"
Türkiye’nin daha önce 3 ayını, 5 ayını planlayamayan bir ülke iken, şimdi 2023 hedeflerinden bahsedebilir bir ülke haline geldiğini kaydeden Kurtulmuş sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye 2002’den buyana özellikle 1999, 2000 ve 2001 krizinden sonra oluşturmuş olduğu siyasi ve iktisadı istikrarıyla dünyanın önemli ülkelerinin dikkatini çeker bir ülke haline geldi. Türkiye, 13 yılda makroekonomik dengelerini yerli yerine oturttu. Ancak Türkiye için özellikle çevresindeki değişimler ve Türkiye’nin geldiği yer itibarıyla makroekonomik dengelerinde güçlü bir ülke olması tek başına yeterli değil. Dolayısıyla Türkiye’nin önümüzdeki dönemde 2023 hedeflerini gerçekleştirmesi için yapısal reformlarını koruyarak, Türkiye’nin ekonomide bir faz değişikliğine gitme mecburiyeti vardır. Bu değişiminin arkasında ise daha çok üreten, daha çok markaları küresel olarak rekabet edebilen AR-GE’ye daha çok yer ayırmış olan Ankara’dan oturup planlanan değil, Anadolu’nun bütün şehirlerinin ekonomi potansiyelini maksimuma çıkarmış, hatta ve hatta bölgesindeki ülkelerin üretim damarlarını harekete geçirmiş bir Türkiye olmak mecburiyetindeyiz.”
GÜMRÜK BİRLİĞİ İLE İLGİLİ MESELE
Türkiye’yi yakından ilgilendiren Gümrük Birliği ile ilgili gelişmelere de değinen Kurtulmuş, “Gümrük Birliği ile ilgili endişelerimizi dile getirmiştik. Hem Türkiye’nin Avrupa Birliği başvurusu, hem Gümrük Birliği başvurusu, o günün politik şartlarında aceleye getirilmiş işlerdir. Özellikle Gümrük Birliği Anlaşması’na Türkiye’nin taraf olması, ‘bir an evvel treni kaçırmayalım’ diye aceleye getirilmiş hususlardır. Maalesef serbest ticaret anlaşmasıyla elde edilebilecek hususlar ihmal edilerek dezavantajlı bir hale getirilerek, Gümrük Birliği Anlaşması’ndan Türkiye yıllardır mağdur olmuştur. Eğer burada Transatlantik Anlaşması yapılırsa, Türkiye Gümrük Birliği sürecine devam ederse, ABD’den gelen mallar Türkiye’ye gümrüksüz olarak girecek, Türkiye ise ABD’ye gümrüklü mal satacak. Ancak daha vahim bir şey var; eğer Avrupa üçüncü ülkelerle serbest ticaret anlaşması imzalarsa, oralardan Türkiye’ye gümrüksüz mallar gelecek. Eğer serbest ticaret anlaşmaları yoksa Türkiye bu ülkelere gümrüklü mal satacak. Türkiye’nin en temel sıkıntısı budur. Bu sıkıntının düzeltilmesi gerekir” şeklinde açıklama yaptı.
“KISA VADEDE AVRUPA BİRLİĞİ’NİN PARÇASI OLMAK KOLAY GÖRÜNMÜYOR”
Konuşmasında, kısa vadede Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğinin çok kolay görünmediğini dile getiren Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, şunları söyledi: “Şuan görüyoruz ki; Türkiye’yi kendiliğinden Avrupa Birliği’nin bir parçası yapmak çok kolay görünmüyor. Kısa vadede Türkiye’nin Avrupa Birliği çok kolay görünmüyor. Dolayısıyla öncelikli yapmamız gereken, Gümrük Birliği’nin sakıncalarını ortadan kaldıracak yaklaşımları bulmaktır. Birinci yaklaşım Türkiye’nin Avrupa Birliği ile serbest ticaret anlaşması imzalamasının yolunu açmaktır. Türkiye Avrupa Birliği ilişkilerini hem bir taraftan Gümrük Birliği ile ilgili meseleyi güncelleştirmek serbest ticaret anlaşması sürecini güncelleştirmek, hem de Türkiye’ye özgü bir politikanın ortaya konulabilmesi için gücünü ortaya koyabilir. Türkiye, dört tane önemli enerji hattının ortasında olan bir ülke. Türkiye sadece bir enerji hattı değil, enerji geçiş yollarının stratejik direngi noktasındadır. Güçlü bir Türkiye zaten güçlü Bir Avrupa, güçlü bir Rusya, güçlü bir ABD ve güçlü bir Transatlantik demektir. Dünyanın büyük güçleri, Türkiye’nin çevresindeki istikrarsızlığı ya seyredecek, ya bu istikrarsızlık üzerinden kendilerine bir takım imkanlar elde edecek, ya da bu istikrarsızlık ortamı bitecek ve bu istikrarsızlıktan yeni bir bölge istikrarı çıkacak. Türkiye istikrar içinde olan bir ülkedir. Türkiye siyasi istikrarının yanında çözüm sürecini de başarıyla bitirirse kadim bir tartışmayı 30 kusur yıl süren silahlı çatışmayı da bitirecek ve gerçekten barışı ortaya koyabilen bir perspektifi bütün bölgesinde ortaya koyacaktır. Türkiye bazıları tarafından istikrarsızlık üzerinden terbiye edilmeye çalışılıyor.”