7 Haziran Genel Seçimleri’ne "Milli İttifak" kurarak katılan Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Mustafa Kamalak ve Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Eskişehir mitingini Odunpazarı Meydanı’nda gerçekleştirdi.
Meydanda yüzlerce partiliye ilk olarak seslenen BBP Lideri Mustafa Destici oldu. ’Milli İttifak’ı tüm Türk milleti ile kuracaklarını belirten Destici, "Birileri milleti kamplaştırırken, milleti ayrıştırırken, çatıştırmaya çalışırken biz ’inadına birlik, inadına kardeşlik, inadına sevgi ve inadına barış’ demeye devam edeceğiz. İnançlı kadrolar omuz omuza verdik, inşallah omuz omuza meclise gireceğiz ve Milli İttifak’ı hep birlikte kuracağız. Bizler vatanımız için milletimiz için inandığımız değerler için bir araya geldik ve milletimizin önüne bir alternatif koyduk. Biz bu Milli İttifak’ın daha geniş çaplı olmasını arzu ettik ve Saadet Partisi ve Büyük Birlik Partisi olarak üzerimize düşeni sonuna kadar yaptık. Hiçbir şartın, hiçbir pazarlığın içinde olmadık. Kim bunun aksini iddia ederse iftira etmiş olur" dedi.
Destici, Eskişehir’in ekonomi ve sanayide alt sıralara düştüğünü ifade ederek, "Bugün memleketimizdeki her kesimin problemleri var. Gene problemlerimiz var ülke meselelerimiz var millet meselelerimiz var ama milletimizin her kesiminin ayrı ayrı problemleri var. Eskişehir’deyiz. Eskişehir’imiz bir sanayi kentimiz, işçi kentimiz ama son 30 yıldır hak ettiği yatırımları bir türlü alamıyor. AKP iktidarında da hak ettiği hiçbir yatırımı alamadı. Eskişehir’imiz Türkiye’de nüfusta 7 ekonomi ve sanayide 6’ncı büyük kentiydi. Bugün 20’nci sıralara geldi. Ben şaşırıyorum. Eskişehir’i bu duruma getirenler Eskişehir’e yatırım yaptıklarını söylüyorlar. Hangi yatırımı yaptınız? Eskişehir’de özel sektörümüz var, sanayicilerimiz var, iş adamlarımız var bunlar devlet tarafından desteklenmemelerine rağmen Eskişehir’de yatırım yapmaya devam ettiler ve devam ediyorlar ama siyasi iktidardan gerekli desteği alamadıkları için maalesef Eskişehir üretimde büyüyemedi. Büyüyemeyince işsizlik ve yoksulluk yükseldi. Türkiye’de 12 milyon emekli var. Eskişehir’de de her ilden daha fazla emekli var. 200 bine yakın emekli var ve bu emeklilerimizin yüzde 80’i açlık sınırı altında maaş alıyorlar. Biz Milli İttifak olarak diyoruz ki iktidara geldiğimizde emekli maaşlarına yüzde 500 zam yapacağız 2 ikramiye vereceğiz" diye konuştu.
"CUMHURBAŞKANI’NIN TARAFSIZ OLMASI LAZIM"
Vaatlerini sıralayan Destici, şöyle devam etti:
"6 milyon işçimiz açlık sınırı altında bir maaşa mahkum edilmiş. Biz iktidara geldiğimizde asgari ücretlinin üzerindeki vergi yükünü kaldıracağız ve asgari ücreti bin 500 TL yapacağız ve taşeron işçiliğe son vereceğiz. Bunu söyleyince Başbakan TOBB’da patronlara şikayet etti. Cumhurbaşkanı da muhalefete laf yetiştirmekle meşgul. Tarafsız olması ve adaletli olması lazım. Cumhurbaşkanı herkesin Cumhurbaşkanı olduğunu bilecek. Sadece iktidar partisinin Cumhurbaşkanı olmadığını bilecek ve seçimin tarafsızlığına gölge düşürmeyecek. Başbakan’a sesleniyorum; bizi, patronlara şikayet edeceğine, asgari ücret taban fiyat demek. Avrupa Birliği’nde asgari ücretle çalışan işçi sayısı yüzde 5. Benim ülkemde yüzde 50 sen önce bunu düzelt. Senin düzeltmen gereken önce bu. Biz Milli İttifak olarak diyoruz ki gelir düzeyinin en altındaki 100 bin kişiye etnik mezhebi ayrım gözetmeden ev vereceğiz diyoruz. Saray ne kadar 12 milyar. Bir saraya 300 bin fakire ev düşüyor. Ben o sarayda oturmam 300 bin fakire ev veririm ama bütün bunları yuhalamadan yapacağız. Milli iktidar ittifakında o sarayı amacına uygun kullanılır hale geleceğiz. Sarayda binlerce oda boş, kirada olan tüm kurumları sarayda toplayacağız ve israfa son vereceğiz. Biz bu milletin bir kuruşunu israf ettirmeyeceğiz, bir kuruşunu çalmayacağız ve haram yedirmeyeceğiz. Devletin malına, milletin malına, yetimin malına el uzatanın elini kıracağız. Yata binenlere mazot, ÖTV’siz KDV’siz ama çiftçiye ÖTV’li KDV’li. Değerli Başbakan bu çiftçi bu mazotu özel işinde seyahatinde mi kullanıyor da bundan ÖTV alıyorsun ve hiç utanıp sıkılmıyorsunuz? Biz çiftçinin kullandığı mazottan ÖTV de almayacağız KDV de almayacağız 1 TL’den vereceğiz. Gübresini vereceğiz, ilacını vereceğiz, tohumunu vereceğiz ve çiftçiye ‘üret kardeşim’ diyeceğiz."
"EĞİTİM SİSTEMİ YAZBOZ TAHTASINA DÖNÜŞTÜRÜLDÜ"
Milli Eğitim Bakanı’nı eleştiren Destici, "İktidara geldiğimizde tüm memurlarımıza, devletteki tüm işçilerimize, dula, yetimlere, şehit yakınlarımızın maaşlarına zam yapacağız. Şehit yakınları maaşlarına yüzde 100 zam yapacağız. Diğer işçilerimizin maaşlarına da yüzde 50 zam yapacağız. Bu ülkede açlık sınırı altında maaş alan kimse kalmayacak. Bu dönemin en mağdur edilen kesimlerinden biri de öğretmenlerimiz. Hem hak ettiği ücreti alamıyor hem de hak ettiği itibarı göremiyor. Bizim çakma hemşehrimiz Milli Eğitim Bakanı. Maalesef milli eğitim hiçbir dönemde olmadığı kadar yazboz tahtasına dönüştürülmüş vaziyette. Çocuğu okula gönderiyor veli ve 12 sene okuyor, 400 bin tane öğrenci 1 tane matematik sorusunu doğru çıkaramıyor. 600 bin öğrenci de bir tane fen sorusunu çıkaramıyor. Ben Milli Eğitim Bakanı olsam başımı öne eğer, istifa eder çeker ve giderim ama bunlar hiçbir şey olmamış gibi davranmaya devam ediyorlar" ifadelerini kullandı.
İktidarın HDP ile işbirliği yaptığını öne süren Destici, şunları kaydetti:
"Niyetleri, başkanlık sistemine geçip aynen Suriye’de Esad’ın Baas Partisi gibi sonuna kadar iktidar kalmak, PKK’yla bir pazarlık süreci yürütüyorlar. PKK’ya sözleri var ve mevcut Anayasa ile bunu yapamıyorlar. Özerkliği veremiyor, Apo’yu serbest bırakamıyor, çifte vatandaşlığı yapamıyorlar. Anayasayı değiştirip bunu yapacaklar bu konuda PKK ile anlaştılar, müzakere ettiler. Bunu ben söylemiyorum AKP’nin milletvekilleri söylüyor, çıksınlar yalan desinler. Türkiye’nin tek gündem maddesini ne hale getirdiler. Başkanlık sistemi ve HDP barajı aşacak mı aşmayacak mı? Bunlar anlaştılar. Seçimden sonra eğer Adalet be Kalkınma Partisi Anayasayı değiştirecek çoğunluğu elde ederse PKK’nın istediği özerliği verecek ve Apo’yu ve PKK’lıları affedecek. Bu oyunu bozmanın tek yolu Milli İttifakı meclise göndermek. Adalet ve Kalkınma Partisi HDP’ye çalışıyor. Şimdi başka bu oyunu bozabilecek bir grup, bir güç yok. CHP’nin böyle bir derdi yok, MHP’nin böyle bir derdi yok. Bakmayın meydanlarda bağırıp çağırdığında AKP nerede sıkışmışsa zora girmişse orada MHP var. Bu oyunu bozacak bir tane siyasi güç var o da Milli İttifak. Biz Milli İttifak olarak bir tarafta ’bizim Kabe’miz Taksim’dir’ diyenlerle diğer tarafta ’Kudüs’ü Yahudilere bırakan’lara da karşıyız. Onların da karşısındayız ama Kur’an-ı Kerim’e ’Bakara makara’ deyip dalga geçenlere de, ayetleri pasta yapıp kesenlere de, din istismarcılığı yapanlara da karşıyız. Doğru neredeyse biz oradayız."
Ardından kürsüde yerini alarak halka hitap eden SP Lideri Mustafa Kamalak ise, mitingin medyada yer almayacağını eleştirdi. Kamalak, "Havuz medyası akşam bu muhteşem mitingden bir tek kelimeyle söz etmeyecekler. Bir tek kare göstermeyeceklerdir. Buradan sesleniyorum. Hiç boşuna çırpınmasınlar, dağları aşa aşa geliyoruz. Görmeseler de geliyoruz, duymasalar da geliyoruz. Bu ülkenin tüm problemlerini çözmek için geliyor. Anadolu’yu karış karış dolaşıyoruz" şeklinde konuştu.
Daha önce yapılan tüm yatırımların, kurulan tüm fabrikaların kendileri tarafından kurulduğuna dikkat çeken Kamalak, "Çıkmışlar yerli otomobil yapacak yiğit arıyorlarmış. Beyhude, yanılmayın, başka yerde aramayın. Sizin aradığınız yiğitler buradadır. O yiğitler Alperenlerdir, Mücahitlerdir, Milli Görüşlülerdir. Milli iktidar iş başına gelmeden bırakın otomobil üretmeyi, onun tekerini bile yapamazsınız. Bu zamana kadar niye yapmadınız? Nerede bacası tüten bir fabrika görürseniz kim yaptı diye sorun. Altından mutlaka bizim imzamızı göreceksiniz. Milli Görüşlülerin alın terini göreceksiniz. Bizim kurduğumuzu fabrikaları tesisleri sattılar, yok ettiler. Biz tavır koymasaydık Eskişehir Şeker Fabrikası da çoktan satılmış olacaktı. Yeni Türkiye meydanlarda slogan atılarak kurulamaz. Yeni Türkiye’yi Anadolu’yu fabrika kuranlar donatabilir, yetim hakkına sahip çıkanlar kurabilir. Yeni Türkiye’yi 1071’de Alparslan olanlar kurabilir. 1543’de Fatih olanlar kurabilir. 1974’te Erbakan gibi Kıbrıs’ı fethedenler kurabilir. Yeni Türkiye’yi şehit başkan Muhsin Yazıcıoğlu gibi canının millet yolunda feda edenler kurabilir. Bunları Milli İttifak’ın korkusu sarmış durumda. Cumhurbaşkanımız bir taraftan Başbakanımız diğer taraftan milleti koalisyonla tehdit etmeye, korkutmaya çalışıyorlar. Koalisyonu duruma göre değerlendirebiliriz ama Milli Görüş koalisyonlarında Kıbrıs Barış Zaferi’ni kazandı. 1950-60 arası tek parti iktidardı o zaferi kazanabildi mi? Hayır. Sizin tek başınıza iktidarınıza, askerinizin başına çuval geçirildi. Ne yaptınız? Biz diyoruz ki, her seçim önemlidir ama bu seçim çok daha önemlidir. Burada Bismillah diyerek start veriyoruz. Asıl yarış şimdi başlıyor. İnşallah 8 Haziran sabahı milli iktidar kadroları görevi devralacak. Şundan emin olunuz, bu seçimlerde sadece milletvekili seçmeyeceksiniz. Vereceğiniz her bir oyla Türkiye’nin yolunu ve yönünü de belirleyeceksiniz. Türkiye yeni bir dünya mı kursun yoksa küresel beylere taşeronluk mu yapsın bunun kararını vereceksiniz. Bu seçimde bunlara karar vereceksiniz. Mevcut iktidar Türkiye’yi tam bir kaosa sürüklemiştir. İslam coğrafyasının hali ortada. Her yerde gözyaşı, her yerde kan. Emperyalizm şu an 20. Haçlı Seferi’ni yapıyor adım adım büyük İsrail projesini uyguluyor. Ateş kapımıza dayamış durumda. Bu böyle gitmez, gitmemelidir de. Bu yüzden Milli İttifak bir zorunluluk, bir mecburiyettir. İktidarı da muhalefeti de görüyorsunuz. En ağır küfürleri birbirlerine ediyorlar. Biz kardeşlikten bahsediyoruz, onlar kavgadan" ifadelerine yer verdi.
"MESELE YÖNETİM SİSTEMİ DEĞİL, ÜRETİM SİSTEMİ"
Son günlerde ’başkanlık sistemi’nin gündemde yer aldığını söyleyen Kamalak, "Günlerdir başkanlık sistemi üzerinden polemik çıkarılıyor. ’Başkanlık sistemi şart bana 400 milletvekili verin’ diyor. Sayın Cumhurbaşkanım siz hiç merak etmeyin biz size 7 Haziran akşamı tam 550 milletvekili vereceğiz. Çünkü siz Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanısınız. Seçilecek milletvekili hepsi bu ülkenin milletvekilleri. Siz tüm partilerin Cumhurbaşkanı gibi davranırsanız 550 milletvekili tamamı sizin olacaktır. Bu başkanlık sistemi tartışmaları ile ilgili başka hararet şudur. Sanki Türkiye’nin tüm sorunu başkanlık sistemindeymiş gibi gösteriliyor. İktidar partisi her seçim öncesi ülkeyi geriyor. Şimdi başka bir gerekçe aranıyor. Başarısızlık için hissedar aranıyor. Amerika’dan, Fransa’dan, Brezilya’dan örnekler veriyorsunuz, ben de sormak isterim. Eğer başkanlık sistemi her derde deva ise Saddam’ın Irak’ı başkanlık sistemi ile yönetilmiyor muydu? Hüsnü Mübarek’in Mısır’ı başkanlık sistemi ile yürütülmüyor muydu? Bugün devirmeye çalıştığınız Esad’ın Suriye’deki sistemi başkanlık sistemi değil mi? 1923’lerden 50’lere kadarki tek partilik döneminin özü başkanlık sistemi değil miydi? 12 yıldır uyguladığınız sistem başkanlık sistemi değil mi? Mesele yönetim sistemi değil, üretim sistemidir. Siz 12 yıldan bu yana üretim için hangi fabrikaları kurdunuz da parlamenter sistem mani oldu? Eğer ekonominiz güçlü ise, paranız güçlü ise işte o zaman dünyada söz sahibi olabilirsiniz. Dünyanın en güçlü ekonomileri başında Almanya geliyor. Almanya’nın sistemi Türkiye’deki gibi parlamenter sistem. Bu işler zihniyet meselesidir. Zihniyet değişmedikçe icraat değişmez. 7 Haziran’da bu zihniyeti değiştirmek için önemli bir fırsat var önümüzde. Eğer Milli İttifak mecliste olmayacak olursa ne değişecek? Hiçbir şey değişmeyecek. Bütün bu işlerin değişmesi için Meclis’in yeni bir ses, yeni biz öze kavuşması lazımdır" dedi.
Kamalak, yıllar önce vaat ettiklerini bu yılki seçimde Cumhuriyet Halk Partisi’nin dile getirdiğini aktararak, "Cumhuriyet Halk Partisi bizim söylediklerimizi yıllardır kendi buluşuymuş gibi seçim beyannamesine koymuş. Habire kopya çekiyor. Şundan emin olun, bizim AK Parti diye bir taklidimiz vardı. Şimdi de Cumhuriyet Halk Partisi diye bir kopyacımız çıktı. Bundan dolayı alınmıyoruz. Meclis’te yardımcımız çıktı diye düşünüyoruz. CHP ‘Yaşanabilir bir Türkiye’ diyor. Türkçesi bile bozuk. Kopyayı vereni de biliyoruz" şeklinde konuştu.