Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, 7 Haziran seçimlerinden sonra AK Parti’nin tek başına iktidar olmasıyla birlikte ‘yeni anayasa, siyasi partiler yasası, seçim yasası ve başkanlık sistemi’ ile ilgili yeni siyasi reformlar yapılacağını, bu reformlar yapılamadığı takdirde Türkiye’nin 70’li yıllara geri dönebileceğini söyledi.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, seçim bölgesi Ordu’da sivil toplum kuruluşlarıyla sabah kahvaltısında bir araya geldi. Kahvaltıda bir konuşma yapan Numan Kurtulmuş, ‘Eski Türkiye’ dedikleri Türk siyaset anlayışının artık değişmesi, siyasi reformlarını tamamlamış yeni bir Türkiye ortaya çıkması gerektiğini vurguladı.
“ARTIK SÖZ DE, KARAR DA MİLLETİNDİR”
Tanzimat’tan başlayan, Cumhuriyet tarihi boyunca devam eden millete tepeden bakan, milletin değerleri ile bağdaşmayan, milleti küçük gören bir anlayışla, milletin değerlerini ve düşüncelerini siyasete taşımaya karar vermiş olan ve bu anlamda bu ülke de milletten başka egemen güç tanımayan siyasi güç arasında mücadele olduğuna dikkat çeken Kurtulmuş, şöyle konuştu: “Eski Türkiye’de siyaset seçkinlerin işi idi. Eski Türkiye’de üniversite seçkinlerin bulunduğu bir alandı. Milletin evladının, milletin düşüncesinin maalesef eski Türkiye’de söz hakkı yoktu. Uzun mücadeleler verildi. 1950 seçimlerinde ‘Yeter Söz Milletindir’ sözü laf olsun diye söylenmedi. Çünkü söz milletin değildi. Sözün milletin olabilmesi için büyük bir mücadele verildi. Sözü millete devretmek istemeyenler de elinden geleni ardına koymadılar. 65 yıllık çok partili siyasi hayatımızda 5 kez darbeler oldu. Halkın oyları ile seçilmiş bir başbakan asıldı. Halkın oyları ile seçilmiş bir başkanın altından koltuğu alındı. Tanklarla tüfeklerle sokaklara çıkılarak balans ayarları verildi. İşte bu siyasi mücadelenin sonunda gelinen noktada artık sözde kararda milletindir. AK Parti karar ve sözün milletin olmasında büyük çaba gösterdi. Türkiye ekonomik olarak 3 bin dolarlardan 10 bin dolarlara çıktı. Türkiye birçok noktada yatırımlar yapıldı, her şehre üniversiteler yapıldı. Bu dönemde artık siyasi aktörler, siyasi partilere bağlı kalmaksızın, kimsenin gözü geride kalmayacak şekilde, kimsenin içinden ve zihninden bu milletin iradesine bir şey yapamayacak şekilde çalışmalarımızı tamamlayacağız.”
“SİYASİ REFORMLARI YAPAMAZSAK TÜRKİYE 70’Lİ YILLARA GERİ DÖNER”
7 Haziran seçimlerinden sonra siyasi reformları tamamlayacaklarını belirten Kurtulmuş, şöyle devam etti: “Önümüzdeki seçimlerin ardından Türkiye’deki parlamento siyasi reformların tamamlandığı bir parlamento olacak. Yeni anayasası ile, siyasi parti yasası ile, seçim yasası ile, başkanlık sistemi ile Türkiye’deki reformları tamamlayacak olan irade Ordu ve Türkiye halkının destekleri ile ortaya çıkacaktır. Ümit ediyoruz ki anayasayı değiştirecek bir çoğunlukla AK Parti iktidara gelecektir. Türkiye’nin bundan sonra geriye dönüşü yok. Allah muhafaza, Türkiye bu reformları yapmakta gecikir, yapamaz olursa hiç düşünmek istemiyoruz ama Türkiye 1970 yıllarına geri döner. Türkiye sorunlarını çözemeyen bir buçuk yılda bir iktidar değiştiren, siyasi alanda da birisinin ’a’ dediğine birisinin ’z’ dediği hale inşallah geri dönmeyecektir. Türkiye inşallah darbecilerin eline bir daha düşmeyecektir. Türkiye’yi IMF’nin kapısında 3 kuruşa mahkum eden, zihniyetin kapısına düşmeyecektir. Onun için parlamentodan büyük bir irade ile çıkacağımızı inanıyorum.”
“ÇÖZÜM SÜRECİ AMACINA ULAŞACAK”
Çözüm sürecini mutlaka amacına ulaştıracaklarını belirten Numan Kurtulmuş, Türkiye’nin 30 yıllık terör dönemi boyunca 1 trilyon 200 milyar dolar ekonomik kayba uğradığını, 50 bin insanını teröre kurban verdiğini söyledi. Kurtulmuş, şöyle konuştu:
“Türkiye’de 30 yıldır devam eden bu terör olayı vesilesi ile yaklaşık 50 bin insan hayatını kaybetti. Türkiye 1.2 trilyon dolar fevkalade büyük iktisadi kayba uğradı. Biz istiyoruz ki bu ülkede artık silahlar konuşmasın, artık insanlar baskı altında yaşamasın, artık insanlar gelecek kaygı yaşamasın, Türkiye teröre harcadığı bütün dikkatini, bütün kaynaklarını bu ülkenin kalkınmasına ayrılsın. Cumhurbaşkanımızın Başbakan iken başlattığı çözüm süreci kendi istikametinde yürüyor ve bu süreçte provokasyonlar oluyor. 6-7 Ekim olaylarını gördünüz. Ağrı’da olaylar oldu. Belki de seçim sürecinde yeni olaylar olacak. Ama ne olursa olsun bu memlekette 77 milyon artık silahların susmasını, anaların ağlamamasını istiyor. Engel olmak isteyenler, çelme takmak isteyenler olacak ama bu siyasi irade inşallah en kısa zamanda da bu sorun ortadan kaldırılacak ve Türkiye artık tüm kaynaklarını kalkınmaya harcayacak. Çözüm sürecinin geride kaldığını düşünün. 50 bin kişini öldüğü, 1.2 trilyonumuzun toprağa konulduğu terörün bütünü ile geride kaldığını düşünün. Türkiye sadece bir istikrar ülkesi olarak yoluna devem etmekle kalmaz. Türkiye barış kaynağı ve geniş bir coğrafyada herkes için örnek olur, herkes için bir umut elde eder. Onun için çözüm süreci sadece Türkiye’nin değil çevresinin çözüm süreci olacaktır.”