Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs Türk toplumu olarak yitirilen haklarını almak istediklerini belirterek, “Eşit, ortak bir devlette var olmak istiyoruz. Çünkü görülür gelecekte, ulaşılabilir hedef bu görülüyor”
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-Moon’un daveti üzerine New York’a gidecek olan KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi’nde basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Akıncı, Kuzey Kıbrıs Rum Yönetimi ile yürütülen görüşmelere değinerek, “Süreci iki koldan yürütüyoruz. Geçmişten günümüze kadar var olan mutabakat noktalarını yeniden teyit etmek için müzakerecilerimiz yeniden görüşüyorlar. Onlar hafta da altı kez görüşüyorlar. Biz liderlerde ayda en az iki kez diye kararlaştırdık. Onların yürüttüğü bu çalışmalar bizim önümüze geliyor biz onayladıkça yol almaya devam edeceğiz” dedi.
“ÇÖZÜMÜ KOLAYLAŞTIRACAK ÖNLEMLER ALDIK”
KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, çözümü kolaylaştırmak için her iki tarafın da ortak kararıyla bir dizi önlemler alındığını belirterek, “Kapsamlı çözümü kolaylaştırıcı önlemler olarak bir dizi tedbir uygulamaya başladık. Bunlardan birincisi Kıbrıs Türk tarafının kapıları açtığı tarih olan 2003 Nisan ayından bu yana bir vize belgesi vardı. Geçmişte de mühürlenirdi. O vize kağıdını kaldırdık. Bunu gerekçe gösteren Kıbrıslı Rum kuzeye geçmiyordu ve böylelikle bu gerekçe ortadan kalktı. İki toplum arasında daha fazla irtibat yolu açıldı. İkinci tedbir paketi 28 Mayıs günü oldu. 5 önlem açıkladık, en önemlisi iki tarafın elektrik şebekelerinin birbirine bağlanması kararıdır. Geçmişte geçici sürelerce bu yapıldı. Bizim ihtiyacımız oldu onlardan aldık, onların ihtiyacı olunca da biz verdik. Ama şimdi yapılmakta olan sürekli olmaktır. Bu her iki tarafa da büyük katkı sağlayacak, kapasite artışı olacak. Taraflardan birinde arıza olunca elektrik kesintisine gidilmeyecek. Yenilenebilir enerji kaynaklarının daha fazla sisteme monte edilme olanağı artıyor. Üretim maliyetleri azalacak bununla beraber. Üçüncü tedbir olarak mobil telefon sistemlerinin ilişkilendirilmesi. Kıbrıslı bir Türk güneye geçtiği zaman ya da Kıbrıslı bir kuzeye geçtiği zaman kendi telefonuyla eviyle görüşülmesi sağlamak.
Dünyanın en uç noktasına giden herhangi bir Kıbrıslı eviyle konuşabiliyor. Ama Kıbrıs’ın herhangi bir yarısından diğer tarafına geçtiğiniz zaman kendi tarafınızla irtibatınız kopuyor. Bu çağda bu son derece mantıksız. Bunun için bir siyasi irade ortaya koyduk. Dördüncü tedbir olarak ise İki kapının açılmasını gündeme getirdik mevcut kapılara ek. O bölge insanları bunu çok istedi. Magosa ve Lefke yöresindeki esnaf talepkar oldu. Bizde siyasiler olarak buna duyarsız kalmadık ve çözüm ürettik” diye konuştu.
“İLK KEZ KAYIPLARI ARAŞTIRMA KOMİTESİ KURDUK”
Yıllar önce kaybolan insanların bulunması için bir komite kurduklarını belirten Akıncı, “İlk kez bir çağrı yaptı iki lider. Yılların kapanmayan bir yarasıdır kayıplar. Her iki toplumda da var bu. Özellikle bizlerin 1950’li yılların sonunda 1963’lerde kayıplarımız var. Yollardan alınıp götürülmüş ve bir daha ailelerin onlardan haber alamadığı yüzlerce insanımız var. Rumların da aynı şekilde 1974 yılından sonra kayıpları var. Bir kayıplar komitesi kuruldu ve bu kayıplar komitesi 1000’den fazla kaybın izini bulmaya çalışıyor. Bulunanlar oldu ama hala 1000’den fazla insan kayıp durumda. Bu bir insanlık göreviydi ama bugüne kadar olmamıştı. Bu ortak çağrıyı da yaptık. Amaç kaybolan insanları bulabilmek ne kaldıysa onlardan geriye ailelerine teslim edebilmektir. Acılarına bir nebze olsun derman olmaktır ”dedi.
Akıncı, yaşanan tüm gelişmelerin olumlu olduğunu belirterek, “Bütün bunlar olumlu şeyler o yüzden ben iyi başladık diyorum. Ama önümüzde uzun bir yol var. O yüzden ihtiyatlı bir iyimserlik sergilemek doğru olan bir tavırdır. Her şey tozpembe diyebilecek bir durumumuz yoktur” şeklinde konuştu.
Bir basın mensubunun “Her şey iyi giderse ve alınan kararlar halkın önüne referandumla getirilirse halkın buna yaklaşımı nasıl olur?” şeklindeki sorusuna ise Cumhurbaşkanı Akıncı, liderlerin halkların kabul edebileceği çözümler üretmek için çalışmalar yapmaları gerektiğini belirterek, “10 yıl önce referandumla Kıbrıs halkı yüzde 65 ile Annan planına destek verdi. Bu çözüm ve sonrasında Avrupa Birliği’ni öngörüyordu. Rum toplumunun çoğunluğu çözüm olmadan da Avrupa Birliği’ne girmenin garantisini aldığı için çözüm yönünde pek istekli davranmadı yüzde 75 oyla reddettiler. Ancak şöyle bir gelişme oldu Rum toplumu önceliği Avrupa Birliği’ne girmeye oranın da desteğiyle kendilerinin arz ettiği bir çözümü Türk tarafına bir şekilde kabul ettirebilecekleri yanılgısına düştüler. Ama sonun da ne oldu Avrupa Birliği sadece girmiş olmanın çok da bir cennet bahçesi olmadığını gördüler. Ben Avrupa Birliği’ne girilmesin diyenlerden değilim. Ama Avrupa Birliği’nde olsanız da ev ödevinizi yapmazsanız yanlış işler yaparsanız sonuçta çok ciddi hüsranlara uğrayabilirsiniz bunun bir örneği de Rum tarafında yaşanan son yıllarda ki gelişmelerdir. Bu yaşananlardan sonra yapılan kamuoyu araştırmalarında o Annan planına hayır diyenlerin bile yüzde 52’sinin bu defa bir çözüme destek verecekleri yönünde bir kamuoyu araştırması yayınlanıyor. Bizim toplumumuzda da öteden beri bir çözüm isteği var. Çünkü biz uluslararası hukukun dışında kaldık” dedi.
“EŞİT, ORTAK BİR DEVLETTE VAR OLMAK İSTİYORUZ”
“Ortak Kıbrıs Cumhuriyeti devletine bir tek toplum sahip çıktı, biz dışlandık” diyen Akıncı, “Uluslararası arenada hep ortak olması gereken devlet tek toplumun hakimiyetinde sürdü. Bugünde aynı noktadayız. Bizim gasp edilmiş bir hakkımız söz konusu. Dolayısıyla Kıbrıs Türk toplumu olarak yitirilen hakkımızı almak istiyoruz. Eşit, ortak bir devlette var olmak istiyoruz. Çünkü görülür gelecekte, ulaşılabilir hedef bu görülüyor. Halk önüne konana bakacaktır, inceleyecek tartışacak, ona göre karar verecek. Halkımızın benimseyebileceği bir çözüm ortaya koymak gibi bir görevimiz var” dedi.