Kılıçdaroğlu’na Madenci Bareti

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na Manisa mitinginde maden faciasında hayatını kaybeden Uğur Çolak’ın babası İsmail Çolak, madenci bareti verdi. Kılıçdaroğlu, Soma’yı unutmadıklarını ve Soma’nın...

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na Manisa mitinginde maden faciasında hayatını kaybeden Uğur Çolak’ın babası İsmail Çolak, madenci bareti verdi. Kılıçdaroğlu, Soma’yı unutmadıklarını ve Soma’nın sorunlarını çözmenin boyunlarının borcu olduğunu söyledi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisince Manisa Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen mitinge katıldı. CHP Manisa İl Başkanı Mustafa Ada ile CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, Hasan Ören ve Sakine Öz’ün tek tek halkı selamlamasıyla başlayan miting yaklaşık 2 saatlik gecikmeyle başladı.

Konuşmasına, ‘Kemal Başbakan, Kemal Başbakan’ sloganları ile başlayan Kemal Kılıçdaroğlu, “7 Haziran’da yaşanabilecek bir Türkiye için hazır mıyız? Hiç endişeniz olmasın bende hazırım. Sonuna kadar hazırım. Güzel bir Türkiye inşaa edeceğiz, işsizliğin olmadığı, yoksulluğun olmadığı, yabancıların sömürmediği, çiftçinin kazandığı, esnafın kazandığı, sanayicinin kazandığı, işsizliğin olmadığı bir Türkiye’nin mücadelesini veriyor bunun için çaba harcıyoruz. Manisa’da büyük bir mücadelelerin verildiğini biliyorum. Az önce çizdiğim tablonun adı Refahı tabana yaymaktır, refahı tepede toplamak değil. Bir örnek vereceğim bu rakamı unutmayın. Yıl 2002 Türkiye nüfusunun yüzde biri toplam servetin, Türkiye servetinin yüzde 39’una sahip. Yıl 2014 aradan 12 yıl geçti. Türkiye nüfusunun yüzde biri yüzde 54,3’üne sahip. O nedenle bu tabloyu değiştireceğiz. İşsizliğin olmadığı, yoksulluğun olmadığı bu tabloyu değiştireceğiz. Bunun adı refahı tabana yaymaktır. Siyaseti halk için yapmaktır. Bunun adı herkesin kazanabildiği alın teri karşılığında kazanabileceği yaşanabilecek bir Türkiye’yi yeniden inşa etmektir. Haklı olarak şunu soracaksınız. Nasıl Yapacağız. Refahı tabana nasıl yayacağız. Geliri halka nasıl bölüştüreceğiz. Rahmetli Ecevit’in dediği gibi, ‘ne ezen ne de ezilen, insanca hakça bir düzeni hakim kılacağız” diye konuştu.

SEÇİM VAATLERİ

Kılıçdaroğlu konuşmasına “Bunun birinci yol asgari ücreti artıracağız. Asgari ücret bin 500 olacak ve vergiye tabi olmayacak. Koro halinde ne diyorlar: ‘Vay efendim asgari ücret nasıl bin 500 olur diyorlar. Asgari ücret bin 500 olursa bu işçiye zulümdür diyorlar. Kim diyor Maliye bakanı” diyerek devam ettiği sırada meydandakilerin yuh çekmesi üzerine Kılıçdaroğlu, “Yuh çekmeyelim. Ama burada bir gerçeği de anlatalım. Hep beraber benim anlatmam yetmiyor. Benim dışımda bunu siz tarlada, kahvede anlatmalısınız. Ben kendisine şunu söyledim sen ayda 14 bin alırken zulüm değil de işçiye bin 500 verince mi zulüm olacak. Bunun hesabını bir versin bakalım” dedi.

“İŞSİZLİK EN BÜYÜK BELA”

“İşsizliğin en büyük bela olduğunu biliyorum” diyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

“İşsizlik sorunu çözmeyen bir ülke her türlü tehlikeye açıktır. Arzumuz herkesin çalıştığı, herkesin ürettiği herkesin alın teri döktüğü ve karşılığını aldığı ve evine gittiği bir Türkiye yani yaşanacak bir Türkiye inşa etmektir. Asgari ücret bin 500 olacak dedim. Koro halinde itiraz ediyorlar. Asgari ücretli 949 lira alıyor. Bunun hesabını yapalım. 5 kişilik bir aile düşünün sabah, öğle akşam. Bir çay simit yediğini içtiğini düşünün. Ediyor 10 lira. Bir günlük öğün. 3 gün 30 lira. Ay 30 gün. Geriye ne kalıyor 49 lira. Şimdi bin 500 lira işçiye zulümdür diyenler dinlesin. 49 lira ile bu asgari ücretli nasıl geçinecek? Çıkıp birisi anlatsın. Anlatabilirler mi? Anlatamazlar çünkü onların, onların çocuklarının böyle bir derdi yok. Benim derdim ne? Benim derdim bu ülkenin vatandaşı. Bu vatandaş, bizim ülkemizin vatandaşı, saygın vatandaş. Eğer kazanırsa, üretirse zaten bir sorunumuz yok. Demek ki refahın tabana yayılmasının birinci yolu asgari ücreti en az bin 500 lira yapmak. İkinci yolu emekliler. İktidardakilere göre emeklinin bir eli yağda bir eli balda. Emekliye dedik ki Ramazan ve Kurban Bayramında birer maaş ikramiye vereceğiz. Ne olacak bir maaş ikramiye. Koro halinde bağırdılar ‘Vay efendim kaynağını nereden bulacaksın?’. Hayatımda duyduğum en ayıp soru. Zaten emekliye ne veriyorsun? 8 milyon emeklinin aylığı bin liranın altında. Bu ülke kalkındıysa emeklinin gözyaşı alın teri var. Bu ülkenin, başta da Cumhuriyet Halk Partisinin emeklilere vefa borcu var. Madem ki Gazi Mustafa Kemal Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir diyorsa bende bu meydandan diyorum ki emeklinin kimsesi CHP’dir. Emekliye iki maaş ikramiye vereceğiz ya Ramazan ve Kurban Bayramında. Onların düşündüğü şu. Kendileri gibi düşünüyorlar. Ceplerinden dolar fışkırıyor ya diyorlar ki emekli bu paraları İsviçre’ye yatıracak diyorlar. Vallahi yatırmayacak. Bakkala, kasaba verecek. Kim kazanacak emekli kazanacak, esnaf kazanacak, toptancı kazanacak, sanayici kazanacak. Herkes kazanacak bir grup kaybedecek. Kim kaybedecek hortumcular kaybedecek. Bu kadar basit. Bizim hedefimiz de herkesin hakkını alsın hortumcular kaybetsin. Bütün mücadelemizde bunun için. 11 milyon emekli var. Sizin hakkınızı sonuna kadar meydanlarda savunan tek bir partinin genel başkanı var o da CHP’nin genel başkanı kimse bunu unutmasın. 11 milyon emekli kardeşimden şunu istiyorum. Bir tek fire bile beklemiyorum. Refahın tabana yayılmasını istiyorsanız, adres belli adres CHP. Refahı tabana yaymanın başka bir yolu taşeron işçilik. Gidin her devlet dairesinde taşeron işçi var. Devlet diyor sen git 30-40, 50 100 tane işçi bul gelip burada çalışsınlar ben sana para vereyim sende parayı işçiye ver. İş güvenceleri yok, çağdaş kölelik. Biz ne diyoruz. Biz sosyal demokrat partiyiz. Biz haksızlıklara karşıyız. Onlarda insan onlar da çalışıyor. Taşeron işçiliği kaldıracağız. O işler yine orada adam gibi çalışacaklar. Bunun kaynağı sıfır arkadaşlar. Sen zaten bu parayı veriyorsun. Kime veriyorsun taşerona, taşeron kime veriyor işçiye. Taşeronu kaldırıp parayı direk işçiye vereceğim. Devletin burada bir karı var. Taşerona yüzde 18 KDV ödüyor şimdi KDV’de ödemeyecek. 21. yüzyılın Türkiye’sine çağdaş kölelik yakışır mı? Yakışmaz. Kimse yarın ne olacak diye bir kaygıya kapılmamalı. Taşeron işçiliği kaldıracağız. Herkesin işi, aşı olacak. Yetiyor mu yetmiyor. 5 milyon insan borç batağında ya kredi kartı borcunu ödeyemiyor ya da tüketici kredisi çekmiş ödeyemiyor. 1 milyon 220 bini mahkemeye verildi. Bunlardan 89 bini taahhüdü ihlal sebebiyle hapsedildi 500 bine yakın vatandaş mahkum oldu sıra bekliyor hapse girmek için çünkü hapishanelerde yer yok. Ben boşuna mı diyorum bunlar Türkiye’yi yarı açık cezaevine döndürdüler diye. Bu tabloyu görmezlikten gelebilir miyiz. Bunu da çözeceğiz. Faizlerin en az yüzde 80’inin sileceğiz.”

“SOMA’YA SÖZÜM VAR”

“Soma en büyük acının yaşandığı Soma” diyerek konuşmasına devam Kılıçdaroğlu 13 Mayıs 2014 tarihinde 301 maden işçisinin hayatını kaybettiği Soma ilçesine seslenerek şunları söyledi:

“Söz verdiler demi madenler yeniden çalışacak diye. Biz redevans sistemini yani madendeki taşeron sitemini kaldıracağız. Madenler zaten anayasaya göre devletin. Çalıştıracaksa eskinden TKİ nasıl çalıştırıyorsa aynı şekilde çalışacak. İşçi güvenle yeraltına inecek. Onun da can güvenliği mal güvenliği olacak. O da huzur içinde yeraltında çalıştıktan sonra huzur içinde evine gidecek. Bütün bunları yapacağım. Soma meraklanmasın. Senin sorunlarını çözmek, madenleri yeniden açmak, güvenle çalışacağın koşulları yaratmak benim boynumun borcu bunu yapacağım. Soma’daki işçi kardeşlerime sesleniyorum. 7 Haziran’da sandığa gideceğiz. Soma’yı göreceğiz. Sizin hakkınızı sonuna kadar savunduk. CHP olarak ezilenlerin hakkını sonuna kadar savunduk. Bu ülkede 17 milyon yoksulun, işsizlerin hakkını, atama bekleyen 350 bin öğretmenin, 11 milyon emeklinin hakkını sonuna kadar savunduk. Açık ve net söylüyorum 6 milyon 200 bin işsizim var. 17 milyon yoksulumuz var. İzlenen yanlış dış politika nedeniyle 2 milyon Suriyeli var. Onlara ödenen 5,5 milyar dolar para var. Aylığı bin liranın altında 8 milyon emeklimiz var. Bu sorunlar varken ve iktidara 13 yıllık bir kredi açılmışken, 13 yılda Türkiye’yi buraya getirdiler. Ben sadece ve sadece sizden 4 yıllık için yetki istiyorum. 4 yılda ne yapacağım. İşsizlikle mücadele edeceğim, 17 milyon yoksulumuz var. Bu ne demek biliyor musunuz aylık geliri 200 liranın altında. 3 milyon 700 bin hanede yaşıyorlar. Her ayrıntıya baktık, her kuruşun hesabını yaptık. Ben Mütevazi bir insanım. Ama bir konuda hayır. Gitsinler istedikleri maliyeciye sorsunlar, istedikleri sosyal güvenlik uzmanına sorsunlar, istedikleri ekonomiste sorsunlar, devletin tepe noktalarındaki adamlara sorsunlar desinler ki ‘Bu ülkenin ekonomisini, maliyesini, bütçesini en iyi bilen 10 kişiden birisi kimdir?’ 10 kişiden birisi Kemal Kılıçdaroğlu diyecekler. 27,5 yılımı devlete verdim. Helali hoş olsun. Ne için bu ülke için, bayrağım için, kendi insanım için çalıştım ama bu manzara bizim hak ettiğimiz bir manzara değil.”

“ÇİFTÇİ ARTIK EKMİYOR”

Çiftçilerin son 10 yılda iki Trakya büyüklüğünde alan ekmediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Neden çiftçi ektiğim zaman zarar ediyorum geçinemiyorum diyor. Soma’ya niye gidiyor, Ermenek’e niye gidiyor köyünü terk edip. Ektiğinin karşılığını alamıyor yeraltına gidiyor. Ermenek’teki kadının dediğini vicdanı olan hiçbir kadın unutmaz. ‘Eskiden tarlamız vardı ekip biçer geçinirdik. Şimdi kocalarımız yeraltına göndermek zorunda kaldık’ Vicdanı olan birisi o haykırışı duymaz mı? Ben duyuyorum ve dedim ki çiftçiye mazotu 1,5 lira yapacağım dedim kıyamet koptu. Diyorlar ki petrol dışarıdan dolarla geliyor bende biliyorum. Nereye geliyor rafineriye geliyor üstüne karlar konuyor mu konuyor kaça satıyorlar 1 lira 25 kuruş biz kaça satacağız 1,5 liraya zarar eden var mı yok? Efendim sen yakutta elmasta pırlantada vergiyi sıfırladın ben de mazotta sıfırlıyorum ne var aramızda bu kadar fark var. Ben üreten insanı düşünüyorum, Aramızda Ağrı Dağı kadar fark var. Ben bir yerdeyim sen bir yerdesin. Sen oradasın ben halkın yanındayım. Mazotu yata vergisiz veriyorlar. Bizde çiftçiye veriyoruz. Yata binen tarlaya mı gidiyor hayır eğlenmeye gidiyor. Biz verince kıyamet kopuyor. Dünyanın en pahalı mazotunu Türk çiftçisine satıyorlar. Gidin Amerika’ya, İngiltere’ye hiçbir yerde bu fiyat yok. Neredeyse Vergi dairelerini kapatacaklar. Benzin istasyonuna vergiyi öde. Diyorlar ki biz çiftçiye zaten mazot desteği veriyoruz. Doğru mu doğru. Ne kadar? 550 milyon. Vergi olarak 9 milyar alıyor. ) milyar alıp 550 milyonu sadaka gibi veriyorsun. Biz ne diyoruz 9 milyarı almayacağız o üretecek kazanacak, Türkiye kazanacak.” ifadelerini kullandı.

“NAMUSLU SİYASET EKSİK”

Kılıçdaroğlu, “Hollanda, Konya’dan küçük bir devlet. Hollanda’nın tarım ürünü ihracatı 120 milyar dolar. Türkiye’nin 12 milyar dolar. Sormayacak mısınız neden onlar 120 milyar dolar ihracat yapıyor da devasa Türkiye neden ekemiyor. Eksiğimiz ne? Güneş mi, su mu, toprak mı, insan mı? Bir tek eksiğimiz var namuslu siyaset eksik, halkını düşünen siyaset eksik. Benim anlayışım, siyaset halkın zenginleşmesini savunur. Siyasetin amacı budur. Siyaset köşeyi dönme sanatı, zenginleşme aracı değildir. Siyasetçinin cebi dolmayacak. Vatandaşın cebi dolacak. CHP iktidarın ilk 4 ayda çıkaracağımız ilk kanunun adı Siyasi Ahlak Kanunu olacak. Siyaseti kirlilikten arındıracağız. Siyaset namuslu adamların, kendisini halka adadığı arena olacak. Siyaseti böyle düşünüyoruz” dedi.

BELDELERE REFARUNDUM

Büyükşehir yasası ile köy ve beldelerin sıkıntı yaşadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Büyükşehir Yasası çıktı biz bazı maddelerine itiraz ettik. Bunlar olmaz dedik ‘Hayır siz bilmiyorsunuz’ dediler. Köyün tüzel kişiliğini elinden alırsınız köylü ses çıkarmaz. Kim itiraz etti biz itiraz ettik. Bunu düzelteceğiz sözüm söz. Bütün muhtar arkadaşlarımız bunu düşünsünler Köy tüzel kişiliğini yeniden iade edeceğiz. Eski mal varlıklarına kavuşacaklar. İki kapanan beldeler var. CHP İktidarında kapanan her belde için referandum yapacağız. Vatandaş istiyorsa belde olarak yeniden açacağız. Bunun da sözünü veriyoruz” şeklinde konuştu.

“BEN SİZDEN BİRİYİM”

Kendisinin de halkın içinden gelen biri olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, “Ben sizden birisiyim. Benim rahmetli annem okuma yazma bilmezdi en büyük ablam da bilmezdi. 7 kardeşiz içlerinde üniversiteye giden bir tek benim. Çalıştım, ürettim, 27,5 yılımı devlete verdim helali hoş olsun. Siyasete girdiğimde tüm mal varlığımı internet sitesine koydum. Neden koydum siyasete giriyorsanız halka hesap vereceksiniz, namuslu olacaksınız, siyasetin aynı zamanda halka hesap verme görevini de bilmeniz gerekiyor. Bunu yaptım. CHP iktidarın kimsenin inancı siyaset konusu olmayacak ve yaptırmayacağım. Kimsenin kimliği siyaset konusu olmayacak ve yaptırmayacağım, kimsenin yaşam tarzı siyaset konusu olmayacak ve yaptırmayacağım. Bu ülkede her insanın her yurttaşı her kardeşimi kucaklayacağım. İnsanı insan olduğu için baş tacı yapacağım. Bu ülkede huzurun olması lazım. Gerginlikten bıktık, sokaktaki vatandaşı şikayetçi dolayısıyla huzur istiyoruz ve sizden bir söz istiyorum. 7 Haziran’da sandığa gideceğiz. Geçen seçimlerde şu veya bu nedenle CHP’ye oy vermeyen birini ikna edeceksiniz. Diyeceksiniz ki 13 yıl bunlara kredi verdik. 13 yılın sonunda 6 milyon 200 bin işsizimiz var, 17 milyon yoksulumuz var, 2 milyon Suriyelimiz var. Yatağa aç giren çocuklarımız var. Gel yeni bir başlangıç yapalım gel hep beraber gidelim 6 okun böğrüne evet mührünü basalım ve biz yeni bir başlangıç yapalım. Sizden bunun sözünü istiyorum. Bende size bir söz vereceğim. Siz sözünüzü tuttuğunuz sürece ben gün 6 saat 6 saat, 12 saat 12 saat, 24 saat 24 saat 36 saat 36 saat sizin için çalışacağım, çaba harcayacağım, alın teri dökeceğim. Benim emeklerim size helal olsun diyorum” dedi.

“Yaşanabilecek bir Türkiye’yi birlikte inşa edeceğiz” diyen Kılıçdaroğlu konuşmasını şöyle tamamladı:

“Ben kendi ülkemde yoksul insanlar olsun istemiyorum. Benim ülkemin insanları benim caddelerimde güler yüzlü gezmeli, herkes birbirini kucaklayabilmeli. Dostça birbirlerine nasılsın diyebilmeli. Ben yaşanacak bir Türkiye istiyorum, huzurlu bir Türkiye, namuslu bir Türkiye, kul hakkının yenmedi bir Türkiye, hortumcuların olmadığı, kul hakkını yenmediği bir Türkiye istiyorum. 7 Haziran’da sandığa gideceğiz. Elimize mührümüzü alacağız gelin oy verin denen yere mührümüzü basacağız. Bu ne anlama geliyor biliyor musunuz? 17 milyon yoksulun olmadığı, atanamayan öğretmenlerin olmadığı, emeklilerin huzur içinde yaşadığı bir Türkiye’ye merhaba demektir. Soma’nın yaşadığı dramı biliyoruz. Onlara sözüm var onu gidereceğiz. Ama bir dram daha var. Manisa’nın üzümü meşhur. Bir don yaşandı. 7 Haziran’dan sonra bütün don mağdurlarının zararlarını gidereceğiz. Bunun sözünü veriyorum. O insanlar çalıştılar çaba harcadılar. Ben tarım sigortasını da aksaklıklarını da biliyorum. Yüzde yüz zarar uğrasa bile TARSİM zararın tamamını karşılamıyor. Bunları değiştireceğiz. Bunu değiştirmenin yolu İktidardan geçiyor, iktidarın yolun CHP’den geçiyor. CHP Kuva-yi Milliye’den geçiyor. CHP Türkiye’nin partisi 77 milyonun partisi. Özgürce sokaklarında dolaşılan güzel Türkiye’nin partisi yetki sizde, yetki istiyorum sizden. Yetki verin Türkiye’yi 4 yılda yepyeni bir Türkiye yaşanacak bir Türkiye haline getirelim.”

Kılıdaroğlu’nun konuşmasının ardından CHP’nin Manisa’daki 9 milletvekili adayı kürsüye çağrılarak el ele vatandaşlar selamlandı. Maden şehidi Uğur Çolak’ın babası İsmail Çolak ise Kemal Kılıçdaroğlu’na madenci bareti takarak teşekkür etti. Kılıçdaroğlu, maden şehidinin babası ile kucaklaşarak vatandaşları birlikte selamladı.

Bu arada Kılıçdaroğlu’nun miting boyunca yaptığı konuşması işaret diliyle de vatandaşlara aktarıldı.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Siyaset Haberleri