Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Masum Türker, seçim çalışmaları kapsamında Antalya’da yaptığı çalışmanın ardından doğu ilçelerine geçti. DSP Antalya 1. sıra milletvekili adayı Metin Oktay ve 2. sıra adayı Ahmet Çakmak ile birlikte seçim otobüsünde basın mensupları ile sohbet eden ve açıklamalarda bulunan Türker, siyasi partilerin 7 Haziran’da yapılacak seçimler öncesinde halka verdiği vaatleri değerlendirdi.
Seçim otobüsünde basın mensupları ile sohbet eden ve açıklamalarda bulunan Türker, "Bu vaatler sosyal adaletli devlet anlayışının bir ürünüdür. Ancak bu yapılan vaatler bir ekonomik programa dayanmadığı için hiçbir teminatı yok. Bu muhalefet partileri eğer gerçekten bu vaatleri planlamış olup bunları bir ekonomik modele oturtsalardı seçime gelene kadar bunlarla ilgili kanun teklifi vermeleri gerekirdi. Muhalefet partileri bu vaatlerinin teminatını ortaya koymuyorlar. Bu üç parti de bu oligalar politikalara karşı bir duruş sergileyeceklerini belirtmiyorlar. Mesela bizim seçim bildirgemizde gerekçeleriyle karma ekonomik modeli öneriyoruz. Bu yaklaşımımız sosyal adaletli politikaların öncelikli olması amacını taşıyor. Bu vaatlerle ilgili başta hükümet olmakla birlikte bazı yazar ve çizerler bunun kaynağı nerede diye konuşuyorlar. Onlar da oligalar politikaların bekçisidir. Çünkü para faizlerle rant olarak belli bir kesimin eline gitti. Oysa sosyal adaletçi politikada halka gider. Mesela DSP olarak biz 2 bin lira asgari ücret, Türkiye’deki bütün ücretlerde asgari ücret gibi vergiden muaf ve bir emeklinin maaşının da asgari ücretin yüzde 30 fazlası olarak yani 2 bin 600 lira olarak düşünüyoruz. Bunların hepsinin bizde kaynağı var. Çiftçimize de sağlanacak kaynaklardan imkan var. Bu kaynak nerede var diye soruyorlar. Bunu ben ekonomiyi Kemal Derviş’ten devir aldıktan sonra uyguladım" diye konuştu.
Devlet okullarında sabah öğrencilere derse başlamadan kahvaltı yaptırılacağını, bu kahvaltıda bir litre süt verme mecburiyeti getirileceğini belirten DSP Genel Başkanı Masum Türker, "Annelerimizin sabah çocuğundan önce kalkıp ona kahvaltı hazırlama, ona zorla kahvaltı yaptırma, anne-çocuk kavgasını sona erdireceğiz. Bunlar görüntüde parasal gibi ama sosyal demokrasiyle getiriyoruz. Anne ile çocuğu sabah ’hırlaşarak’ güne başlatmayacağız. Amaç yalnız yemek verdik falan değil, kahvaltıda sütü mecbur tutuyoruz o zaman bizim hayvancılığımızın ürettiği süte talep oluşturmuş olacağız" dedi.