Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, gündeme ilişkin yaptığı açıklamada, “Temel hedefimiz, huzur içerisinde bir seçim kampanyası yürütmektir. Hiçbir yerde provokatif eylem girişimlerine prim vermeden herkesin özgür iradesiyle sandığa gidebileceği bir seçim çalışması yürütmek istiyoruz” dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile HDP Diyarbakır milletvekili adayları, Demokratik Toplum Kongresi’ne (DTK) ziyarette bulundu. Ziyaretin ardında basının karşısına geçerek gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Demirtaş, temel hedeflerinin huzur içerisinde bir seçim kampanyası yürütmek olduğunu söyledi. Hiçbir yerde provokatif eylem girişimlerine prim vermeden, herkesin özgür iradesiyle sandığa gidebileceği bir seçim çalışması yürütmek istediklerini kaydeden Demirtaş, DTK’nın da bu çerçevede seçim çalışmalarına destek verecek bir çalışmayı yürüttüğünü ifade etti.
Cumhurbaşkanı ve Başbakanın kendilerine yönelik konuşmalarını değerlendiren Demirtaş, Ağrı’da yaşananların AK Parti’nin provokasyonu olduğunu iddia etti. Demirtaş, Başbakan Davutoğlu’nu da olaylardan haberi olmamakla suçladı.
PAPA’NIN ‘SOYKIRIM’ AÇIKLAMASI
Katoliklerin ruhani lideri Papa Francesco’nun geçtiğimiz gün 1915 olaylarına ilişkin yaptığı açıklamayı da değerlendiren Demirtaş, şu ifadeleri kullandı:
“Hükümetin tarihte, geçmişte yaşanan bütün olaylarla ilgili hakikatleri araştırma ve geçmişle yüzleşme mevzusuyla konuyu ele alması lazım. Şimdi Papa bir şey söylüyor, buradan çocukça tepki veriyorlar. Avrupa Parlamentosu bir karar alıyor çocukça bir tepki veriyorlar. Zannedersiniz ki kreştir. Devlet yönetmiyorlar da kreşte okuyan çocuklar gibi refleksler gösteriyorlar. İnsan anlamakta zorlanıyor bunları. Ciddi bir şekilde bu meseleyi nasıl ele aldığınızı Ermeni gerçeği ile nasıl yüzleşilmesi gerektiğini topluma bir anlatın. Çünkü bu Türkiye’de tartışılmamış bir meseledir. Henüz resmi olarak açıklığa kavuşmamış bir meseledir. Bu tepkileri vermek yerine akılcı bir yol haritası ile Türkiye’de ermeni meselesine nasıl yaklaşılacağı nasıl yüzleşileceği tartışılırsa, hükümet bunları anlatsa çok daha iyi olur. Sorumluluk mevkiinde olan onlardır. Bu konuyu elinin tersi ile itemezler. Efendim Papa’yı tanımayız, Avrupa Parlamentosu’nu tanımayız hiçbir dünya gücünü tanımayız diyerek de bu sorunla yüzleşme gerçekleşmez. Cumhurbaşkanının da Hükümetin de Dışişleri Bakanlığının da tavrı bence çocukça tavırlardır.”
AK PARTİ’NİN SEÇİM BİLDİRGESİ
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun dün açıkladığı seçim bildirgesi hakkında da değerlendirmelerde bulunan Demirtaş, “Hükümet, kendi seçim bildirgesini açıkladı AKP. Üstünde uzun uzun tartışmaya gerek yok. Bize çağrı yapıyor, muhalefet değerlendirsin diye. İki cümle ile değerlendireyim, Ahmet hocanın hatırı kalmasın. Bir defa, seçim beyannameniz, 13 yıldır hiçbir şey yapmadığınızın itiraf beyannamesidir. Eğer siz 13 yıldır bir şeyler yapmış olsaydınız, niye bunları şu anda vaat olarak halka sunuyorsunuz ki. Zannedersiniz ki ilk defa seçime giriyorlar. 13 yıldır onlar iktidar değilmiş gibi, efendim Anayasa’yı değiştireceğiz, özgürlük getireceğiz, şunu yapacağız, bunu yapacağız. Yeni olan tek şey var Başkanlık. Geri kalanının tamamını 2002’den beri söylüyorlar. Yapacağız diyorlar, ne zaman yapacaksınız, 2023’te yapacağız diyorlar. E bu halk 2023’e kadar sizi sırtında taşımak zorunda mı? Yeni olan şey başkanlık o da ne, onun anlamı şu, Ahmet Davutoğlu diyor ki, bana oy verin ülkeyi başkası yönetecek. Kendi kendini inkar eden ve seçim beyannamesini bildirgesini inkar eden bir husustur Başkanlık. Eğer Başkanlık sistemine geçilecekse Türkiye’de AKP bunu vaat ediyorsa, geri kalan vaatler, hükümetimiz şunları şunları yapacak demesinin hiçbir anlamı yok, çünkü ortada hükümet kalmayacak Başkanlık sistemine geçilince. Ahmet Davutoğlu kendini inkar edecek seçim beyannamesi, seçim çalışması yapacak farkında değil. Başkan seçeceğiz, Başkan seçecekseniz, o bildirgeyi hükümet olarak niye üstleniyorsunuz. Çıksın Recep Tayyip Erdoğan o bildirgeyi açıklasın o zaman. Hükümet bir taraftan bu bildirgenin sahibi olacak, öbür taraftan Başkanlık sistemine geçeceğiz, bu beyannamede yazanların hepsi fasafisodur demek istiyorlar. Ne yaptığının farkında değiller, hakikatten yazık bu ülkeye. Böyle bir hükümeti, böyle bir iktidarı böyle bir Başbakanı bu ülke hak etmiyor. 7 Haziran’da inşallah halkın hak ettiği halkımızın layık olduğu bir sonucu HDP olarak biz ortaya çıkaracağız. Şimdiden, hayırlı olsun diyorum” diye konuştu.
“BİZİM KIRSALDAKİ OY ORANIMIZ, ŞEHİRDEKİNDEN ÇOK DAHA DÜŞÜK”
Provokasyon önleme konusundaki sorumluğun sadece kendilerine ait olmadığını bildiren Demirtaş, şöyle dedi:
“Asıl birinci sorumluluk hükümetindir. Tedbir alması gereken hükümettir. Şehirlerde de kırsalda da. Deniyor ya, PKK silah zoruyla HDP’ye oy topluyor, külliyen yalan. Bizim kırsaldaki oy oranımız, şehirdekinden çok daha düşük. PKK kırsalda, dağda silahlı bir güçtür. Eğer PKK zoruyla insanlar HDP’ye oy veriyor olsaydı oradaki oy oranımızın çok yüksek olması lazımdı. Yani bu yalana kimse aldanmasın, böyle bir şey yok. Böyle bir gerçeklik yok. Bu dönemde ben herkesin dikkatli olması gerektiğini düşünüyorum.”
“PKK DAHA NE KADAR GERİ ÇEKİLECEK BİLMİYORUM”
PKK’nın daha ne kadar geri çekilmesi gerektiğini bilmediklerini aktaran Demirtaş, “Dağın başında bekliyorlar, ateşkes konumundalar, nereye çekilsinler. Onu da bir söylesinler, tam olarak nereye çekilmesini istiyorlar PKK’nın. Bunu söyleyenlerin bir yol da göstermesi lazım. Eğer sınırdışına diyorlarsa, hangi yoldan, nereden, hangi yasaya mukabil gidecekler bunu da söylesinler. Çekilebilecekleri kadar yüksekte duruyorlar. Dağın başındalar. Sen ille de gidip onlarla çatışacağım demezsen, ilan edilen ateşkese devlet uyarsa, hiçbir çatışma olmaz, inşallah hiçbir kimsenin de burnu kanamaz. Biz dedik, asker de PKK’lılar da bu halkın evlatlarıdır. Tek bir insanın burnu kanamasın, Ağrı halkı orada insanlık görevini yaptı. Orada Diyadinliler, askerleri omuzlarında taşıyarak ölümden kurtardılar. Bunu şimdi inkar etmenin ne anlamı var” şeklinde konuştu.