TBMM Başkanı Cemil Çiçek, TBMM’de Avrupa Parlamentosu’nun aldığı kararlara tepki gösteren basın açıklamasına yalnızca 3 partinin imza attığını belirterek, divan kararı almaya yönelik çalışmaların ise oy birliğiyle reddedildiğini söyledi.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Rixos Otel’de Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (ESAM) tarafından düzenlenen “Emperyalizm ve Ermeni Meselesi” konulu sempozyumda Avrupa Parlamentosu’nun 1915 olaylarına ilişkin aldığı kararı değerlendirdi. Çiçek, Ermeni lobisinin yaptığı çalışmalara dikkat çekerek, “TBMM olarak ben göreve geldiğimden bu tarafa 112 ülkeyle bu konuyu yüz yüze görüştük. 90’dan fazla ülkenin büyükelçisiyle de iş bu noktaya gelmezden evvel neden parlamentoların bu kavgaya dahil edilmemesi gerektiği üzerine konuştuk. Bu kampanyaya içimizde de zaman zaman destek veren bazı açıklamaların yapılması üzerine evvela iç kamuoyumuzun bilgilendirilmesi lazım. Bu konular okullarımızda yeteri kadar okutulmuyor. Bu yüzden dışarıdan gelen tepkilerden etkilenebiliyoruz” dedi.
“Batı dünyasının gerçeği öğrenmek gibi bir kaygısı yok" diyen Çiçek, "Bu işin çözümü için en çok çaba gösteren biziz. Neden Batı bu konu araştırılsın istemiyor? Çünkü bu işin altından kendileri çıkacak. Bu işin sadece Ermeni meselesi olarak görülmemesi lazım, Türkiye üzerinde hesaplar var. Bu konuyu devamlı gündemimizde tutmamız lazım. Sadece 24 Nisan’da 365 gün tartışmamız lazım" şeklinde konuştu.
Çiçek, TBMM’de AP’nin aldığı kararlara tepki gösteren basın açıklamasına yalnızca 3 partiye imza attırabildiklerini paylaşarak, divan kararı almaya yönelik çalışmaların ise oy birliğiyle reddedildiğini aktardı.
“BU OLUMSUZ TAVIRLAR SİYASETTE TANSİYONU ARTIRIR”
ESAM Genel Başkanı Recai Kutan da sempozyumun açılış konuşmasında, 28 Avrupa Birliği (AB) devletinden sadece 11’inin 1915 olaylarını “soykırım” olarak tanıdığını belirterek, tehcir olayının tarihsel geçmişini anlattı. Kutan, “Avrupa Birliği’nden ve Papa tarafından son günlerde asılsız Ermeni soykırımı hususunda yapılan açıklamalar, kendileri açısından büyük bir talihsizliktir. Her fırsatta uluslararası barış ve güvenliğe vurgu yapan AB ve Papa’nın bu olumsuz tavırları gerek Türk-İslam dünyasında ve gerekse de uluslar arası siyasette tansiyonu artırmaktan başka bir işe yaramayacaktır” dedi.