İki dönem CHP İzmir milletvekilliği yapan ancak yeni listede yer almayan CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam, CHP listesinde yerel siyasetçilere ağırlık verilmemesini eleştirerek, “Asla kırgınlığım ve burukluğum yok. Genel Başkanımız, Parti Meclisi gereken kararı vermiştir. Biz de bu kararı savunacağız ve çalışmalara katkı koyacağım” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili olarak sekiz yıl görev yapan Milletvekili Mehmet Ali Susam, İzmir Kordon Otel’de gazetecilerle bir araya geldi. “Bu bir teşekkür toplantısı, veda toplantısı değil” sözleriyle konuşmasına başlayan Mehmet Ali Susam, CHP İzmir listesinde yerel siyasetçilerin ağırlıklı olması önerisinde bulunduğunu ancak en önemli üç ismin listede yer almadığını ifade etti. İzmir’i iyi tanıyan bir milletvekili olduğunu belirten Susam, şöyle konuştu: "İzmirlinin duygularını bilen bir milletvekili olarak listelerde gördüğüm eksiklikleri parti meclisinde söyledim. İzmirlinin beklediği yerel siyasetçilerin ağırlı olması açısından söyledim. İzmirli arkadaşlarımızın başarılı çalışmalarına tanık oldum. Plan Bütçe Komisyonu sözcümüz Rahmi Aşkın Türeli’nin, bilişimden sorumlu olan ve soruşturma komisyonunda görev alan Erdal Aksünger’in, PM’de genç ve kadın akademisyen olarak görev yapan Elfin Tataroğlu’nun listede olması gerektiğine yürekten inandım ve savundum. Düşündüklerimi yetkili kurullarda söylemiş olmanın huzuru içerisindeyim. PM gereken kararı vermiştir. Biz de bu kararı savunacağız ve çalışmalara katkı koyacağım.”
“KIRGINLIĞIM VE BURUKLUĞUM YOK”
Liste yarışında ön seçime girmemesinin nedeni sorulan Susam, her noktaya seçimle geldiğini ancak ön seçim talebini iletmediğini ifade etti. “Ön seçime kendi talebim olsaydı ön seçime girer, çekinmeden yarışır ve devam ederdim" diyen Susam, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kontejanları da Genel Başkanın takdirine bıraktım. O böyle kullanmıştır, saygı duyarım. Kırgın ve burukluğum yok. Milletvekilliği çok ağır bir sorumluluktur. Ben bunu başarılı şekilde yaptım. Ben Genel Başkana kontenjan adaylığına başvuruya gittiğimde, ‘Ben 8 yıl milletvekilliği yaptım. Genel başkanlık hariç her makama geldim. Benim şahsi olarak milletvekilliği diye bir talebim yok. Siz kontenjanları belirleyecek makamdasınız. Benim yaptığım çalışmaları, başarıları siz biliyorsunuz. Eğer benim Türkiye’de esnafa bağlılığımı, esnafla parti arasında köprü kuran en önemli kanal olduğumu biliyorsunuz. Ana ihtiyaç duyarsanız şahsen benim talebim değil, ben partimin emrindeyim’ dedim."
Edindiği deneyimleri partiye, İzmir’e, esnaf teşkilatına, sivil topluma vermeye devam edeceğini anlatan Susam, "Herkesin talebi konusunda benim onlara destek olacağımın bilinmesin istiyorum” dedi.
“ÖN SEÇİM, DEMOKRASİ HAVARİSİ KESİLENLER”
“Ön seçime girmek çok kutsallaştırılıp kontenjanın yerilmesi doğru değildir” diyen Susam, kendisinin ön seçime girmediğini söyledi. Seçimden korkmadığını anlatan Susam, şunları söyledi: "korkmam da ama toplumun önüne çıkıp da ön seçim, demokrasi havarisi kesilenler hayatın her alanında öyle olmalıdır. Yerel seçimde de teşkilatlarda da savunmalıdır. Ben ön seçimde kazananları takdir ediyorum aslanlar gibi çıkıp seçilmişlerdir. Kontenjana çıkanlar da tercih yapmış, genel başkan değerlendirme yapmıştır.”
“AZİZ BEY’E SORACAKSINIZ”
CHP listelerinde yer almamasında Aziz Kocaoğlu’nun etkisinin olup olmadığının sorulması üzerine Susam, şöyle konuştu: “Bu sorunun cevabını ben veremem. Onu Aziz Bey’e soracaksınız. Aziz Bey de basından okuduğum kadarıyla etkisi olmadığını söyledi. Ben sadece Aziz Bey’i parti meclisinden iki gün önce meclis kapısında gördüm. ‘Hoşgeldin başkan’ dedim. Arabamın yanına kadar geldi. ‘Arkadaşları bekliyorum yemeğe gideceğiz’ dedim ve gittim. Aziz Bey’in o gün mecliste bazı milletvekillerini ziyaret ettiğini çay içtiğini söylediler. Bu konuda Aziz Bey’le ilgili bir neden olduğunu hiç düşünmüyorum. Kontenjan belirleme parti meclisinin. Kocaoğlu da siyasi unsurdur istedikleri olabilir olmayabilir. Genel Başkana istediklerini söyleyebilir, doğal hakkıdır. Ama burada karar verici Genel Başkan’dır. Benim de görüşüm sorulursa ben Genel Başkan’a ‘şunlar olsun, olmasın derim’ bundan dolayı söylemiş olsa bile bu normaldir. Biz, Kocaoğlu ile parti içinde birçok ayrılıklara düştük evet ama hiç de alınmam böyle bir şey varsa. O da bir siyasetçidir. Bu beni etkilemez. Benim muhatabım Genel Başkan’dır. Herkesin siyasette belirli görüşleri söylemesi en doğal hakkıdır saygı duyarım.”
“BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI DA YARGILANIYOR”
Siyasi hayatı sürecinde milletvekilliği dokunulmazlığı arkasına sığınmadığını aktaran Susam, hakkındaki BESAŞ ile ilgili iddiaların listelere girmesini engellediği yönündeki söylentilere de cevap verdi.
Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun da İçişleri Bakanlığı tarafından 400 yılla yargılandığını hatırlatan Susam, sözlerine şöyle devam etti: “Bu iddialardan Genel Başkanımın da bilgisi vardır. Kamuoyunda yargısız infaz yapılmaktadır. Benim hakkımda müfettiş raporu dışında açılmış bir tek dava yoktur. BESAŞ’la ilgili açılmış hiçbir dava yoktur. Açılırsa gider hesabını veririm, alnımın akıyla çıkarım geçmişte olduğu gibi. Eğer bu müfettiş raporlarıyla adaylık gerçekleşmeyecek olsaydı Aziz Bey de İçişleri Bakanlığı tarafından 400 yılla yargılanıyor. Bugün Büyükşehir Belediye Başkanımız. Onun da beraat edeceğine yürekten inanıyorum. Hakkında dava açılmamış bir insanın hakkında yolsuzluk var gibi politika yapanlara şunu söylüyorum; ‘çok çalışın bunlarla bir yere gelemezsiniz. Çiğ yemedim karnım ağrımaz gider hesabını aslanlar gibi veririm. Bulanık suda balık avlamak isteyenler başarılı olamaz”
“2023 YILI İKTİDARININ İÇİNDE OLMAK İSTİYORUM”
Susam, milletvekilliği dönemi boyunca başarılı çalışmalara imza attığını ev bundan soran deneyim ve tecrübelerini listede yer alan arkadaşlarına katkı koymak için aktaracağını dile getirdi. Siyasetten kopmayacağını vurgulayan Susam, sözlerini şöyle tamamladı: “Organik tarımla uğraşıyorum. Zeytinliğim var. Kooperatif başkanlığım, esnaf odası onursal başkanlığım sürüyor. Bir de yeni torunum oldu. Nehir. Nehir ile birlikte olacağım. Anama, babama ve çocuklarıma daha çok zaman ayıracağım. Ama siyasetten kopmuyorum. 1973 yılında siyasete başladığım andan bu yana var olan hayallerim hâla aynı şekilde devam ediyor. Türkiye’de örneğin 2023 yılında Atatürk’ün ilkelerine uygun güzel bir iktidarın içerisinde olmak istiyorum.”