CHP’li eski vekil Canan Arıtman, Kemal Kılıçdaroğlu’nun koltuk pazarlığı yapmasını yüzsüzlük olarak nitelendirerek, “CHP kesinlikle AKP ile koalisyon yapmamalı. Böyle bir hata işlenirse Cumhuriyet Halk Partisi, DSP’nin düştüğü duruma düşer. Yani yüzde 1’lik bir marjinal parti olur, tarih sayfalarına gönderilir. Bu partiye, bu kötülüğü yapmaya kimsenin hakkı yok” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) eski Milletvekili ve Cumhuriyet Kadınları Derneği Genel Başkanı Canan Arıtman, 7 Haziran genel seçimlerinin sonuçlarını değerlendirdi. CHP’nin oylarını artıramaması nedenlerinden koalisyon ihtimallerine, kurultay söylemlerinden Erdoğan-Baykal görüşmesine kadar pek çok konuyu yorumlayan Arıtman, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile yönetimini sert sözlerle eleştirdi.
“BİR CHP’Lİ OLARAK AFFETMEM MÜMKÜN DEĞİL”
7 Haziran seçimlerinde öncelikli başarının seçmene ait olduğunu dile getiren Canan Arıtman, partiler içinde en büyük başarıyı HDP’nin sağladığını, onu MHP ve AKP’nin izlediğini söyledi.
Seçimden başarısız olarak çıkan tek partinin CHP olduğunu belirten Arıtman, “Tek bir mutlak başarısız var o da Cumhuriyet Halk Partisi. Cumhuriyet Halk Partisi, 13 yıldır ana muhalefet partisi olmasına rağmen, aynı siyasi partinin 13 yılda bütün iktidar yıpranmasına rağmen, seçimde iktidar partisi 9 puan oy kaybederken bundan 1 puan bile alamamış olması, oyunu 1 puan bile artıramamış olması mutlak bir başarısızlıktır. Yani CHP, bu seçimde hezimet yaşadı. Ben buna neden olanları bir CHP’li olarak affetmem mümkün değil” diye konuştu.
Arıtman, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun hem birey olarak hem de parti olarak güven telkin etmediğini ve bunun da CHP’ye kaybettirdiğini söyledi.
“KOALİSYON YAPARSA DSP GİBİ OLUR”
Yeni Cumhuriyet Halk Partisi (YCHP) söylemi ile CHP’de bir dönüşüm başladığını, CHP’nin kendi kimliğini bıraktığını öne süren Arıtman, CHP’ye bu söylemin oy kaybettirdiğini, alınan yüzde 25’lik oyun atadan dededen CHP’li olanlardan geldiğini kaydetti. CHP’nin artık kendi tabanını kendi seçmenini yitiren bir parti olduğunu anlatan Arıtman, şöyle konuştu: " Yeni CHP’nin CHP’yi ne hale getirdiğini gördük. Cumhuriyet Halk Partisi’ni bu hale getirenlerin fatura ödemeleri lazım, koalisyona falan kaçmamaları lazım. CHP kesinlikle AKP ile koalisyon yapmamalı. Böyle bir hata işlenirse Cumhuriyet Halk Partisi DSP (Demokratik Sol Parti)’nin düştüğü duruma düşer. Yani yüzde 1’lik bir marjinal parti olur, tarih sayfalarına gönderilir. Atatürk’ün kurduğu, bu ülkenin kurucu partisine böyle bir kötülüğü yapmaya kimsenin hakkı yoktur.”
“İSTİFA ETMESİ GEREKENLER İSTİFA ETMEZSE ETTİRİLİR”
Dünya siyasetinde CHP’nin yaşadığı hezimetin örneğinin olmadığını ileri süren Canan Arıtman, sözlerini şöyle sürdürdü: "13 yıldır bir ana muhalefet partisi olacaksınız, iktidar 9 puan oy kaybedecek, siz bir puan bile buradan alamayacaksınız. İktidar olmanız gerekirken artık 13 yıl sonra, en azından birinci parti çıkmanız gerekirken oyunu bile kaybedip gerilere düşen partinin genel başkanı ve yönetiminin hâla o koltuklarda oturmaya hakkı yok. Hakkı da yok hadleri de yok, bu yüzsüzlük. Hâla o koltuklarda yapışıp kalmak yüzsüzlük ötesi, derhal istifa etmeleri lazım. Ayıptır istifa etmen gerekirken koalisyon koltuklarının peşinde dolaşman, koalisyona kapağı atmaya çalışman o koltuğu korumak için çirkindir. Taban buna izin vermez. İstifa etmesi gerekenler istifa etmezse ettirilir, yani görevden uzaklaştırılır. Parti tabanı böyle bir duruma sessiz kalmaz.”
“ACİL KURULTAYA GİDİLMELİ”
Cumhuriyet Halk Partisi’nin acil olarak kurultaya gitmesi gerektiğini dile getiren Arıtman, “Kurultaya gidilerek koalisyon kararlarının orada alınması lazım. CHP yönetiminin yenilenmesi lazım, bu YCHP safsatası ve abuk sabuk söylemlerden partinin bir an önce kurtulması ve CHP’nin özüne, kuruluş ilkelerine geri dönmesi lazım. Topluma yine güven veren bir parti olması gerekir” dedi.
DÖNÜŞÜMLÜ BAŞBAKANLIK SÖYLEMİNİ ELEŞTİRDİ
Kılıçdaroğlu’nun dönüşümlü başbakanlık söylemlerini eleştiren Arıtman, sözlerine şöyle devam etti: “Bu ayıp ötesi bir durum. Bir koalisyon görüşmelerinde en son görüşülecek konu koltuklardır. Siz önce bu koalisyon ortaklığının sözleşmesini yapmanız lazım, bu hükümetin programını hazırlamanız lazım. Yani geçici de olsa eğer bir nikah kıyıyorsanız bunun sözleşmesi olması gerekir. Hangi bakanlık kimde olacak, başbakanlık nasıl olacak, bunlar en son konuşulacak şeylerdir. Genel Başkan Yardımcısı Bekaroğlu, ’Kırmızı çizgilerimiz yok’ dedi. Bakar mısınız yani CHP’nin bir program önceliği yok, tercihi yok. Her şeyi kabul edecek. Tek önemli olan şey koltuk. Başbakanlık koltuğu, bakanlık koltuğu bu çok çirkin bir siyaset, çirkin bir koalisyon pazarlığı. İşte bu gibi büyük siyasi hatalardan dolayı CHP kaybediyor. Zarar veriyorlar, her geçen gün CHP’ye zarar veriyorlar. Bu bir CHP’li olarak benim içimi acıtıyor.”
“CHP GERÇEK CHP’LİLER TARAFINDAN YÖNETİLMİYOR”
CHP’nin gerçek CHP’liler tarafından yönetilmediğini savunan Arıtman, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun İzmir’den aday olmasını da manidar bulduğunu anlattı. CHP’yi yönetenlerin CHP’li olmadığını anlatan Arıtman, şunları söyledi:
"Onun için kaybediyoruz. Düşünün CHP’nin bir genel başkan yardımcısı PKK’nın avukatlığını yapan biri. Başka bir genel başkan yardımcısı Atatürk’e kefere demiş biri. En acısını genel başkanımız söylüyor, ‘Ben Dersimli Kemal’ diyor. Dersimli Kemal ne demek? ‘Ben cumhuriyet karşıtıyım’ demek. Dersimli Kemal o zaman niye gidip kendi memleketinden aday olmuyor da gelip İzmir’den aday oluyor? Niye Sezgin Tanrıkulu, Diyarbakır’dan aday olmuyor da İstanbul’dan aday oluyor? Diyarbakır’da CHP’nin oyu yüzde 1,2. Kendi memleketlerinden milletvekili çıkamayacak kişiler bugün CHP’yi yönetiyor. CHP’li olmayanlar CHP’yi yönetiyor. Bu acıklı bir durum, onun için CHP geriye gidiyor.”
“DENİZ BAYKAL OLSAYDI BİRİNCİ PARTİ ÇIKARDI”
Deniz Baykal’ın CHP’nin başında olsaydı seçimlerden birinci parti olarak çıkabileceğini savunan Canan Arıtman, Baykal’a kurulduğunu söylediği komplo ile ilgili detayları paylaştı. Arıtman, kurulan komplonun yıllar öncesinden hazırlandığını ifade ederek şunları söyledi: “Bir Amerikan düşünce kuruluşunun 70 sayfalık Türkiye raporunu okudum. Onur Öymen Bey o raporu bulmuştu, bana da verdi okudum. O raporda diyordu ki 2008 yılında, ‘Deniz Baykal CHP yönetiminden uzaklaştırılacak, Kemal Kılıçdaroğlu CHP’ye genel başkan yapılacak.’ Biz bunu Deniz Bey’e götürdük. Ama Deniz Bey hiç önemsemedi yani bunu gerçekleşebilecek bir olasılık olarak görmedi. Bir suikast dışında böyle bir şey beklenmedi. Eğer Deniz Bey olsaydı bugün CHP bu seçimden kesin olarak birinci parti olarak çıkardı.”
Türkiye’nin Deniz Baykal gibi devlet adamlarını özlediğini söyleyen Arıtman, seçim sonrası Erdoğan ile görüşmesinin ardından Baykal’a olan ilginin artmasını, vatandaşın Baykal’ın bir devlet adamı olduğunu tekrar anımsaması sebebiyle olabileceğini dile getirdi.
“ERKEN SEÇİM KAÇINILMAZ”
Her halükarda erken seçime gidileceğini öngören ve hükümet formülünü de paylaşan Arıtman, şunları söyledi: “Muhalefet partilerin koalisyonu veya azınlık hükümeti koalisyonu kurularak bir hükümet kurularak çok süratli biçimde sanki kurucu iktidarmış gibi acil gerekli yasal düzenlemeleri yapıp, ekonomiyi hemen düzeltip seçime gitmesi gerekir. Bir erken seçim kaçınılmaz eğer bir koalisyon başarılabilirse iki sene sonra seçim olacaktır. Bir azınlık hükümeti gelirse sanırım 1 yıl sonra Türkiye seçime gider. Ama bunların hiçbiri başarılamazsa o zaman 45 gün sonra erken seçime gideriz. Ama bunu seçmenin istemediğini görüyorum. Türkiye’nin yararına da olmayacağını görüyorum. Bu günler işte genel başkanların yönetim kadrolarının gerçekten siyasetçi olup olmadıklarını gerçekten devlet adamı olup olmadıklarının görüleceği günler. Turnusol kağıdı günlerindeyiz.”
ERDOĞAN-BAYKAL GÖRÜŞMESİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ın görüşmesini de değerlendiren Arıtman, şöyle konuştu: “Sayın Erdoğan ‘koalisyon görüşmelerinin direksiyonun başında ben varım’ dedi. ‘Bunu kimseye bırakmam’ dedi. Hâla anayasal sınırlar içerisinde olmadığını gösteriyor. Koalisyon görüşmelerine birinci çıkan partinin genel başkanı başlar, diğer partilerle görüşür. Ama Cumhurbaşkanı dedi ki ‘koalisyon işlerini ben yaparım.’ Benim bu görüşmeyi okumama göre verilen ikinci mesaj, Cumhurbaşkanı diyor ki ‘benim tercihim AKP-CHP koalisyonudur.’ Üçüncü söylediği şey de şu, ‘Ben Deniz Baykal’a, Kılıçdaroğlu’ndan daha çok güveniyorum.’ Bunların da olabilmesi için Deniz Bey’in partide daha çok sözü geçebileceğini öngörüyor ki bunda haklı bu teşhisi doğru Cumhurbaşkanımızın. Yani diyor ki ‘başbakanlık AKP’de, meclis başkanlığı CHP’de olacak.’ Sayın Cumhurbaşkanı koltuk dağılımlarına başlamış durumda bunları bu şekilde iletiyor.”