CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “4 yılda yoksulluğu bitireceğim. 4 yılda hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. 4 yılda her evde huzur, her evde bereket olacak. 4 yılda Türkiye’yi bu bölgenin en güzel ülkesi yapacağım. Söz veriyorum size” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Bilecik’te mitinginde çiftçilerin sorunları ele aldı. Son 10 yıldır 2 Trakya büyüklüğünde alan ekim yapılmadığını belirten Kılıçdaroğlu, “Çiftçi diyor ki ekiyorum ama zarar ediyorum. Zarar edince ekemiyorum. Dünyanın en pahalı mazotunu çiftçiye satıyorlar. Dünyanın diyorum. Arada bir diyorlar ya Türkiye Dünya’nın lideri. Mazotta lider. En pahalı mazotu satan hükümet. Eğer hükümet yetkililerine soruyorum. Ben bu rakamı nereden aldım biliyor musunuz? Dünya enerji ajansının rakamları bunlar. Bütün dünyada petrol fiyatları, mazot fiyatları, benzin fiyatları kaça satılıyor? Bir numara Türkiye. Peki bu kadar pahalı bir mazotu çiftçiye satarsanız ektiği ürünün de karşılığını alamazsa bu adam tarlayı nasıl ekecek, nasıl geçinecek. Sözüm söz, Kılıçdaroğlu sözü, İlk yıl içinde çiftçi kardeşim senin mazotunu 1 buçuk lira yapacağım” dedi.
“SÖZÜM SÖZ BU VATANDAŞLARIN TAMAMINI HAPİSTEN DE BORÇTAN DA KURTARACAĞIM”
Vatandaşın borç batağında olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Kredi kartı borcu, tüketici kredisi borcu, üstüne gelen faizler nefes aldırmıyor vatandaşa. Kaç kişi borç batağında? 5 milyon kişi. 5 milyon kişi zamanında borcunu ödemediği için mahkemeye verildi. 1 milyon 220 bin kişi mahkemeye gitti. Bakın rakam veriyorum 1 milyon 220 bin kişi mahkemeye gitti. 550 bin kişi taahhüdü ihlal cezası nedeniyle mahkum oldu. 98 bin kişi hapse girdi. Diğerleri de hapse girmek için sıra bekliyorlar. Çünkü hepsini hapse koyacak hapishane yok Türkiye’de. Gerçi Bilecik’te sağ olsunlar iki liseyi hapse dönüştürdüler. Bu ayıp onlara yeter ama size sözüm söz bu vatandaşların tamamını hapisten de borçtan da kurtaracağım” dedi.
“SEVGİLİ ANNELER BEN SİZDEN BİRİSİYİM”
Kendisinin de yokluk gördüğünü ve 7 çocuklu bir aileden geldiğini belirten Kılıçdaroğlu sözlerine şöyle devam etti:
“Ben şunu çok iyi biliyorum. Ben sizden birisiyim. Siz nasıl yaşıyorsanız, bende sizin gibi yaşıyorum. Rahmetli annem okuma, yazma bilmezdi. Ablam o da okuma, yazma bilmez. 7 çocuklu bir aileden geliyorum. İçlerinden üniversiteyi okuyan sadece benim. Çalıştım, devletin önemli görevlerinde çalıştım, önemli sınavlara girdim. Başarı elde ettim. Ve benim kardeşlerimin ne iş yaptığını kimse bilmez. Türkiye Cumhuriyeti bütçesinden sonra en büyük bütçeyi yönettim. Ama hiçbir kardeşimin ne gemileri oldu, ne yatları oldu, ne hanları hamamları oldu. Her birisi siz nasıl yaşıyorsanız, öyle yaşıyorlar. Dedim ya devlet nasıl yönetilir onu bilirim, bütçe nasıl yapılır onu bilirim, vergi nasıl toplanır onu bilirim. Ama bildiğim bir şey var kul hakkı niçin yenmez onu da çok iyi bilirim. O nedenle benim akrabalarım, kardeşlerim, dayılarım han hamam sahibi olmadılar. Kimisi emekli işçidir, kimisi emekli memurdur, kimisi ev hanımıdır. Her birisi kendi çerçevesinde oturur, çalışır, kazanır. Ama onlar devletin malına, vatandaşın malına kul hakkına hiçbir zaman el uzatmadılar. O nedenle sevgili anneler ben sizden birisiyim. Sizin gibi yaşıyorum, sizin gibi çalışıyorum. Siz ne düşünüyorsanız aynı şeyleri düşünüyorum. Ben biliyorum bir evde tencere kaynamazsa o evdeki ıstırabı kadın çeker ben bunu çok iyi bilirim. Eğer çocuğunuz, kızınız işsizse, iş bulamamışsa o evde huzurun olmadığını da ben çok iyi bilirim. İster ki anne baba çocuğum üniversiteyi bitirdi veya askere gitsin gelsin bir iş bulsun, onu baş göz edelim, evlendirelim, torun sahibi olalım der. Ben bunların hepsini bilirim.”
“ALTIN KLOZETLİ TUVALET YAPIYORLAR KENDİLERİNE”
2002’de bu millet onlara çok büyük imkanlar sağlandığını ve 13 yıl tek başına iktidarda olanların milleti unuttuklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, “Ankara’dakilerin ne yapıyorlar biliyor musunuz? Altın klozetli tuvalet yapıyorlar kendilerine. Şaka değil. Bu millet onlara ne verdi biliyor musunuz? Uçak verdi, makamlar verdi, kırmızı plakalı araçlar verdi. Dedi ki bizim sorunumuzu çöz. Kendileri milleti unuttular, milletten koptular artık. Kaçak saraylarda oturuyorlar, hanları hamamları var. Bir elleri yağda, bir elleri balda. Onları unuttular. Ben Konya’da bir gecekondu da kışın camı kırık olduğu için zatürreden ölen Ayaz bebeği unutmadım. Ben Samsun’da açlıktan ölen Kübra bebeği unutmadım. Ama onlar unuttular. Onun için diyorum ben o çocukları unutmam. Eğer bir çocuk yatağa aç giriyorsa o çocuk benim çocuğumdur. Ben asla tok uyuyamam. O zaman bu ülkede yoksulluğu bitireceğiz. Tarihe gömeceğiz. Ben onlar gibi 13 yılda istemiyorum, sizden sadece ve sadece 4 yıl için yetki istiyorum. 4 yılda yoksulluğu bitireceğim. 4 yılda hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. 4 yılda her evde huzur, her evde bereket olacak. 4 yılda Türkiye’yi bu bölgenin en güzel ülkesi yapacağım. Söz veriyorum size. Söz Kılıçdaroğlu sözü. Benim saraylara ihtiyacım yok. Saraylarda oturmadım ben. Ben toprak damlı evlerde okudum. Oralarda yaşadım. Kuş uçmaz, kervan geçmez bir köyde doğdum. Ama bugün bu mevkiye geldiysem sadece ve sadece bunu Cumhuriyet’e Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarına borçluyum” dedi.
“YÜZYILIN PROJESİNİ HAZIRLADIK”
Başarıyı ortak yürütmeliyiz diyerek Bileciklilere seslenen Kılıçdaroğlu, “Türkiye ileri bir yere gelmek zorunda. Yüzyılın projesini hazırladık, yüzyılın. Merkez Türkiye projesi. Nedir o proje biliyor musunuz? Türkiye Asya’nın, Afrika’nın, Avrupa’nın, Ortadoğu ve Kafkasların tam göbeğinde. 4 buçuk saatlik bir uçak mesafesinde. 1 milyar 200 milyonluk bir nüfusa ulaşıyorsunuz . 20 Trilyon dolarlık bir ekonomiye ulaşıyorsunuz. Türkiye bu avantajını hiçbir zaman kullanmadı. Bu avantajı kullanacağız. Bu üstünlüğü avantaja dönüştüreceğiz. 2017 yılından itibaren bu proje katma değer yaratacak. 2035’e kadar. Giderek büyüyecek. 3 tarafımız denizlerle çevrili. Hangi avantajdan yararlandık. Genç nüfusumuz var. Çocuklarımız işsiz. Bu proje 2 milyon 200 bin gencimize istihdam yaratacak. Bu proje bir mega kent ve Türkiye’yi kucaklayan bir proje. Bu projeyle Çin’deki bir sipariş Türkiye üzerinden Bakü’ye 50-55günde gidiyor. Bu proje olduğu zaman Çin’deki yönetici Bakü’ye malını 15 saatte gönderecek. Trabzon limanı, Samsun limanı İskenderun- Mersin limanı sizin düşündüğünüzden çok daha iyi verimli çalıştırılacak. Proje sadece 1 yılda 147 milyar dolarlık katma değer yaratacak. Projeyi açıkladık. Ben önce emekli dedim, işçi dedim, taşeron işçisi dedim bunlar bugün ki sorunumuzu çözen projeler. Ama biz CHP’yiz. Biz bu ülkenin kuruluşunda harcı olan partiyiz. Biz şimdi Türkiye’yi 21’inci yüzyılın lideri yapmak istiyoruz. Projeyi açıkladık ona da yok demiyorlar. Bu proje yanlıştır da demiyorlar. Efendim bu projeyi ben kitabımda yazmıştım. Baktım ki kitabıma sadece bir merkez lafı geçiyor o kadar. Merkez Türkiye nedir bilir misin? Bilemezler. Türkiye’nin coğrafi üstünlüğü nedir bilir misin? Bilemezler. Türkiye’de genç nüfus var. Bilir misin emin olun onu da bilemezler” diye konuştu.
“CUMHURİYET HALK PARTİSİNİN GENLERİNDE KUVA-Yİ MİLLİYE RUHU YATAR”
CHP proje üretiyor diye kıskandıklarının vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Hiç kimse unutmasın sevgili Bilecikliler. Cumhuriyet Halk Partisinin genlerinde Kuva-yi Milliye ruhu yatar. Onlar nasıl mücadele verdiler. Nasıl ülkeyi büyüttülerse biz de aynı mücadeleyi vereceğiz. Ve Türkiye’yi bölgesinin yıldızı haline getireceğiz. Tabi bunu yapmak için hepimizin çalışması lazım. Tabi bunu yapmak için CHP’nin iktidarı gerekiyor. Onun için hep beraber çalışacağız. Az önce slogan atıyordunuz slogan atmak kolay Başbakan Kemal diye. Ama sizden 2 söz istiyorum. Daha benim 2 ilim var oralara da gideceğim. Sizden 2 söz istiyorum. 1’inci söz 7 Haziran’da sandığa gidip CHP’ye oy verecek miyiz? 2’inci söze sıra geldi. Sadece sizin oyunuz değil. Geçen seçimde şu veya bu nedenden CHP’ye oy vermemiş bir vatandaşımızı ikna edeceksiniz” dedi.
“13 YILDA NELERİMİZ OLDU BU HATIRLAYALIM”
13 yıllık hükümet dönemlerinde neler olduğunu bir hatırlayalım Bileciklilere seslenen Kılıçdaroğlu sözlerine şöyle devam etti.
“Diyebilir ki kardeşim neden CHP’ye oy vereyim. Ona diyeceksiniz ki? kardeşim 13 yıl kredi açtık. Tek başına yönettiler. 13 yılda ne oldu? 17 milyon yoksulumuz oldu. 13 yılda ne oldu? 2 milyon Suriyelimiz oldu. 13 yılda ne oldu? Aylığı bin liranın altında 8 milyon emeklimiz oldu. 13 yılda ne oldu? 6 milyon 250 bin işsizimiz oldu. 13 yılda ne oldu? Birilerinin evlerinde ayakkabı kutuları oldu. Diyeceksiniz ki gel kardeşim Kılıçdaroğlu 13 yıl istemiyor. Bütün bu sorunları çözmek için 4 yıl istiyor. Gel kardeşim beraber sandığa gidelim omuz omuza huzur içinde gönül rahatlığı içinde gidelim oyumuzu CHP’ye verelim. 4 yılı görelim. 4 yılda yoksulluğu tarihe gömeceğim. 4 yılda evlere huzuru ve bereketi getireceğim. Onun için söz değil mi? Bir şey daha söyleyeceğim. Bizim bu güvenliğimizi sağlayan polis kardeşlerimiz. Onlar gerçekten de çok zor şartlarda görev yapıyorlar. Sağa gidiyorlar sola gidiyorlar sürgüne gönderiliyorlar. Ama onlar sonuçta bizim güvenliğimizi sağlıyorlar. Bir yerde bir şey olduğunda önce söyleriz devlet nerede diye aslında devleti polis temsil eder. Hemen polis gelir zor şartlarda bize yardımcı olmaya çalışır. Polis kardeşlerimin de sorunu var. Diyorlar ki bizimde 3bin 600 ek gösterge sorunumuz var. Yani dertleri şu. Çalışırken 100 lira alıyorsam emekli olunca maaşım yüzde yüz düşüyor 50 TL’ye düşüyor. Benim hayat standardım düşüyor. Dolayısıyla ben bunu hak etmiyorum. Çalışırken 100 TL alabilirim ama emekli olduğumda bari bu kadar düşmesin. Biraz daha mütevazı bir rakam düşerse en azından bende hayatımı sürdürürüm. Emeklilikte rahat ederim diyor. Bende onlara şu sözü verdim. Kim olursa olsun iktidarda kim olursa olsun iktidarın polisi değil halkın polisi olduğunuz sürece sizin benim başımın üstünde yeriniz var. Polis kardeşlerime söylüyorum. Hiç merak etmeyin. Atama bekleyen 350 bin öğretmenimiz var hiç meraklanmayın. Bütün bunların hepsini çözmek mümkün. Halkın içinden bir siyasi parti halk için çalışan bir siyasi parti cebi için değil yoksulu düşünen bir siyasi parti bütün bu sorunların hepsini çözebilir.”
“TÜRKİYE’NİN HUZURA İHTİYACI VAR”
Kılıçdaroğlu sözlerinin sonunda Türkiye’nin huzura ihtiyacı olduğunu vurgulayarak, “Sandığa giderken geçen seçimlerde CHP’ye oy vermemiş bir vatandaşımızı ikna edeceksiniz. İster evde ister tarlada, ister fabrikada, ister tarlada, ister lokantada, Türkiye’nin içinde bulunduğu noktayı biliyorsunuz, Türkiye’nin bu zor şartlardan kurtulması lazım. Türkiye’nin huzura ihtiyacı var. Barışa, kardeşliğe ihityacı var. Gerginlikten millet bıktı. Kavgadan millet bıktı. Ben huzuru ve barışı getirmek istiyorum. Her evde huzur her evde bereket olsun diyorum. Bunun için bana tekrar söz veriyor musunuz? Bende size söz veriyorum. Gün 12 saat diyorsanız 12 saat, 24 saat diyorsanız 24 saat. Sizin için çocuklarımız için, torunlarımız için, ülkemiz için, bayrağımız için çalışacağım. Emek harcayacağım, alın teri dökeceğim. Dökeceğim her alın teri size Bileciklilere helal olsun” dedi.
Kılıçdaroğlu’nun Bilecik mitingine CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan ile CHP Bursa 1. Sıra Milletvekili Adayı Lale Karabıyık eşlik etti.