Başbakan Yardımcısı Babacan Batman’da

Seçim çalışmaları kapsamında Batman’a gelen Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Türkiye’nin gelmiş olduğu noktayı çekemeyenler var. Nasıl Libya’da Yemen’de komşu komşuyu öldürecek nok...

Seçim çalışmaları kapsamında Batman’a gelen Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Türkiye’nin gelmiş olduğu noktayı çekemeyenler var. Nasıl Libya’da Yemen’de komşu komşuyu öldürecek noktaya geldiyse bizde de benzer bir tabloyu oluşturmak için ısrarla, inatla çalışanlar var. Bu konuda çok dikkatli olmamız lazım" dedi.

Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, bazı ziyaret ve temaslarda bulunmak üzere Batman’a geldi. Diyarbakır’dan karayolu ile Batman’a gelen Ali Babacan, Türkiye Petrolleri sosyal tesislerinde bulunan Kristal Park’ta STK, kanaat önderleri ve iş adamlarıyla bir araya geldi. Burada konuşma yapan Ali Babacan, Türkiye’nin durumunu kıskananların olduğunu bu coğrafyada etkili, güçlü bir Türkiye’nin kendi çıkarlarına zarar vereceğine inananların olduğunu söyledi. Libya’da Yemen’de komşunun komşuyu öldürecek duruma geldiğini Türkiye’de de benzer bir tablo oluşturmak için ısrarla ve inatla çalışanların olduğunu belirten Babacan, bu konuda çok dikkatli olmaları gerektiğini dile getirdi.

Türkiye’yi karıştırmak isteyenlerin kimliğini belli eden, açığa vuran insanları olmadığı, ama kılcal damarlara kadar girmiş ve fitne fesat peşinde olan, bu ülkenin huzur ortamını, barış ortamını bozmaya çalışanların olduğunu ifade eden Babacan, "Buna çok çok dikkat etmemiz gerekiyor. Öncelikle biz hep beraber birlik beraberliğimize sahip çıkacağız. Tek tek sağlam durduktan sonra, saflarımız sık tuttuktan sonra kim uğraşırsa uğraşsın huzur ortamımız barış ortamımız bozamaz. Kendi içimizde acaba demeye başlarsak, şu veya bu sebeple bir birimize karşı cephe oluşturacaksak işte o zaman işleri zorlaşır. Bunu da buradan açıkça ifade ediyorum" diye konuştu.

Türkiye’nin her alanda ilerlemesinin, içinde bulunduğu coğrafyadaki pek çok ülkeden çok farklı bir başarıyı yakalamasını sağladığını anlatan Babacan, "İçinde bulunduğumuz coğrafya zor bir coğrafya. Hemen yanı başımızdaki Suriye’deki iç savaşı sizler daha yakından görüyorsunuz. Suriye’deki bu savaştan bu zor durumdan kaçıp bir bakıma emanet olarak aldığımız Suriyeli kardeşlerimizi siz burada yakından dinliyor ve görüyorsunuz. Irak’ta şu anda topraklarını 3’te 1’i terör örgütü tarafından işgal edilmiş bir tabloyu görüyoruz. Yemede iç savaş var. Libya’da ülke ikiye bölünmüş iç savaş var. Mısırda bir askeri darbe yapıldı bir darbe rejimi var yüzlerce insan hakkında idam kararları alınıyor. İşte böylesine zor bir coğrafya. Şöyle bir bakın nüfusunun çoğu Müslüman olup da kendi içinde istikrarını koruyabilen ülke sayısı çok azaldı. Bakıyorsunuz dışarıdan yıpratmaya çalışıyorlar. Pek çok ülkeyi kendi içinden yıkmaya çalışıyorlar. Kardeşleri, komşuları birbirine düşürüyorlar. Çok acı hüzünlü bir tabloyu biliyoruz. İşte bütün bu zor şartlarda Türkiye hamd olsun kendi birliğini beraberliğini koruyarak demokratikleşmede, temel hak ve özgürlüklerde gerçek anlamda bir hukuk devleti olmada çok önemli başarılar elde etti. Bunun olumlu sonuçlarını ekonomi alanında da gördük. Bir ülkede siyasi istikrar varsa ekonomik başarı arkasından geliyor yeter ki doğru ekonomi politikaları uygulansın. Ama siyasi istikrarın olmadığı bir ülkede ekonomide olumlu bir tablo görmekte mümkün değil. Siyasi istikrar her şeyin zemini. Aynı bina inşa eder gibi. Bir ülkenin başarısının temelinde siyasi istikrar var. Temel çürük zayıf olursa o binanın ayakta durması mümkün değil. Bu siyasi istikrar zemini 2002 yılında oluştuktan sonra Türkiye ardı ardına yaptığı yeniliklerle, hem demokrasi de, hem ekonomide hamd olsun çok iyi noktaya geldik. Geldiğimiz noktayı yeterli buluyor muyuz elbet değil. Daha çok çalışmamız lazım" şeklinde konuştu.

"YASAKLARLA MÜCADELEDE ÖNEMLİ ADIMLAR ATTIK"

AK Parti hükümeti olarak yasaklarla mücadelede önemli adımlar attıklarını dile getiren Babacan, "Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ni çok daha normal bir ortama kavuşturduk. OHAL dönemleri çok şükür gerilerde kaldı. Anadilde konuşmanın suç sayıldığı günler hamd olsun geride kaldı. Biz birde çözüm süreci dedik. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bu çözüm sürecini başlattı. Geçenlerde Batman’daydı ve ben bu işe bedenimi koydum dedi. Aslında çözüm süreci çok karmaşık bir konu değil. Yeter ki o irade olsun. Yeter ki bu konuda herkesin iradesi olsun. Çözüm süreci dediğimiz aslında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı herkesin en temel haklarından, en temel özgürlüklerinden istifade edilmesidir. Başka bir şey değildir. Çözüm süreci demek etnik kökeni ne olursa olsun, mensup olduğu mezhep ne olursa olsun eğer bu ülkenin vatandaşı ise devletin yerel yönetimlerin tüm vatandaşlarımızı aynı samimiyette kucaklayabilmesidir. İçinde bulunduğumuz ülkede bu topraklarda yüzlerce yıl beraber yaşanmıştır. Tarihte bu coğrafya da en güçlü olunan zaman kendi içimizde birlik ve beraberliğin en sağlam olduğu zamandır. Yüzlerce yıl bu topraklar, ortak kültür ortak değerler, bizi biz yapan değerler üzerine geçmiştir. Bir cihan imparatorluğu birlik ve beraberliğin üzerine kurulmuştur. Ayrılıkların üzerine kurulmamıştır. Türkiye son 12 yılda bu noktaya geldiyse eğer Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde bu kadar hızlı bir ilerleme bu kadar kısa zamanda olduysa, aslında bizim birazda özümüze dönmenin sonucudur. Yani tarih boyunca ne başarılı yapmış, bizi başarılı kılan ne varsa onu korkmadan uygulayınca hamd olsun işler değişiyor şekil değişiyor" ifadelerini kullandı.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Siyaset Haberleri