İzmir Ticaret Odası’nda (İTO) konuşan AK Parti İzmir Milletvekili Adayı İbrahim Turhan, “Siyasi vesayetin de, toplumsal vesayetin de, ekonomik vesayetin de, bürokratik vesayetin de ortadan kalkacağı bir ülkenin adıdır Yeni Türkiye. Anayasa değişikliğini bunun için istiyoruz” dedi.
AK Parti İzmir Milletvekili adaylarının da katıldığı İTO Özel Meclis Toplantısı’nda “Dünya ve Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler Çerçevesinde İzmir’e Bakış” konusunda konuşma yapan AK Parti İzmir Milletvekili Adayı İbrahim Turhan, “Önümüzdeki dönem Anayasayı değiştirmek mümkün olursa Türkiye’de devletin sistematiğini ve mantığını değiştirmeyi taahhüt ediyoruz. Siyasi vesayetin de, toplumsal vesayetin de, ekonomik vesayetin de, bürokratik vesayetin de ortadan kalkacağı, Ulu Önder Atatürk’ün ‘hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir’ sözünün gerçek ve tam manasıyla hayata geçirileceği bir ülkenin adıdır Yeni Türkiye. Anayasa değişikliğini bunun için istiyoruz” diye konuştu.
TURHAN’DAN KOALİSYON CEVABI
8 Haziran sabahı AK Parti’nin tek başına iktidar olacağından kimsenin kuşkusu olmadığını düşündüğünü kaydeden Turhan, şu ifadeleri kullandı: “Geçmişteki koalisyon hükümetleri döneminde bu ülkeye nelere mal olduğunu, hangi fırsatların heba edildiğini, ülkenin nasıl Amerika Birleşik Devletleri’nden ithal edilen ekonomi bakanlarına muhtaç hale getirildiğini herhalde milletimiz unutmamıştır. En iyi çözümü birbiri ile taban tabana zıt üç partinin oluşturacağı koalisyonda, Kemal Derviş’in ekonomi bakanlığı olan projeye Türk milleti geçit vermez. Tek beklentimiz Anayasa değişikliğini değiştirecek yetkiyi verin ki geçen dönem yaşadığımız olayın benzerini yaşamayalım.”
“KILIÇDAROĞLU SÖZÜNDE DURMADI”
Kendisini çok üzen bir olayı da anlatan Turhan, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun sözünde durmadığını belirterek, “Borsa İstanbul Başkanı iken kuyumcular bir sorunla geldiler; ‘Ham elmas ithalatından özel tüketim vergisi alınıyor. Ham elmas bir tüketim malı değil. Biz bunu işlemek istiyoruz. Pırlanta haline getirmek istiyoruz. Biz bunu yapamıyoruz’ dediler. ‘Kabul edilir bir şey değil’ dedim. Gittik hemen bununla ilgili yetkililerle görüştük. Maliye Bakanlığımızla. O zaman dediler ki ‘biz de yanlış olduğunu biliyoruz ama bunu çözecek olursak muhalefet bunu siyasi istismar meselesi yaparlar.’ Hem Cumhuriyet Halk Partisi’ne hem de Milliyet Halk Partisi’ne gittik anlattık. Anladılar, hak verdiler ve dediler ki ‘söylediğiniz doğru, bunu düzeltelim.’ Dedik ki; ‘İktidar partisi düzeltecek ama sizin bu konuyu siyasi polemik yapacağınızdan endişe ediyorlar’ dedik. Söz verdiler bize. Her ikisi de söz verdi. ‘Bu milli bir mesele bunu asla ve asla siyasi polemik konusu yapmayacağız’ dediler. Değişiklik yapıldı. Özel tüketim vergisi kaldırıldı, yerine katma değer vergisi konuldu. Bakın beni çok üzen bir şey ve kendisine yakıştıramıyorum; Sayın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu meydanlarda ‘elmastan KDV kaldırdınız’ diye verdikleri söze rağmen bunu kullanıyor. Ben bunu bu sözün verildiği kuyumcular odası ve ticaret erbabımızın açısından talihsizlik olarak değerlendiriyorum” dedi.
“BİZ YAPACAĞIMIZ ŞEYİN SÖZÜNÜ VERDİK”
AK Parti’nin her sözünü tuttuğunu, tutacağı sözler verdiğini kaydeden Turhan, şöyle konuştu: “Biz söz verdiğimiz şeyi yaptık yapacağımız şeyin sözünü verdik. 90’lı yıllarda verilen bu sözlerin 95’te bu ülkeye nelere mal olduğunu biliyoruz. 2001 yılında atılan Anayasa kitapçığının bu ülkeye nelere mal olduğunu biliyoruz. Biz ülkemizi önemsiyoruz. Ekonominin ciddi bir iş olduğunu öğrenecek kadar tecrübe kazandık. Önümüzdeki dönemin hedefi kazandığımız makro ekonomik istikrardan taviz vermeksizin büyümeyi ön plana almak, kaliteli, yüksek katma değerli ve sürdürülebilir büyüme ile artan refahı toplumun bütün kesimlerinin istifade edeceği adil bir şekilde bölüştürmek olacak."
“SİYASET DE İFLAS ETMİŞTİ”
1989’da Turgut Özal’ın kararları ile Türkiye ekonomisinin tamamen dışa açıldığını belirten Turhan sözlerini şöyle sürdürdü: “1989 yılından 2002’ye kadar geçen sürede enflasyon ortalama yüzde 90, büyüme yüzde 3, reel faiziler ortalama yüzde 30. 14 yıllık dönemde verimlilik artışının katkısı, o 3 puanlık büyümeye yüzde 5. Hükümet ömrünün 9 ay olduğu ortamda nasıl planlama yapacaksınız? AK Parti iktidara geldiğinde Türkiye’nin kamu borcunun milli gelire oranı yüzde 100, bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 15, 100 liralık vergi gelirinin 86 lirası faize ödenir vaziyetteydi. Ekonomik olarak iflas durumundaydık ama siyaset de iflas etmişti aslında. 1995-2002 dönemindeki üç seçimde seçmenin siyasi tercihleri radikal şekilde değişiyorsa bunun bir anlamı var. Siyasetin çözüm üretemez hale geldiği bir ortamdaydık. Normal, çünkü zayıf koalisyon hükümetleri siyaset dışı müdahalelere açık bir ortam oluşturmuştu. Ülkemiz toplumsal olarak da ciddi bir iflas durumundaydı. Temel hak ve özgürlükler ortadan kalkmış insanlar ana dillerini konuşamaz ve inançlarını ifade edemez hale gelmişti.”
“DÜNYANIN EN İTİBARSIZ PARASINI KULLANIYORDUK”
AK Parti’nin 13 yıllık döneminin bilançosuna bakılırsa hedefine koyduğu hususlarda başarılı olduğunu söyleyen Turhan şöyle devam etti: “AK Parti’nin 13 yıllık dönemde hedefi, istikrarı sağlamak ve kalıcı kılmak oldu. Başka herhangi bir şeye vakit ve kaynak ayıracak durum yoktu. Dünyanın en itibarsız parasını kullanıyorduk. Para reformu yapıldı, paramız paraya benzer hale geldi. Bankacılık sektöründe önemli reformlar yaptı. Bankaların yarısı iflas etmiş, kapanmıştı. Türkiye ekonomisi bu dönemden sonra bir yapısal dönüşüm içine girdi. Bugün Türkiye ekonomisi makro ekonomik istikrarının sağlandığı ve kalıcı kılındığı bir ortamdır. 2008-2009’da, Büyük Buhrandan sonra şahit olunan en büyük kriz yaşanırken, gelişmiş AB üyesi ülkeler bile sıkıntı çekerken, Türkiye ekonomisi krizin teğet geçtiği, ekonominin ciddi kayba uğramadığı performans sergiledi. Bu ortamda hala tek haneli faizlerle hazinemiz borçlanıyorsa bunda bu istikrarın önemi vardır.”
“KÜRESEL FAY HATLARININ YERİNİN OYNADIĞI ORTAM”
2002 yılında AK Parti iktidara geldiğinde dünyanın en büyük yedi ekonomisinin bir araya geldiğini hatırlatan Turhan, dünya ekonomisindeki dengelere ilişkin de şunları söyledi: “Bugün dünyanın en büyük yedi ekonomisini sayarsak bu yedi ekonomiden sadece üç tanesini zikredebiliriz. Bu değişiklik 15 yıl içerisinde oldu. Dünyanın en büyük yedi ekonomisinden dördünün değiştiği ortam, küresel fay hatlarının yerinin oynadığı ortamdır. Şuanda dünyadaki toplam üretimin yarısı gelişmekte olan ülkelerden sağlanıyor. Önümüzdeki beş yıllık dönemde küresel şirket ölçeğinde kurulacak her 10 şirketten yedisi gelişmekte olan ülkelerde kurulacak.”
“1990’LI YILLARDA ALIŞTIĞIMIZ VAATLER”
Yüzde 3’lerdeki büyümenin hızlı büyümenin farkında olsalar bile tatmin etmediğini kaydeden Turhan, şunları söyledi: “Hem Türkiye hem dünya böylesine devasa bir değişimle karşı karşıyayken bu fayların yerinden oynamasının etkilerini görüyoruz. Önümüzdeki dönem zorluklarla dolu, yeni dünyanın yeni normalin bize ciddi bir zorluk teşkil edeceği bir dönem. Ben isterdim ki; seçim dönemine girdiği bir dönemde Türkiye, önümüzdeki 10 yıllık, 20 yıllık, 50 yıllık vizyon çerçevesinde bu konuları biraz daha fazla tartışsın ama ne yazık ki Adalet ve Kalkınma Partisi dışındaki siyasi partilerin bu konukları değil 1990’lı yıllarda alıştığımız ve o yıllarda bıraktığımızı ümit ettiğimiz ‘size şu kadar, bu kadar vereceğiz’ tarzı, ‘onlar ne veriyorsa 5 bin fazlasını vereceğiz’ söylemlerini andıran, asgari ücretin manasının ne olduğunun anlaşılıp anlaşılmadığı konusunda ciddi kuşkular duymama yol açan bir söylem, ortaya sürülen vaatlerde belirsizlik, ciddiyetsizlik, hesapsızlık. Öyle ki Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarında k yıllardır uygulanan bir takım politikalarının, partilerin seçim beyannamelerine seçim vaadi olarak yazılmış.”
“DOSTLUK ELİ UZATIYORUM”
Meclisin huzurunda söz veren Turhan, İzmir için işbirliği yapacağını kaydederek şunları söyledi: “Dostluk elimi uzatıyorum; İzmir için yatırım yapacak, İzmirlinin hayatını kolaylaştıracak hizmetler için her kim bizimle beraber çalışmaya hazırsa, siyasi görüş, parti, mensubiyet farkı gözetmeksizin, bu konuyu siyasi kısır tartışmaların kurbanı etmeksizin işbirliği içinde çalışmaya hazırız.”
“SİZDEN BUNU İSTİYORUM”
“Önümüzdeki dönemde İzmir kendi içinden çıkardığı evladı İbrahim Turhan’a destek verir ve Anayasayı değiştirecek bir çoğunlukla kendisini meclise gönderirse” diyerek sözlerini sürdüren Turhan, “Yeni Türkiye, yeni Anayasa, devletin özel sektör mantığı ile çalışacağı, şeffaf, hesap verebilir, sorumluluk sahibi, adil ama aynı zamanda etkin işleyeceği, enerji yatırımı yapmak için 38 yerden izin almanızın gerekmeyeceği, aylarca iki kurum arasındaki yazışmalar sebebiyle işinizin ortada kalmayacağı bir kamu düzeni ve yatırım ortamı kuracağız. Sizden bunu istiyorum” diye konuştu.
“SEÇİMDEN SONRA İSTİKRAR OLACAK MI?”
İTO Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş ise seçim sonrası ekonomideki istikrarla ilgili şunları söyledi: “Seçimden sonra istikrar olacak mı? Ekonomi yönetimi nasıl olacak? Ülkemiz ekonomik sorunlardan kurtuldu ve ekonomik hedeflere yöneldi. İstikrar ortamı seçimden sonra ne olacak bizim derdimiz de bu. Sayın Turhan ekonominin mutfağından gelen biri. Acemilik çekmeden direksiyona geçip yönetecek durumda olan biri. Kendisinin seçilmesi bizim için önem taşıyor. Kronik hale gelen pek çok sorunu hala çözemedik.”