Mardinli Süryani telkari ustası Suphi Hindiyerli, tarihi milattan önce 3 binli yıllara dayanan telkari sanatını ayakta tutmak için teknolojiye direniyor. Hayatını telkariye adadığını ve bu sanatı yaşatabilmek için memleketine geri döndüğünü anlatan Hindiyerli, yeni ustalar yetişmemesi nedeniyle sanatın kaybolacağı kaygısını yaşadığına dikkat çekti.
Mardinli Süryani telkari ustası Suphi Hindiyerli, birçok kaynağa göre tarihi milattan önce 3 binli yıllara dayanan Mardin’e özgü telkari sanatını ayakta tutmak için teknolojiye direniyor. Arjantinli ünlü eski futbolcu Diego Maradona’ya ve Prens Charles’a özel telkari tespihi yapıp, armağan ederek, dünya gündemine gelen Hindiyerli, şimdilerde hayatını adadığı telkari sanatının kaybolacağı kaygısını yaşıyor. Telkarinin usta, çırak ilişkisinin gücüyle günümüze kadar geldiğini belirten Hindiyerli, bu mesleği geleceğe taşımaya çalıştığını ifade etti. Yaptığı telkarilerde 5 bin yıl önce kullanılan el sanatının aynısını kullandığını vurgulayan Hindiyerli, artık iyi ustaların yetişmediğini dile getirdi.
TELKARİ İÇİN GERİ DÖNDÜ
1974’te Mardin’i terk edip, İstanbul’a yerleştiğini ve 23 yıl sonra bu sanatı yaşatmak ve yaymak için Mardin’e geri geldiğini anlatan Hindiyerli, “Ustalar yetiştirdim, Türkiye de ilk telkari ustası bir kadın yanımda 8 yıl çalıştı. Şimdi kendisi de Yeşilli’de usta olarak eleman yetiştiriyor. Şu ana kadar 3 tane usta, 5 tane de kalfa yetiştirdim. Ancak artık yeni ustalar yetiştiremiyoruz. Kimse artık gelip, öğrenmek istemiyor. Çünkü zor bir sanat” dedi.
Bu işi yapanların az olması nedeniyle sipariş alamadıklarını ve mesleğin günden güne kaybolmaya yüz tuttuğunu aktaran Hindiyerli, “Çok müşteri geliyor. Dünyanın her yerinden geliyorlar. Örneğin geçtiğimiz günlerde Malta’dan iki kişi geldi. Ayda 200 çift küpe istediler. Ancak kabul edemedim. Çünkü yalnız başıma yetiştiremiyorum” diye konuştu.
“AB HİBE TEKLİF ETTİ, KABUL ETMEDİM”
Avrupa Birliği’nin (AB) bu mesleği yaşatması için hibe vermek istediğine ancak kabul edemediğine de dikkat çeken Hindiyerli, şunları kaydetti:
“Çünkü çocuklara güvenemedim. Öğrenmek istemiyorlar. Çabuk sıkılıyorlar. Bu iş sabır ve emek işi. Şimdi tek kaygım bu mesleğin bir gün kaybolması. Ben elimden geleni yapıyorum yaşatmak için. Bu işe gönül vererek, öğrenmek isteyenlere de kapım her zaman açık. Ömrüm vefa buluncaya kadar bu mesleği yaşatmak için elimden geleni yapmaya devam edeceğim”.