Servergazi Devlet Hastanesi Cildiye Uzmanı Dr. Osman Aydın, zona hastalığının halk arasında sinir ucu iltihabı ya da gece yanığı olarak bilindiğini ve vücudun tek tarafında, ağrılı, su toplamış kabarcıklar ve kızarıklıklar şeklinde görüldüğünü söyledi.
Zona hastalığının genellikle 50 yaş ve üzeri kişilerde görüldüğünü ve suçiçeği geçiren herkesin zona hastalığına yakalanabileceğini açıklayan Cildiye Uzmanı Dr. Osman Aydın, "Suçiçeği ve zona hastalığına sebep olan virüs aynıdır. Bu virüs insan vücuduna ilk girişinde suçiçeği hastalığına sebep olur. Daha sonra sinir köküne yerleşir, pasif bir şekilde uykuda bekler. Daha sonra kızarıklık ve 2 - 3 hafta kadar süren şeffaf su kabarcıkları meydana gelir. Bu kabarcıklar koyu renkli kan ile dolar, sonra kabuklanır ve iyileşmeye başlar" dedi.
FARKLI HASTALIKLARLA KARIŞTIRILABİLİYOR
Hastalığın ilk günlerinde döküntü olmadığını, zonanın çıkacağı bölgede kaşınma, batma bazen ağrı gibi şikayetlerin oluşabileceğini kaydeden Aydın, "Bu dönemde zonanın çıkacağı bölgelerde görülen ağrılar, kalp ağrısı, apandist, migren gibi hastalıklarla karışabilir. Dolayısıyla hasta bu branşlarda çok sayıda gereksiz tetkiklerle zaman kaybedebilir. Deride kabarcıklar çıkınca tanı konabilir. Zona en sık göğüs bölgesinde görülmekle beraber, yüz, baş bölgesi, kollar, bacaklar, kulak gibi vücudumuzun pek çok bölgesinde de oluşabilir" diye konuştu.
BULAŞICI DEĞİL
Zonanın bulaşıcı bir hastalık olmadığını sadece suçiçeği geçirmemiş olan kişilere bulaşabileceğini söyleyen Dr. Aydın, zona tanısının erken konması ve erken tedaviye başlanmasının, hastalık sonrası ağrı gelişimini engellediğini de sözlerine ekledi. "Özellikle yaşlı ve direnci düşük hastalarda tedavisi gecikirse aylar süren zona sonrası ağrılar görülür" diyen Dr. Aydın, şunları kaydetti:
"Ciltteki yaralar düzelse bile sinir hasarı nedeniyle dayanılmaz ağrılar devam edebilir. Bu nedenle tedaviye döküntü başladıktan sonraki ilk 72 saatte başlanmalıdır. Zona az da olsa baş bölgesini, yüzü ve gözleri etkileyebilir. Özellikle gözü etkileyen zonada hemen tedaviye başlanmalıdır. Zona genellikle vücudun bir yarısında görülür. Zona bulaşıcı olmayıp sadece suçiçeği geçirmiş olanlara bulaşabilmektedir. Fakat bu kişilerde zona değil, suçiçeği gelişir. İnsanların zona geçirme ihtimali tüm yaşam boyunca ortalama yüzde 15 - 20’dir. Sağlıklı kişilerde ikinci kez tekrarı nadir görülür."
Dr. Osman Aydın, tedavide istirahat ve iyi beslenmenin önemli olduğunu belirterek, sistematik intiviral ilaçlar, B vitaminleri, ağrı kontrolü için ağrı kesici, sulu pansuman ve antibiyotikle kremlerin kullanıldığını ifade etti.