Tüik Verilerine Göre Türkiye’de Her Altı Kişiden Biri Obez

Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Genel Cerrahi Bölümü’nde görevli Op. Dr. Mehmet Güler, Türkiye’de her altı kişiden birini tehdit altına alan obezitenin biyolojik olduğu kadar psikolojik ve sos...

Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Genel Cerrahi Bölümü’nde görevli Op. Dr. Mehmet Güler, Türkiye’de her altı kişiden birini tehdit altına alan obezitenin biyolojik olduğu kadar psikolojik ve sosyal sebeplerinin de bulunduğu ve meme kanseri başta olmak üzere bağırsak ve rahim kanserleri riskini artırdığını söyledi.

TÜİK verilerine göre, her üç yetişkinden birinin fazla kilolu ve 5 milyon kişinin de hastalık derecesinde obez olduğu Türkiye’de, obezite cerrahisi dikkatleri üzerine çekiyor.

Kronik bir hastalık olarak obezitenin ölüme yol açan nedenler arasında sigaradan sonra 2. sırada geldiğini söyleyen Op.Dr. Mehmet Güler, laparoskopik tüp mide ameliyatıyla ilgili açıklama yaptı. İleri derecede obezitede diyet ve egzersiz gibi tedavilerin kalıcı başarı şansının yüzde 10’un altında olduğunu belirten Op.Dr. Mehmet Güler, “Tıbbı istatistikler; son yıllarda yaygınlaşan obezite ameliyatlarıyla, obezite hastalarının büyük çoğunluğunda sağlıklı ve etkin zayıflamanın sağlanabildiğini ortaya koymaktadır. Ülkemizde halen, durumu tıbben ameliyat gerektirir sınırdaki obezite hastalarının sadece binde 1-2’si kadarı ameliyatla tedavi olmaktadır” şeklinde konuştu.

“OBEZİTENİN BİYOLOJİK, PSİKOLOJİK VE SOSYAL NEDENLERİ VAR”

Obezitenin nedenleri ve tedavisi konusunda yanlış anlayışların hakim olduğunu söyleyen Op.Dr. Güler, “Fazla kilolu olmak keyfi bir tercih gibi, obezite tedavisi olmak da kozmetik amaçlı bir işlem gibi algılanmaktadır. Hâlbuki obezitenin biyolojik, psikolojik ve sosyal nedenleri vardır. Obezite kronik ve ciddi bir hastalıktır. Obezitenin tedavisi sağlıklı bir yaşam için tıbbi bir gerekliliktir” dedi.

“BİRÇOK TIBBİ BRANŞ BİR ARADA ÇALIŞIYOR”

Obezitenin birçok hastalığı beraberinde getirdiğini anlatan Op.Dr. Güler, obezitenin ruhsal ve fiziksel olarak daha konforsuz bir hayat yaşanmasına ve beklenen ömrün kısalmasına neden olduğunu söyledi. Op. Dr. Güler, obezitenin tansiyondan şekere, eklem hasarından depresyona kadar vücutta birçok organ ve sistemde ek sorunlara yol açtığını anlatarak şöyle konuştu: "Bu nedenle obezite hastalarında her türlü tedavi için baştan sona birçok tıbbi branşın bir arada çalışması, bölümler arasında akıcı bir işbirliği ve her yönden donanımlı bir sağlık hizmeti sunumu gerekir.”

“OBEZİTE, MUTLAKA TEDAVİ EDİLMESİ GEREKEN BİR HASTALIK”

Op.Dr. Güler, tüm ameliyatlarda olduğu gibi obezite ameliyatlarıyla ilgili de sorunlar yaşanabileceğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "Ancak, obez olarak yaşamaya devam etmenin risklerinin, obezite ameliyatlarının risklerinden çok daha yüksek olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Hastalık derecesinde obez kişilerin etkin bir şekilde tedavi edilmeleri halinde, büyük bir çoğunluğunun yüksek tansiyon, tip 2 şeker hastalığı, uyku apnesi gibi birçok ek hastalıktan kurtulduğu ve obez olarak yaşamaya devam edenlere oranla on yıl kadar daha uzun yaşadığı gösterilmiştir.”

“MEME, KALIN BAĞIRSAK VE RAHİM KANSERİ RİSKİNİ ARTIRIR”

Obezitenin ölüme en çok yol açan nedenler arasında ikinci sırada geldiğine vurgu yapan Op.Dr. Güler, sözlerini şöyle tamamladı: “Obezite; meme, kalın bağırsak ve rahim kanseri riskini artırır. Obezite, hayatı tehdit eden risklerden iskemik kalp hastalığı ve felç riskini yüzde 33 oranında, tip 2 şeker hastası olma riskini yüzde 75 oranında, yüksek tansiyon riskini yüzde 50 oranında artırır. Obezite için ameliyat olarak zayıflayan hastalar yüzde 80 oranında tip 2 şeker hastalığından yüzde 60 oranındaysa yüksek tansiyon ve kan yağları yüksekliğinden kurtulur.”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Sağlık Haberleri