Total diz protezi uygulamaları diz ağrılarına son veriyor.
Bursa Özel Hayat Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Aydın Özkan, total diz protezi uygulamalarının yaklaşık 45 yıldır giderek artan başarı grafiği ile ortopedide kullanılan seçkin bir tedavi yöntemi olduğunu söyledi. Özkan, “Gerek yöntem, gerek kullanılan malzemelerin giderek gelişmesi ile uzman ellerde yüzde yüzlere yakın başarı elde edilmektedir. Total diz artropilastisi, dizde deformite olsun veya olmasın dize ait ağrıyı ortadan kaldırmayı amaçlayan tedavi yöntemidir. Ancak dize ait olmayan ağrılara sebep olabilecek başka etkenlerin bulunabileceği unutulmamalıdır. Bunlar omurilikten, ipsilateral kalçadan, periferik vasküler hastalıktan, menisküs patolojisinden ve dizdeki bursitlerden kaynaklanan ağrılar olabilir. Ameliyat yapılmadan önce konservatif iyileştirme tekniklerinin (antienflamatuar ilaçlar, aktivite modifikasyonları, intraartiküler enjeksiyonlar ve baston kullanımı gibi) hepsi denenmiş olmalıdır” dedi.
Op. Dr. Özkan, “Yaşlı hastalar ve birçok ekleminde sistematik artrit nedeniyle tutulum olan, kısıtlı fonksiyonlara sahip genç hastalarda aktivite düzeyi ile ters orantılı olduğu için diz protezinin sağ kalım süresi daha uzundur. Çoğu romatoid artrit tanısı konmuş çimentolu diz artroplastisi yapılan 55 yaşın altındaki hastalarda duffy, trousdale ve stuart 10 yılda yüzde 99 ömür, 15 yılda ise yüzde 95 ömür bildirmişlerdir. Yaşlı hastalarda dejeneratif eklem hastalığı olmasa bile kondrokalsinosiz ve psödogut gibi hastalıklardan kaynaklanan ağrılarda da eklemde total kıkırdak kaybı varsa artroplasti endikasyonu konulabilir. Bazen patellofemoral artriti olan yaşlı hastalara da sonuçları patellektomiden daha iyi olduğu için TDA gerekebilir” diye konuştu.
Tedavi ve tedavi sonrası gelişmeler hakkında da bilgi veren Özkan, “Dizdeki deformasyonun ilerlemesi, ileride yapılacak olan total diz artroplastisinin sonucunu olumsuz etkileyecek ise orta derecede artrozu ve ağrısı olan hastalarda da artroplasti endikasyonu vardır. Fleksiyon kontraktürü 20 derecenin üzerinde olan hastalarda yürüyüş şekli gözle görülür bir biçimde değişir ve ekstansiyonun geri kazanılması zorlaşır” ifadelerini kullandı.