Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı ve Büyüyen Çocuk Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof.Dr. Bumin Dündar, kızlarda görülen kısa boy, kısırlık gibi rahatsızlıklara yol açan turner sendromu hastalığının bilinç düzeyinin gerek toplum gerek tıp camiasında yeterli olmadığını söyledi.
Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı ve Büyüyen Çocuk Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof.Dr. Bumin Dündar, genetik bir rahatsızlık olan ve kızlarda görülen turner sendromu hakkında bilgi verdi. Doğan 2 bin 500 bebekten birinin turner sendromu hastalığıyla dünyaya geldiğini belirten Dr. Dündar, hastalığa kalp, kulak anomalisi, diyabet gibi hastalıkların eşlik ettiği söyledi. Kızlarda görülen hastalığın en önemli ayırıcı belirtilerinden ikisinin ‘kısırlık’ ve ‘boy kısalığı’ olduğunu belirten Dr. Dündar, erken tanı koymanın çok önemli olduğunu söyledi. Erken tanı sayesinde boyun hormon tedavisi ile uzatılabileceğini anlatan Dr. Dündar, kalp, diyabet gibi hastalıkların da düzenli takip edilerek hastaların yaşam sürelerinin uzatılabileceğini ifade etti.
TEDAVİ OLMAYAN KIZLAR 1.40’TA KALIYOR
Çocuk Endokrin Diyabet Derneği’nin Turner Çalışma Grubu kurulduğunu ve hastalığın farkındalığının artırılması için çalışma yaptıklarını ifade eden Dr. Dündar, “Turner, aslında oldukça sık görülen bir sendrom. Kızlarda görülüyor. En önemli bulguları kısa boy ve kısırlıktır. Hastaların gebe kalma şansı son derece düşüktür. Hastalıkta en önemli sorun toplumun farkındalık düzeyinin çok düşük olması. Türkiye’de tespit edilemeyen çok sayıda turner sendrom hastası var. Birçok hastanın tanısı atlanıyor ya da geç tanı konuyor. Erken tanı çok önemli. Kısa boy açısından erken büyüme hormonu tedavisi fayda sağlıyor. Tedavi olmayan hastaların boyları 140 santimde kalırken, büyüme hormonuyla hasta 150 santim üzerine çıkabiliyor” dedi.
Kızlarda kısa boyun çok önemsenmediğinin altını çizen Dr. Dündar, şunları söyledi: “Bu hastalara ne yazık ki geç tanı konuyor. Kızlarda kısa boy çok önemsenmiyor. Birçok turner sendromlu kızın ailesi doktora başvurmuyor ya da geç başvuruyor. Genelde adet görmediği için 12-13’lü yaşlarda geliyorlar. Bu tür sorunları aşmak için toplum ve sağlık sektöründe bir farkındalık oluşturmak istiyoruz."
Çocuk Endokrin Diyabet Derneği ve Büyüyen Çocuk Derneğinin ortaklaşa 12 Eylül’de İzmir’de Turner Bilimsel Sempozyumu’nu gerçekleştireceğini anlatan Dündar, şöyle konuştu: "Bir gün sonra da bu hastalıkla ilgilenen doktor ve hastaları buluşturacağız. Toplantıda internet üzerinde de soru alacağız. Facebook’ta da bir grup oluşturduk. Aldığımız mesajlara baktığımızda hastaların da hastalıkla ilgili çok fazla bilgisi olmadığını görüyoruz. Kalp, diyabet, bağışıklık sistemi hastalıklarının sık görüldüğü turner sendromlu hastaların doktor tarafından düzenli olarak takip edilmesi gerektiğinin altını çizen Dr. Dündar, “Hastaların tedavi ile anne olma oranı son derece düşük. Dünyada sağlıklı bebekleri olan hastalar var. Ancak hastalardan yüzde 1-7 arasında bildiriliyor. Bu hastalarda yumurtalık rezervleri var. Sonra bu rezerv yok oluyor. Kendileri gebe kaldıklarında gebelik komplikasyonları ve bebekteki anomalilik oranları yüksek görülüyor."
TURNER SENDROMU
Turner sendromu; bir dişide eşey kromozomlarından birinin bulunmaması sonucu ortaya çıkan çeşitli semptomların tümüne verilen ad. Turner sendromluların fenotipi dişi olarak görülür fakat; eşey organları ve eşey hücreleri gelişmez. Kısır bireylerdir. Turner sendromlu bireylerde doğuştan böbrek rahatsızlıkları, kalp anomalileri, kistik higroma en çok görülen hastalıklardır. Belirtileri: Kısa boy, göğüs kafesi farklılığı ve meme ucu genişliği, düşük saç bitişi, düşük kulak çizgisi, kısırlık, adet görememe, yeni doğan bebeklerde ayak sırtında ödem.
Turner Sendromu Sempozyumu, 12 Eylül’de İzmir Wyndam Özdilek Otel’de yapılacak, otelde 13 Eylül’de de hastalar ve uzmanlar için kahvaltılı buluşma gerçekleşecek.